Çok uzun zaman önce translate French
798 parallel translation
Çok uzun zaman önce buna karar verdim.
J'y ai beaucoup songé.
Seni burda görüyorum, aynı anda da uzakta, çok çok uzakta ve çok uzun zaman önce sanki orman- -
Je vous vois ici et, au même moment, plus loin, encore plus loin et bien plus loin encore dans un long endroit comme une...
Çok uzun zaman önce
Loin d'ici, il y a longtemps de cela
Bu yeni ülkeye, büyükbabanızla çok uzun zaman önce geldik. Çünkü burada, çok güzel bir şey olduğunu duyduk.
Votre Grand-père et moi sommes venus dans ce pays... parce qu'on nous avait dit que la vie y était meilleure.
- Söyleme şeklinden. Çok uzun zaman önce gerçekleşen bir şeymiş gibi.
De la façon dont il l'a dit...
Çok uzun zaman önce henüz çok gençken bunu öğrendim.
Je le sais depuis le début.
Çok uzun zaman önce gitmeliydim.
J'aurais déjà dû le faire.
Belki bu, çok uzun zaman önce doğruydu. Buzul devrinden önce.
C'était peut-être vrai il y a très longtemps, avant l'âge de glace.
Çok uzun zaman önce değil, Delancey Caddesindeydim ben. Ve bu akşam ben de 23.
Et cette nuit je brille sous les lumières de la 23rd.
- Ben artık bir hiçim Susanne. Çok uzun zaman önce okunmuş, geç - erliliğini yitirmiş bir kitap gibi.
Je ne suis qu'un vieux bon pour la tombe
çok uzun zaman önce bu gezegende güçlü ve asil bir ırk yaşıyormuş.
Il y a des millenaires... une race d'etres nobles habitait cette planete.
Çok uzun zaman önce konuşmalıydım.
J'aurais dû parler il y a longtemps.
Doğduğum yere... uzun, çok uzun zaman önce... beni doğuran anneme beni yetiştiren babama... dönüyorum.
Je vais vers la maison qui m'a vu naître... vers la mère qui m'a porté et le père qui m'a élevé... il y a longtemps, longtemps... si longtemps.
Senin hatırladığın o kız, çok uzun zaman önce öldü.
La fille dont vous vous souvenez est morte il y a des années.
Çok uzun zaman önce yapmam gereken bir şeyi.
Ce que j'aurais dû faire il y a longtemps.
Bütün bunlar çok uzun zaman önce olan şeyler tatlım.
Tout ça, c'était il y a longtemps.
Çok uzun zaman önce öldü.
Il est mort depuis longtemps.
Çok uzun zaman önce bir arkadaşım hafta sonu için davet etmişti.
Un ami m'a invitée pour le week-end, il y a longtemps.
Çok uzun zaman önce Meksikalıların, sezgileri güçlensin dirayetli olsunlar diye, mantar yediklerini okumuştum.
J'ai lu, il y a très longtemps, que les Mexicains en mangeaient afin d'accroître leur perception et atteindre un état de bien-être.
Hepsi de çok uzun zaman önce yazılmıştır tabii ki fakat biliyor musunuz yeni bir şiire başladı?
Bien sûr, ils ont tous été écrits il y a longtemps, mais il en a commencé un nouveau.
Çok uzun zaman önce.
Il y a longtemps.
Onlar bu gezegeni çok uzun zaman önce ele geçirdi. Geride kalan atalarını ve benim atalarımı kölelere dönüştürdüler
Ils se sont emparés de cette planète il y a longtemps, réduisant en esclavage vos ancêtres et ceux des miens qui sont restés.
Vortis'in krater ve yaylalarına dikilir, zamanın sessizliğinde yavaşça dokunummamış hale geliyorlar, ve onların girişi türümüz tarafından çok uzun zaman önce unutuldu.
Tissés dans les cratères et les plateaux de Vortis, ils sont lentement défaits par le silence du temps, et leurs entrées oubliées de notre espèce depuis longtemps.
Arthur o otel odasında bulunduktan çok uzun zaman önce ölmüştü.
Arthur était mort bien avant qu'on ne le retrouve dans cette chambre d'hôtel.
Bir zamanlar... çok çok uzun zaman önce...
Il était une fois. Il y a très, très longtemps.
George ve ben eski dostuz. Çok uzun zaman önce tanıştık.
Nous sommes de vieux amis, depuis très longtemps.
- Çok uzun zaman önce.
- C'était il y a longtemps.
Oradaki tüm hayat çok uzun zaman önce yok oldu.
Il n'y a plus aucune vie depuis longtemps sur Zetar.
- Evet, ama çok uzun zaman önce.
Il y a très longtemps.
Necronomicon efsanesi çok uzun zaman önce dünyanın ev sahiplerinin başka bir boyuttan gelen türler olduğuna dayanır.
La légende du Necronomicon raconte qu'il y a longtemps, la terre était habitée par... une race venue d'une autre dimension.
Çok uzun zaman önce değildi...
Il n'y a pas si longtemps...
Çok çok uzun zaman önce Meymene'deydi.
Dans la province de Maimana, il y a longtemps.
Bendim, çok uzun zaman önce.
Je l'ai été, il y a longtemps.
Ödeme tarihi, çok uzun zaman önce.
L'échéance est passée il y a bien longtemps.
Uzun, çok uzun zaman önce Kiochi kasabasında olanlardan bahsediyorum.
Il y a bien longtemps, tu vivais à Koichi. C'est de ça que je parle.
Sen bağlantını çok uzun zaman önce kaybettin.
Il y a longtemps que tu l'es.
- Çok uzun zaman önce bitti.
- Il y a très longtemps.
Bilemiyorum... bu sanki çok uzun zaman önce tanıştığım birini görmek gibi.
Je sais pas... C'est comme l'impression de les avoir connus il y a longtemps...
Ne garip, an geçtikten sonra pek çok şey unutulur gider. Oysa uzun zaman önce olanları, çoktan olup gitmiş kadınların ve erkeklerin anısı zihnimde o kadar berrak ve taze ki.
C'est étrange de penser que l'esprit oubliera tant de ce moment, tout en gardant clairement le souvenir de ce qui s'est passé des années plus tôt, d'hommes et de femmes décédés longtemps auparavant.
Şey, uzun zaman önce, pek çok insan yeryüzünün düz olduğuna inanıyordu.
Il y a longtemps, les gens croyaient que le monde était plat.
Bilgece ve zekice olan herşey, benden çok daha olgun.. .. ve yetenekli kişilerce uzun zaman önce söylendi.
Tout ce qui est sage ou spirituel a déjà été dit par des esprits et des talents supérieurs au mien.
Uzun zaman önce yaptığı o hatayı telafi etmek için çok çabaladı.
Il a eu des ennuis, il y a des années et le chapitre est clos.
Uzun zaman önce çok küçükken.
Il y a très longtemps. Quand j'étais tout petit.
Seni o kadar çok hayal ettim ki, bunların uzun zaman önce kurduğum bir düş olmadığına inanmak çok zor.
Tu as été irréel si longtemps, il est dur de croire que tout ceci n'est pas un rêve.
Uzun zaman önce, çok uzak bir ülkede bir kral ile, iyi yürekli bir kraliçe yaşardı. Yıllar boyunca bir çocukları olsun istediler ve sonunda dilekleri kabul oldu.
Il était une fois dans une contrée reculée, un roi et une reine qui depuis longtemps espéraient avoir un enfant.
Çok uzun bir zaman önce gördüğün en güzel şeyler olduğunu söylemiştin.
Autrefois tu disais qu'ils étaient la plus belle chose que tu ais vu.
Çok uzun zaman önce, kayda değer birisi olabilirdin.
Il y a longtemps.
Uzun zaman önce kocanızın bana çok iyiliği dokundu.
Votre mari a été si bon avec moi.
Tohachi, çok iyi toprakları kendi mülküne katmak istiyor, ve uzun zaman önce burası ailemin mülküydü.
La terre que veut Tohachi est une très bonne terre, et il y a longtemps, elle appartenait à ma famille.
Çok uzun bir zaman önce babanıza söz vermiştim size ve Ralph'a sonsuza dek bakacağım.
Il y a très longtemps, j'ai promis à votre père que je prendrais toujours soin de vous et de Ralph.
Uzun zaman önce öğrendim ki yeterince kan dökmekten çok dikkatli olmayı açıklamak daha kolay.
J'ai appris il y a fort longtemps qu'il est plus facile d'expliquer de trop grandes précautions que d'être puni pour n'en avoir pas pris assez.
çok uzun zaman önceydi 42
çok uzun zaman oldu 115
çok uzun bir süre 23
çok uzun zamandır 30
çok uzun sürdü 28
çok uzun sürmez 60
çok uzun 117
çok uzun bir zaman 18
çok uzun zaman 27
çok uzun sürmeyecek 22
çok uzun zaman oldu 115
çok uzun bir süre 23
çok uzun zamandır 30
çok uzun sürdü 28
çok uzun sürmez 60
çok uzun 117
çok uzun bir zaman 18
çok uzun zaman 27
çok uzun sürmeyecek 22
çok uzun değil 30
uzun zaman önce 180
uzun zaman önceydi 90
çok üzüldüm 280
çok üzgünüm 1758
çok uykum var 28
çok uzaklarda 16
çok üzgün 38
çok üzgünüm efendim 30
çok uzak 78
uzun zaman önce 180
uzun zaman önceydi 90
çok üzüldüm 280
çok üzgünüm 1758
çok uykum var 28
çok uzaklarda 16
çok üzgün 38
çok üzgünüm efendim 30
çok uzak 78
çok üşüyorum 45
çok üzücü 155
çok uzakta 50
çok üşüdüm 19
çok utanıyorum 107
çok uzak değil 39
çok uzaklara 31
çok utandım 66
çok üzgünüz 53
çok utanç verici 43
çok üzücü 155
çok uzakta 50
çok üşüdüm 19
çok utanıyorum 107
çok uzak değil 39
çok uzaklara 31
çok utandım 66
çok üzgünüz 53
çok utanç verici 43