Çok uzun translate French
12,730 parallel translation
- Çok uzun süre evli değildik ama eminim solardı.
- Nous ne sommes pas mariés assez longtemps mais je suis sûr qu'il aurait fait.
Çok uzun sürmeyecek.
Ça ne durera pas longtemps.
Altı ay çok uzun bir süre. Buradaki hayat da pek mükemmel değil.
Six mois, c'est long et, la vie ici n'est pas parfaite.
Çok uzun zamanı yok.
Elle n'en a plus pour longtemps.
Büyük olasılıkla bacağını kaybedecek. O yüzden tek umudumuz Dan'in biyonik protez adayı olması. Eğer kronik ağrı sorunu olursa ya da boyunluğu çok uzun süre takarsa rehabilitasyon gecikir.
Il va sûrement la perdre et Dan et moi espérions qu'il soit candidat pour une prothèse bionique, donc s'il a des douleurs chroniques ou un corset pour trop longtemps et retarde sa rééducation, qui...
Çok uzun süredir yokmuşum gibi hissediyorum ama burada hiçbir şey değişmemiş sanırım. Şuradaki eski ağacın kesilmesi dışında.
J'ai l'impression d'être parti depuis une éternité, mais rien n'a changé, sauf qu'ils ont abattu ce vieil arbre.
Eğer her tarlayı ziyaret ederlerse çok uzun süre kalmayacaklar.
S'ils visitent toutes les exploitations, ils n'en n'ont pas pour longtemps.
Çok uzun kalmak istemiyorum, tamam mı?
On ne reste pas tard, d'accord?
Bunu atlatmam çok uzun sürdü.
Ça m'a pris si longtemps pour sortir de ce trou.
TSA sırası çok uzun sürdü.
La file pour les fouilles est sans fin.
Makarna ve köfte benim aile stilim, yani köfteler küçük fakat makarna çok uzun.
Spaghetti boulettes, façon ma famille : les boulettes sont menues, mais la nouille est longue.
Sanırım şu süt Çok uzun zamandır orada, ve kendi fotoğrafı kartonun üstündeydi.
Le lait sans doute. Il est là depuis si longtemps qu'il élève ses propres bactéries.
Çıkmaya başlamamız bundan çok uzun zaman sonraydı elbette.
Bien sûr, on n'a commencé à sortir ensemble que beaucoup plus tard.
Bu kin tutmak için çok uzun bir süre Bay Van Zant.
C'est un long moment pour garder sa rancune, Mr van zant.
Bunun için çok uzun süre bekledim.
J'ai attendu longtemps pour cela.
- Çok uzun zaman olmuş.
Trop longtemps.
Fakat bu çok uzun sürmeyebilir.
Mais peut-être pas pour longtemps.
Seni sevmiştim Val ve çok uzun bir süre evliliğimizi de sevdim.
Je t'aimais, Val. Et pendant longtemps, j'aimais notre mariage.
Valenin orada çok uzun bir sıra vardı...
Euh, il y avait juste beaucoup de queue pour le voiturier et...
Beckett, Castle'ın yaşandığını söylediği şey çok uzun yıllar önce olmuş.
Cette chose que Castle dit, être arrivée. Ça fait des dizaines d'années.
Sonra... - Hayır ben de çok uzun zaman önce yazdığım bir şeyi okuyordum.
- Non, j'étais en train de... lire quelque chose que j'avais écrit il y a longtemps.
Bu bölgenin gururlu ama mutsuz olduğunu keşfettim. Çünkü siz, çok uzun zamandır bir adam tarafından kullanılıyorsunuz.
Je découvris un comté qui est fier... mais malheureux parce que pendant trop longtemps vous les gars avaient été pris pour acquis par l'homme.
Çok uzun.
Trop longtemps.
Çok uzun zamandır berabersiniz.
Vous tous avez à © tà © ensemble pendant trop longtemps.
Çok uzun zamandır hayâl ettiğim gün nihayet geldi.
Mon rêve va enfin se réaliser.
Evet, harikalardı. Bir konsere gitmeyeli çok uzun zaman oldu.
J'avais plus fait de concert depuis un bail.
Ben de çok uzun bir kadınla sevişme konusunda öyle düşünüyorum.
C'est la même chose que je ressens quand je fais l'amour à de grandes femmes.
Çok uzun bir süre.
C'est long.
Altı ay sadece bazı hafta sonları görüşmek için çok uzun süre.
Mais six mois, ça fait long, pour juste te voir "certains week-ends".
Çok uzun zamandır kraliçesiniz değil mi?
Cela fait longtemps que vous êtes reine.
Çok uzun süre, atlantis idare edilmiştir. Taht hiçbir haklı iddiasını olanlar tarafından.
Pour trop long, Atlantis a été gouvernée par les ceux qui n'ont pas aucun légitime demande au trône.
Çok uzun sürmez.
Ça devrait pas être trop long.
Çok uzun süre çok çalıştım.
Quoi? Désolé, tu es - - Dis le encore. - Ça coupe.
Çok uzun zamandan beri yalan söylüyorum. Anlamayıp beni affetmeyeceğinden korkuyorum.
Je lui ai menti pendant si longtemps, j'ai peur qu'elle ne comprenne ou ne me pardonne pas.
Burası ise ömrü çok uzun olmayacak bir Williamsburg girişimi.
Celle-là est l'une des petites entreprises de Williamsburg qui ne sera plus là très longtemps.
- Ben çok uzun zaman önce kayboldum.
- Je suis perdu depuis bien longtemps.
Beni çok uzun bir zamandan beri tanıyorsun değil mi?
Vous me connaissez depuis très longtemps, pas vrai?
Bizim ölmemiz çok uzun sürer.
On met un temps infini à mourir.
Sadece çok çok uzun süredir buradaydım.
Je suis juste resté là très, très longtemps.
Burada çok uzun kalmamıza gerek yok.
On n'a pas à rester ici longtemps.
Sana bir keresinde söylemiştim çok uzun zaman önce sana öfkeliyken evrenin çok küçük bir yer olacağını söylemiştim.
Je t'ai dit autrefois Il y a longtemps... que l'univers deviendra très petit si je suis en colère contre toi.
Evet, sanırım ne olduğunu anladım. Ve ben ben de sana daha yakın olmak istiyordum. Hem de çok uzun zamandır.
Donc... je crois savoir ce qu'il se passe là et je... je voulais... je voulais être... être proche de toi, depuis longtemps maintenant, donc...
Çok uzun zamandir bunlari ariyordun, ve sonuç istedigin gibi olmayabilir.
Tu attends des réponses depuis longtemps, elles ne sont peut-être pas celles que tu espères.
Tehlike isaretlerini çok uzun süre görmezden geldim.
Pendant trop longtemps, j'ai ignoré les drapeaux rouges.
Biliyorsun, uzun zaman önce bir ara çok havalı biriydim.
Tu sais, il y a longtemps, il y a eu un temps, où j'étais... J'étais un bon gas.
İyice bir düşünün ama çok da uzun sürmesin.
Repensez-y bien, mais ne pensez pas trop longtemps.
Kara, bana bunu çok uzun zaman önce verdi.
- Il m'a donné ça il y a longtemps.
Hadi, çok uzun kaldık. Gidelim.
Allons-y.
Suda çok uzun kalmamış.
Il vient juste d'être tué.
Çok uzun sürer.
Ça prendra des lustres.
Ash! Ne kadar uzun süre saklanırsan, sana o kadar çok acı çektireceğim.
Plus tu te caches, plus je te ferai souffrir!
çok uzun zaman oldu 115
çok uzun bir süre 23
çok uzun zamandır 30
çok uzun zaman önce 42
çok uzun sürdü 28
çok uzun sürmez 60
çok uzun bir zaman 18
çok uzun zaman 27
çok uzun zaman önceydi 42
çok uzun sürmeyecek 22
çok uzun bir süre 23
çok uzun zamandır 30
çok uzun zaman önce 42
çok uzun sürdü 28
çok uzun sürmez 60
çok uzun bir zaman 18
çok uzun zaman 27
çok uzun zaman önceydi 42
çok uzun sürmeyecek 22
çok uzun değil 30
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun 291
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun 291
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun mu 25
uzun bir zaman 22
uzun zaman önce 180
üzüntü 18
uzun bir gündü 31
uzun zaman 39
uzun zamandır 69
uzun süre 24
uzun bir süre 39
uzun yıllar önce 20
uzun bir zaman 22
uzun zaman önce 180
üzüntü 18
uzun bir gündü 31
uzun zaman 39
uzun zamandır 69
uzun süre 24
uzun bir süre 39
uzun yıllar önce 20