Önemli bir konu translate French
438 parallel translation
Önemli bir konu.
C'est important.
Seninle çok önemli bir konu hakkında konuşmak istiyorum.
Il faut que je vous parle de quelque chose d'important.
- Çok önemli bir konu.
- C'est très important.
Çok önemli bir konu. Sevgili çocuğum, ne oldu?
Qui dois-je annoncer?
Link, önemli bir konu hakkında görüşmek istiyorum.
J'ai à vous parler, Link.
Sayın hakim, bu önemli bir konu...
Madame la Juge, il est important...
Önemli bir konu.
C'est très important.
- Bence de. Yarın konuşacağımız önemli bir konu var.
On a à causer, demain...
Acil durum dediğiniz için buradayım. Çok önemli bir konu için.
Je suis ici suite à votre S.O.S., quelque chose d'important, vous disiez.
Ancak konuşmamız gereken önemli bir konu var.
Je ne veux parler que d'une chose...
Gece vakti konuşulamayacak kadar önemli bir konu bu.
C'est un sujet trop sérieux pour en parler ce soir.
Önemli bir konu.
Quand revient-il?
Önemli bir konu daha var.
Une chose plus importante :
- Çok önemli bir konu olduğuna eminim.
Ce doit être important.
- Bana soru sormayın Bay Worthing. - Bayan Prism, bu benim için çok önemli bir konu. İçinde bebek olan çantayı nereye bıraktığınızı söylemeniz konusunda ısrar ediyorum.
Monsieur Worthing, après mûre réflexion, j'ai décidé de surveiller de près la conduite de mon neveu à votre égard.
Bazen böyle ortadan kaybolur, önemli bir konu muydu?
Il s'agite... C'est important?
- Çok önemli bir konu.
- C'est beaucoup trop important.
Önemli bir konu efendim.
C'est personnel et très important.
Arka tarafa geçelim. Önemli bir konu.
Viens avec moi, c'est important.
Af edersiniz, çok önemli bir konu var.
- Je sais, mais c'est urgent.
Bu Majesteleri için önemli bir konu mu?
Est-ce une question de quelque importance pour Votre Altesse?
Ama bu önemli bir konu.
Mais c'est important.
Ama önemli bir konu olduğunu anladım.
Mais je pense que ça doit être important.
Önemli bir konu baba, sana söylemem lazım.
J'ai une chose importante à vous dire.
Çok önemli bir konu.
- C'est important.
Oldukça önemli bir konu.
La cause en vaut la peine.
- Seninle konuşmak istediğim önemli bir konu var.
- Je voudrais discuter avec vous.
Onu nerede bulabilirim? Önemli bir konu.
Où je peux le trouver?
Bay McLintock size söylemem gereken önemli bir konu var.
M. McLintock, j'ai quelque chose d'important à vous dire.
Evet, önemli bir konu.
- C'est très important.
Emin değilim. Ama ciddi ve önemli bir konu.
- Agréable, je ne sais pas, mais c'est quelque chose de grave et de três important.
Bu önemli bir konu.
Il faut qu'on en parle!
Eğer ülkeniz için oldukça önemli bir konu ise.
J'espère qu'il s'agit au moins d'une affaire d'État très importante.
Hayır, ama iletmem gereken çok önemli bir konu var!
Non, mais c'est important.
Hatırlattığın iyi oldu. Durumumuza bakılırsa, çok önemli bir konu.
Content que tu évoques un sujet aussi capital, vu le contexte.
Lütfen bana bunu ispatlatmayın. Önemli bir konu.
C'est important.
Sizinle çok önemli bir konu hakkında konuşmaya geldim.
J'ai à vous parler d'une affaire importante.
Sizinle konuşmam gereken önemli bir konu var.
Mais je dois vous parler sérieusement.
- Efendim, şeref oldukça önemli bir konu fakat şuan Teğmen Feraud kendini savunacak durumda değilken onun davranışı hakkında konuşmam doğru değil.
L'honneur me fait un devoir... de ne parler de la conduite du lieutenant Féraud qu'en sa présence. Foutaise.
Bu şaka yapılacak bir konu değil. Oldukça önemli gözüküyor.
Ça paraît sérieux.
Köprüyü havaya uçurmak sorun değil, önemli olan saldırının zamanlanması, bu da başka bir konu, siz Amerikalılar'ın dediği gibi.
Ce n'est rien de le faire sauter, mais de coordonner ça avec l'assaut, c'est une autre paire de manches, comme on dit en Amérique. - Assaut?
Hiç önemli değil, konu Peter, onlara söylemezsem ona bir şeyler yapacaklarını söylüyorlar.
Peu importe, mais Peter, ils le menacent, si je ne dis rien.
Mücevherler konusuna gelince de, çok önemli bir şahsiyetin emriyle... konu kapanmıştı.
abandonnée à la demande de... d'une haute personnalité.
- Daha önemli bir konu var.
- Il faut que je te parle. - De quoi?
Bu önemli bir konu.
Il s'agit d'une question importante.
Ama bir konu önemli olduğunda, gerçeği söylerim.
Mais quand c'est important, je dis Ia vérité.
Önemli bir duygusal konu nedeniyle geçici bir süreliğine Londra'da bulunduğum dönemde, kardeşim gibi davranarak evime kendini kabul ettirmiş.
Bunbury est ailleurs maintenant. En fait, Bunbury est mon. Mon?
Herhalde senin için en önemli konu bir elbisenin görünümü olsa gerek?
Pour vous, la ligne d'une robe est plus importante.
Bir kilise yapıyoruz. Ve asıl önemli olan konu budur.
La chapelle se construit, et c'est tout ce qui compte.
Oldukça önemli bir durum, Bilim ve Yaşam dergisine yazacağım makaleye konu edebileceğim kadar önemli.
Un cas très significatif, dont je parlerai dans "Science et Vie".
Bu noktada önemli olan konu başka bir çocuğun felaket olacağı.
Le fait est que, en ce moment, un autre enfant serait un désastre.
önemli birşey değil 33
önemli bir şey değil 261
önemli bir şey 34
önemli bir şey yok 63
önemli bir şey mi 22
önemli bir şey değildi 36
önemli biri 16
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
önemli bir şey değil 261
önemli bir şey 34
önemli bir şey yok 63
önemli bir şey mi 22
önemli bir şey değildi 36
önemli biri 16
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuş 892
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşmuyoruz 17
konuşacaksın 18
konuşur 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşuyoruz 54
konuş benimle 497
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşsana 113
konuşmuyoruz 17
konuşacaksın 18
konuşur 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşuyoruz 54
konuş benimle 497
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabilir miyiz 236
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabilir miyiz 236