Üçüncü gün translate French
95 parallel translation
Baylar, kesilecek gülmeleriniz hızla duvarlar yıkılırken her yerde üçüncü gün şehir yerle bir olduğunda eski bir otel kalacak sadece ayakta.
Messieurs, ce sera fini de plaisanter La ville sera bombardée Après trois grands jours Ne restera que des ruines
Yani bugün üçüncü gün mü?
Nous sommes donc au troisième jour.
Sonuç olarak üçüncü gün, Edo Kalesi'ndeki resmi bir toplantıda Lord Doi, genç efendimiz Bennosuke için övgü dolu şu sözleri sarf etti :
En outre... à une session du Grand Conseil, Sa Seigneurie félicita notre jeune Maître dans les termes suivants :
Onu öldürecekler. Ama o, üçüncü gün dirilecek.
Ils le tueront, le 3e jour il ressuscitera.
Ama o, üçüncü gün dirilecek.
Le troisième jour, il ressuscitera.
iste sonra bu böyle devam etmis, üçüncü gün biraz daha... dördüncü gün biraz daha içmis.
Le troisième jour, elle en boit davantage, le quatrième, encore plus.
On üçüncü gün...
Le 13ème jour...
Emin ki onu orada bulabilirsiniz, haftanın üçüncü günü senatonun toplanmadığı gün.
Vous pourriez le trouver là, à partir du 3ème jour de la semaine quand le Sénat n'est pas en session.
Ve üçüncü gün Galya'daki Kana'da bir evlilik gerçekleşti.
Et le troisième jour il y eut un mariage à Kana en Gallilée.
Sonra ikinci gün, üçüncü gün.
Et le lendemain. Et le jour suivant.
Evet, bu üçüncü gün.
Ça fait 3 jours de suite.
Bugün dördüncü kür, üçüncü gün.
Aujourd'hui, cycle quatre, troisième jour.
Tatile gider gitmez, üçüncü gün kafayı yiyordum.
Trois jours de vacances et je devenais fou.
On üçüncü gün için plan yapma, olmaz mı?
Sois libre pour le 13ème jour. Parce que...
Ve Tanrı üçüncü gün insanoğlunun dinozorlarla ve eşcinsellerle savaşması için Remington marka tüfeği yarattı.
Et le troisième jour, Dieu créa le fusil Remington à répétition pour que l'homme combatte les dinosaures et les homosexuels.
Okula başladığında, ilk gün ağladı, ikinci gün, ben ağladım, üçüncü gün, ikimiz de ağladık, okul yüzünden değil, go-cart kazası geçirdiğimiz için.
Tu le croiras pas, quand on l'a mis à l'école, premier jour il a pleuré, deuxième jour il a pleuré, troisième nous avons tous les deux pleuré. pas à cause de l'école, parce que nous avons eu un accident de voiture.
Bu üçüncü gün.
3 jours de suite.
"İnsanın Oğlu, günahkar adamların ellerine teslim edilmelidir ve çarmıha gerilmelidir, böylece üçüncü gün yeniden doğar."
"Il faut que le fils de l'homme soit livré entre les mains des pécheurs, qu'il soit crucifié et qu'il ressuscite le 3e jour."
Bugün üçüncü gün.
Aujourd'hui c'est le troisième jour.
Bugün, üçüncü gün, 11 Haziran.
Aujourd'hui c'est le 3ème jour, le 11 juin.
Cuma üçüncü gün olur, O kadını gördüğün günden beri
Trois jours. Trois jours, donc vendredi, le jour où vous avez vu cette femme.
O leke ufuk boyunca yavaşça her tarafı kaplayıp şekillenir. Ancak üçüncü gün olduğunda kendinizi inandırırsınız.
Puis une autre journée. on se permette de croire.
Bugün üçüncü gün.
C'est le troisième jour.
Mutlaka üçüncü gün.
Que s'est-il passé le troisième jour?
O üçüncü gün ne yapıyor?
Que fait-il le troisième jour?
Şeytan'ın işareti üçüncü gün.
Le troisième jour est la signature du Diable.
Evet, Biliyorum. Bu üçüncü gün.
Je sais, ça fait 3 jours.
Sen bunu hak ettin dostum. Tüm bunlar senin üçüncü kata kadar uçtuğun o gün başladı.
Il méritait bien ça, pour s'être introduit en volant dans notre appartement.
Oradan Lewis'in önündeki ikinci kampı kurmak için tırmandılar. Postanenin önündeki üçüncü kamp yerine kadar üç gün daha tırmandılar.
Grâce à une ascension ininterrompue, ils établirent le camp n ° 2, vers Lewis, puis mirent trois jours pour établir le camp n ° 3, ici, devant le bureau de poste.
Bu üçüncü gün.
- Bien sûr.
21 gün boyunca düzgün bir şekilde okula gitmen gerekiyordu ama sen üçüncü veya dördüncü günde tekrar bıraktın ve kaçtın.
Tu étais supposé aller à l'école 21 jours de suite. Mais au bout de trois jours, tu déconnes et c'est reparti.
Yankesicilik, hırsızlık, alkollü araba kullanma olaylarından hiçbirinde ateşkes ilan edilmedi. Her gün karşılaştığımız, tüm üçüncü sayfa haberleri.
Mais, au cas où vous n'auriez rien remarqué, j'ai aussi sur les bras les vols à l'étalage, les cambriolages, les infractions routières et tous les délits qui n'ont pas les honneurs de faire la une.
Bebeğim önde. Paranormal ikinci sırada. En Uzun Gün üçüncü ama son sürat Paranormal'e yaklaşıyor.
My Baby en tête, Paranormal 2e, Longest Day 3e mais il revient alors qu'ils approchent de la dernière ligne droite.
Geçen gün benim iki Adem'imin arasinda seni beyazlar içinde gördügüm zaman kafamda üçüncü bir Adem fikrinin olusmasina neden oldun.
Comme quand je vous ai vue, l'autre jour... toute blanche, plantée entre mes deux Adam c'est vous qui m'avez donné l'idée du troisième.
Bunun üzerine asker gider, bir gün bekler ikinci gün, üçüncü,... yirminci gün...
AussiTot... le soldat y alla, et attendit un jour... puis deux... puis dix... puis vingt...
Bu sana yazdığım üçüncü mektup, ve sen ilişkimize son vermek istemediğin sürece de yazmaya devam edeceğim...... Eğer önümüzdeki on gün içinde cevap gelmezse istiyorsun varsayacağım.
C'est la troisième lettre que je t'envoie et je supposerai... que tu ne veux pas poursuivre notre relation... si je n'ai pas de nouvelles de foi d'ici dix jours.
Ancak son dört gün içinde ölen üçüncü Markab bu. Hepsi de doğal nedenlerle.
Mais c'est le 4ème Markab qui meurt en 3 jours... et de mort naturelle.
Öyleyse şunu ilet, eğer bir kavga daha patlak verirse bu hapishaneyi öyle sert, öyle hızlı kapatırım ki, üçüncü bin yıla kadar gün ışığı göremezsiniz.
Alors, passez le mot. Si une autre bagarre éclate, je bouclerai cette prison à tel point que vous ne verrez pas le jour avant l'an 2000.
Üst üste üçüncü gün.
Trois jours de suite.
İki gün içerisinde kırılan üçüncü şey.
C'est la troisième assiette qu'on me casse.
Kalbime, beynime - ve belki bir gün üçüncü gözüme. - Kesinlikle.
Il est décoré d'ornements, de figurines dorées, hindoues ou de la mythologie indienne.
Shin Hyun'un birinci, üçüncü ve beşinci cinayetleri de 28 gün arayla gerçekleşmişti.
Et les premier, troisième et cinquième meurtres commis par Shin Hyun ont été perpétrés tous les 28 jours.
Birinci, üçüncü ve beşinci cinayetler tam olarak 28 gün arayla işlenmiş. Ama "çift rakamlı" cinayetlerin sırası düzensiz.
Comme le dit le Détective Kim les meurtres impairs ont été commis tous les 28 jours, mais les meurtres pairs sont espacés... irrégulièrement!
Üç gün içinde üçüncü kez.
C'est la troisième fois en trois jours.
Bu haftaki üçüncü kavga. Her geçen gün kötüye gidiyor.
C'est la troisième bagarre cette semaine et ça ne fait qu'empirer.
- "O gün yaklaşıyor son oğulun üçüncü gezegene hükmetmeye başlayacağı gün."
- "Le grand jour approche. Le dernier fils va commencer sa quête et régner sur la 3e planète."
" Bir saat, bir gün, bir ay ve bir sene boyunca hazırlanmış olan dört melek insanların üçüncü parçasını öldürmek için...
" Les quatre anges étaient préparés depuis un jour, un mois, une année
Hayır, aslında üç gün içindeki üçüncü buluşmamız.
Non, c'est le troisième en trois jours.
3 : 00'da, üçüncü gün, üçüncü ay.
A 3h de l'après-midi, le troisième jour du troisième mois.
Bu gün baktığım üçüncü mağaza.
C'est le troisieme magasin que j'essaie aujourd'hui.
Tokyo, yolculuğum sırasında bir gün uğrayacağım üçüncü durak olacak.
Tokyo sera le 3e arrêt de mon voyage, un jour.
gunther 50
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın tatlım 25
günahkar 29
günah 39
günler 45
günaydın hayatım 17
günaydın hanımefendi 52
günaydın çocuklar 50
güneş ışığı 22
güneşte 16
günaydın efendim 192
günahkar 29
günah 39
günler 45
günaydın hayatım 17
günaydın hanımefendi 52
günaydın çocuklar 50
güneş ışığı 22
güneşte 16
günaydın efendim 192