English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ A ] / Anlatacak bir şey yok

Anlatacak bir şey yok translate Portuguese

157 parallel translation
Anlatacak bir şey yok.
Não há nada para contar.
Anlatacak bir şey yok.
Já disse que não há nada, para conversar, Dora.
- Anlatacak bir şey yok.
Não há nada a contar.
- Anlatacak bir şey yok...
- Fale-me dela. Não há muito a dizer.
Çok anlatacak bir şey yok.
Bem, não há muito que dizer.
- Anlatacak bir şey yok.
- Não há nada a dizer.
Anlatacak bir şey yok.
Não há nada que contar.
Anlatacak bir şey yok.
Não há nada a dizer.
Anlatacak bir şey yok, gerçekten.
Não há nada a dizer, de verdade.
Anlatacak bir şey yok.
Diz-lhe! Não lhe digo coisa nenhuma.
Anlatacak bir şey yok.
Não há nada para dizer.
- Anlatacak bir şey yok.
- Não tenho nada a contar.
- Anlatacak bir şey yok ki. Olabilecek her türlü bilgiyi topladım.
Além disso, se houvesse outros indícios, o meu "faro" teria dado com eles.
Anlatacak bir şey yok, Simon.
Não há nada a dizer.
Anlatacak bir şey yok mu? Kimsenin mı?
Alguma coisa a dizer?
Anlatacak bir şey yok.
Não há nada que dizer.
Anlatacak bir şey yok.
Não há nada para falar do filme.
Anlatacak bir şey yok.
Não há muito o que explicar.
Anlatacak bir şey yok.
Nada de especial a reportar.
- Anlatacak bir şey yok. Hadi ama.
- Não há nada para dizer.
- Anlatacak bir şey yok.
- Não há nada para dizer.
- Pek öyle anlatacak bir şey yok.
- Céus! Não há muito para contar.
Benim için anlatacak pek bir şey yok.
Não há muito para dizer sobre mim.
- Anlatacak pek bir şey yok, gerçekten. - Olur mu hiç?
- Não há o que contar.
İleride bize yol göstersin! Anlatacak pek bir şey yok.
Não foi nada de especial.
Sanırım hakkımda çok fazla şey bilmiyorsunuz. Aslında, anlatacak fazla bir şey de yok.
Não sabe muito sobre mim, e também não há muito para saber.
Anlatacak fazla bir şey yok.
Não há muito para contar.
Anlatacak pek bir şey yok.
Há pouco que dizer.
Anlatacak başka bir şey yok.
É tudo o que há para dizer.
Anlatacak pek bir şey yok.
De facto, não há nada a contar.
Anlatacak pek bir şey yok.
Não há muito que dizer.
Anlatacak pek bir şey yok.
Bem, não há muito para contar.
- Anlatacak başka bir şey yok.
- Não há mais nada.
Anlatacak pek bir sey yok.
Não há muito para dizer.
Anlatacak çok bir şey yok.
Bom, não há muito para contar.
Anlatacak fazla bir şey yok bebeğim.
Não há muito para falar, querida.
Anlatacak pek bir şey yok.
Não há muito mais para contar.
- Anlatacak pek bir şey yok.
- Não há muito a dizer.
Anlatacak başka bir şey yok.
Não há mais nada a dizer.
- Aslında anlatacak fazla bir şey yok.
Bem, não há... muito que dizer.
Anlatacak pek bir şey yok.
Não há muito a dizer.
Evet, evet ama anlatacak pek fazla bir şey yok.
Não há muito para contar.
Günün nasıldı? - Anlatacak pek bir şey yok.
Nada de que valha a pena falar.
Aslında, anlatacak çok bir şey yok.
Não há muito para contar, na verdade.
Pekala, anlatacak pek bir şey yok.
Não há muito para dizer.
Anlatacak pek bir şey yok.
Não há muito que contar.
Herneyse, zaten anlatacak başka bir şey de yok.
E não tenha mais nada a contar.
Anlatacak çok şey yok, bir kız kardeşim var.
Bem, não há muito para contar. Tenho uma irmã mais nova, Sara, e o meu pai é Banqueiro.
Anlatacak fazla bir şey yok.
Bom, não há muito para saber.
- Anlatacak pek bir şey yok.
- Não há muito para dizer.
- Anlatacak pek bir şey yok.
Não há muito para dizer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]