Anlatamam translate Portuguese
1,714 parallel translation
Evrak işleri çok uzun sürdü ama hepsi bitti ve ve döndüğüm için ne kadar minnettar olduğumu anlatamam.
A documentação demorou muito tempo, mas já está tudo tratado. Devo dizer que estou mesmo muito contente por estar de volta.
Siz doktorların kaçının üstesinden geleceğini söyleyip sonra korktuğunu gördüğümü anlatamam.
Nem imagina quantos médicos se passam com a altitude.
Sana bu noktada pek birşey anlatamam da.
Não te sei dizer quase nada, nesta altura.
Amiral, sesinizi duyduğum için ne kadar memnun olduğumu anlatamam.
Almirante. Nem faz ideia do prazer que é ouvir a sua voz.
Üzgünüm. Daha açık anlatamam.
Desculpa-me, não posso ser mais claro que isto.
Kızgın olduğun zaman o kadar güzel görünüyorsun ki anlatamam.
- És tão lindo quando te zangas.
Yeniden burada olduğum için o kadar heyecanlıyım ki. Anlatamam.
Estou muito animada por estar de volta, nem imagina.
size nasıl güvenli hissettiğimi anlatamam güzel.
Você não tem idéia de como isso me faz sentir segura. Bom.
Ama neler olup bittiğini anlatamam. İstemediğim için değil.
Não te posso contar o que é, não porque não queira, mas porque... eu sou...
Bana kaç kez yardımı dokunduğunu size anlatamam. Üniformalı polislik günlerime kadar devam eder.
Nem sei dizer-lhe quantas vezes ele me ajudou, regressando aos meus dias de polícia nas ruas.
Bunun ne kadar heyecan verici olduğunu anlatamam, burada sizinle çalışmanın. Çok teşekkürler.
Muito obrigado.
Seninle ne kadar gurur duyduğumu anlatamam.
Não te consigo dizer, o quanto estou orgulhosa.
Seni gördüğüme ne kadar sevindim anlatamam.
Bons olhos te vejam.
- Anlatamam. - Öyle mi?
- Não posso dizer-lhe.
Bu işe ne kadar ihtiyacım var, anlatamam ama bunu sadece ayrıcalık yüzünden verdiyseniz kendimi gerçekten garip hissederim.
Nem imaginas o quanto preciso deste emprego, mas não gostaria que mo desses por nepotismo.
Bana ne kadar iyi geldiğini anlatamam. Bana duygusallık yapma.
Não consigo dizer o quanto isto significa para mim.
Susan ne kadar üzgün olduğumu anlatamam ve tabi ki
Susan, desculpa.
Yine burada olmamızdan dolayı ne kadar mahçup olduğumuzu anlatamam.
Nem imagina como nos envergonha estar aqui de novo.
Sana anlatamam.
Não posso dizer-lhe.
Nasıl üzüldüğümü anlatamam.
Triste até à última.
Stephen'le geleceğini duyduğumda ne kadar memnun oldum anlatamam.
Não sabes o quão satisfeito fiquei por saber que vinhas à Madacorp com o Stephen.
Klasik bir soru, şu anda anlatamam.
- É um enigma clássico. Agora, não temos tempo para explicações!
- Onlarla bir araya gelmemek için kesin emirler aldım bu nedenle de sana anlatamam.
Recebi ordens expressas para não estar com eles, por isso não posso dizer-lhe.
Sana bunun ne kadar tatmin edici olduğunu anlatamam.
Nem te consigo explicar o quanto isto me satisfaz...
Bunu sana anlatamam.
Não te posso dizer.
Nasıl hissettiğimi sana anlatamam, Pat.
Não posso evitar o que sinto, Pat.
Bunu nasıl anlatamam!
Como posso não lhe dizer?
Şu sıralar o kadar moda ki, anlatamam.
Está tão em moda, Nem imaginas.
bunu sana anlatamam, ama sana sözveriyorum bu yaptığımla seni korumuş oluyorum.
Não te posso dizer nada sobre isso, Mas prometo-te que o fiz para nos proteger.
Şu an anlatamam.
Não te posso dizer agora.
Anlatamam, ama onu bulmam lazım, ve beni idare etmeni istiyorum.
Não posso dizer mais nada, mas tenho de o encontrar, e preciso que tu me cubras.
Size çocukluğumu anlatamam.
Não posso falar-vos da minha infância.
- Bunu sana anlatamam.
Não te posso contar.
Ne kadar hızlı olduğumu sana anlatamam. Fakat sana bunu anlatabilirim.
Não vos posso dizer quão rápido sou ao certo mas posso dizer-vos isto.
Bir sürü şey dönüyor ve sana ben bile anlatamam.
Há imensas coisas a fazer "Tilt" cá em cima, não te consigo explicar. A rede de energia.
Dışarıda olmanın ne kadar güzel olduğunu ve benim için yapığınız herşey için hepinize ne kadar müteşekkir olduğumu anlatamam.
Não consigo descrever-vos como é bom estar cá fora, e agradeço imenso tudo o que vocês fizeram por mim.
Seni şu anda görmenin ne kadar iyi olduğunu anlatamam.
Não tens ideia o bom que é ver-te agora.
Çok şaşırdım, size anlatamam.
Estou tão envergonhado que nem consigo dizer.
- Bunu sana anlatamam.
-... pelos quais não me responsabilizo.
- Sen öyle dallamanın tekisin ki sana anlatamam!
- És um cabrão dum careca!
"Size bir masanın üzerinde iki büklüm kaç gece geçirdiğimi anlatamam."
"nem consigo dizer ao certo quantas " noites passei inclinado sobre uma mesa. "
İşimi yağtığımdan ve senle birlikte olmayı istediğimden başka sana hiç birşey anlatamam.
Não te posso dizer nada... nada além de que eu estou a fazer o meu trabalho, e que eu queria estar contigo.
Çok fazla söylenti var. Sana anlatamam.
Tenho muita informação.
Ne kadar gelişme gösterdiğini anlatamam.
- Nem imagina como a animou.
Tony'nin Londra'yı ne kadar sevdiğini anlatamam sana.
Nem imagina como o Tony adora Londres.
Ne kadar hayal kırıklığına uğradığımı sana anlatamam.
Não te consigo dizer o quão desapontado estou contigo.
- Ben öykü anlatamam.
- Não sei contar histórias.
Anlatamam.
Não te posso contar.
Sana anlatamam.
Não te posso dizer.
Üzgünüm çocuklar öldürdüklerimi anlatamam.
É esta a entrada? Anda.
Bunu kimseye anlatamam.
Não posso dizer quanto.
anlat 464
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlatırım 31
anlat bana 351
anlat hadi 43
anlat bakalım 207
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlatırım 31
anlat bana 351
anlat hadi 43
anlat bakalım 207