Ben de varım translate Portuguese
2,379 parallel translation
Ben de varım.
Alinho.
İlk nöbeti biz alırız. Olmaz. Her nöbette ben de varım.
Não, eu fico em todos.
Tamam, ben de varım.
- Como um homem...
Eğer size uyarsa, ben de varım.
Eu alinho se vocês alinharem.
- Ben de varım.
- Contem comigo.
Yani, sen varsan ben de varım.
Se tu alinhares, alinho.
Max, ben de varım.
Max, podes contar comigo outra vez.
Henüz ne olduğunu bilmiyorum ama içinde ben de varım.
Ainda não sei o que é, mas eu estou incluído.
Ben de varım...
Eu alinho.
- Tamam, ben de varım.
- Está bem, alinho.
Senin gibi ben de çocukken alkolik bir baba tarafından suistimale uğradım ve yine senin gibi benim de MAO-A genim var.
Como você, fui abusado por um pai alcoólico quando criança, e, como você, tenho o gene da monoamina oxidase.
Ben de bir babayım, çocuklarım var.
Eu sou pai. Tenho filhos.
Yeğenim var,... ama o erken çıktı, ben de dükkanı kapattım.
O meu sobrinho, ele saiu mais cedo, e eu fechei.
Düşündüklerinde ben de var mıydım, yoksa badminton raketi falan mıydı?
Coisas como eu, ou coisas como esta raquete de badminton?
Konuşma özgürlüğü Ben kazanmak için varım
Liberdade de expressão Eu só jogo para ganhar
Gelip de destekleyen bir ben varım ama.
Sou a única que vem até aqui para mostrar algum apoio.
O öyle bakınca ben de hayatta olduğumu anlardım. Varlığımın farkına varırdım.
E eu sabia logo que lá estava, que eu existia.
Bay Moody, ben hükmünüzü açıklamadan önce söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Mr. Moody, antes de proferir a sentença, tem algo que queira dizer em sua defesa?
Özledim m, ben tür sormak için bir iyilik var.
M, gostava de lhe pedir um favor.
- Ee, ben de götüremem, idmanım var.
Não posso levá-la. Tenho exame médico.
Ve ben de bunu diyordum Sorun var mı?
É o que estava a falar. Está tudo bem para ti? Pára.
Sahi mi? Çünkü 1. tekil şahısla konuşuyordun ve ben bu tip büyük görevlere davet de edilmem. Ama varım yani.
Porque estavas a falar na primeira pessoa, e normalmente não sou convidado para estas missões importantíssimas, mas... eu... conta comigo.
İlahi güç artık ne sikimse onun üstüne yemin ediyorum ki büyüden uzak bir hayat için buradan gitmek istersen, ben varım.
Mas prometo... O que quer que exista por aí, se quiseres levar uma vida livre de magia, concordo plenamente.
Hikayede ben de var mıyım?
- Eu tenho histórias.
Bugün Lacey i alamam. Yarım saat içinde bir ameliyatım var ve ben zaten geç kaldım.
Tenho uma operação dentro de meia hora e já estou atrasada.
Hakkında konuşmadıkları bir tek ben varım.
Sou aquela de quem eles não falam.
Kanun var. Ben de hakkım olanı almak için uğraşacağım.
A lei existe, e eu vou usá-la para conseguir o que é meu.
Şimdi bir derdin var ben de yardım etmek istiyorum.
E estás em dificuldades e eu quero ajudar.
Ben de şeker hastasıyım ve karımın da romatizması var.
E eu sou diabético e a minha mulher tem artrite reumatóide.
- Biraz yardıma ihtiyacım var. - Ben yardım ederim, hayatım.
- Vou precisar de ajuda aqui.
- Şeker için yeterli paramız var mı? - Ben her zaman nane şekerini tercih ederim.
- "Temos que chegue para um rebuçado?" - "Eu levo sempre dos de hortelã-pimenta."
Burada oldukça ileri tıbbi bilgiler var ben de bu cihazlardan bazılarının nasıl çalıştığını daha iyi anlamaya başladım.
Há conhecimentos médicos avançados e começo a entender como é que alguns dos seus equipamentos funcionam.
Everett, ben de senin gibi kimseyi incitmek istemiyorum,... ama bu işte tek şansımız var. Geri dönmeyi bu kadar çok mu istiyorsun?
Everett, eu também não quero fazer mal a ninguém, mas é a nossa única hipótese.
Tekrar ediyorum, ben Dr. Rush. Yanaşma sürecinde yardıma ihtiyacım var.
Repito, fala é o Dr. Rush, preciso de ajuda com a atracagem.
- Yardıma ihtiyacın var mı tatlım? - Hayır, hayır, ben hallederim.
- Precisas de ajuda, querida?
Yüzeyde de aynı şekilde sana ihtiyacımız var ve dahası, ben...
Dava-nos jeito de igual modo na superfície. E além disso... eu...
- Ben onu zaten öptüm. Ayrıca ona üzerine titremek gereken hassas bir çiçekmiş gibi davranmayacak kadar saygım var.
E respeito-a o suficiente para não a tratar com uma flor de estufa que precisa de ser mimada.
O onu yaparken ben de evinde uyuşturucu var mı diye bakabilir miyim?
Enquanto ele faz isso, posso revistar a casa dele em busca de drogas?
Paranı seve seve alırım. Varım ben de.
Estaria apenas a estorquir-te o dinheiro...
Tamam, birden bu şeyle iki taraftan da savaşmaya başladık, tamam mı? Çünkü bir tarafta ben varım, - diğer tarafta ise Henry var...
Certo, então de repente, estamos a lutar com esta coisa em duas frentes, porque eu estou num lado, o Hank está do outro...
Ben Adam'ın kayıtlarının üstünden geçeceğim, kullanabileceği diğer saklanma yerleri hakkında bir ipucu var mı...
Vou revistar os registos do Adam. Ver se há alguma indicação de outros esconderijos que possa estar a usar.
Miktarı arttırdın, uyarılmayı arttırdın, şimdi de ben varım bir fahişe ve kanun adamı, ofisinde.
Levantar as estacas, aumentar o estímulo, e agora você tem-me a mim... a prostituta e o homem da lei no escritório.
Kadın oyuncuya da ihtiyacımız var. Hayır, ben dart sevmem.
Não, não sou uma pessoa de dardos.
Bir maske takımıyorsun ve ben ölmedim demek ki bana hala bir şey için ihtiyacın var.
Não traz uma máscara vestida, e eu não estou morto, portanto ainda precisa de mim para alguma coisa.
Olay anında benimle olduğuna dair ifade verdim ama ben aileden olduğum için tahliye memuru tanıklık yapacak başka biri var mı diye sordu. Bilirsin işte, kanıt olması için ve ben de senin adını vermiştim.
Sou da família, então o oficial quis saber se havia mais alguém comigo que pudesse confirmar, e eu disse tu.
Ben önceden baktım onlara. Ne "miyav zamanı" ne de kedilerle ilgili bir şey var.
Não há "hora do miau" ou referências felinas,
Bir Ben'e ihtiyacım var.
Acho que estava a fazer-se de Ben, eu preciso de um.
Efendim, ben sadece göze çarpmayan birine ihtiyacımız var demek isti- -
Senhor, só acho que precisamos de alguém - que possa passar despercebido...
Birkaç gün daha bu dosyanın başında ben varım. Sorguladığımız herkesi sıkıştırmayı bırak o yüzden.
Nos próximos dias, estarei à frente deste caso, por isso para de pressionar toda a gente com perguntas, como se estivessem na sala de interrogatórios.
- Gerçekten yardımcı olmak isterim, fakat ben de tüm doktorların uymak zorunda oldukları doktor-hasta gizliliğine bağımlıyım. Eyalete bağlı, Profesyonel Terapist Lisansınız mı var?
Adorava ajudar, mas estou obrigada a uma conduta de confidencialidade, que todos os médicos obdecem.
Ben de artık bir arazi motoru erkeğiyim. O yüzden bir sevgiliye ihtiyacım var.
Sou um motoqueiro todo-o-terreno agora, portanto preciso de uma namorada todo-o-terreno.
ben de seni seviyorum 508
ben de seni özledim 83
ben de seni 212
ben de memnun oldum 71
ben de 4552
ben de istiyorum 74
ben de öyle 1115
ben de senin 21
ben de gidiyorum 77
ben de seninkini 17
ben de seni özledim 83
ben de seni 212
ben de memnun oldum 71
ben de 4552
ben de istiyorum 74
ben de öyle 1115
ben de senin 21
ben de gidiyorum 77
ben de seninkini 17