Ben olsaydım translate Portuguese
1,691 parallel translation
Bana düşmez, ama ben olsaydım Hemen elimden çıkarmaya bakardım
Não no meu negócio, mas posso vender rápido.
Ben olsaydım,.. ... gece vardiyasına geçerdim.
Se tivesse sido eu, pedia a transferência para a noite.
Eğer ben olsaydım, Mel. Eğer benim çocuğum olsaydı, istediğim son şey bununla ilgili yalanlar duymak olurdu.
Se fosse eu, Mel, se ela fosse minha filha, a última coisa que iria querer era que me mentissem sobre isso.
Onun yaşındayken ben olsaydım, orayı lanet ceset torbasında terk ederdim. Jimmy, bu iyi bir çocuk.
Se fosse comigo, na idade dele, estarias num saco a esta hora.
- Düğününe doğru giden gelin ben olsaydım, sen damat olur muydun?
- Se eu fosse uma noiva... a caminho do altar... Serias o noivo?
Şimdi oraya giden ben olsaydım, altıma sıçardım.
- Cagava-me toda se tivesse que entrar la dentro!
Claypool yarın ikinizi de yarın fena kırbaçlayacak,... keşke asılan ben olsaydım diyeceksiniz.
Amanhã, o Claypool vai chicoteá-los tanto, que vão desejar terem sido enforcados.
- Öyleyse esas adam ben olsaydım, bu durumda kime öfkelenmem gerekecekti?
Bem... então eu seria O Homem e... com quem que eu iria me revoltar?
Ben olsaydım ne yapardım? Düşünemiyorum bile.
Não posso imaginar o que faria.
Ben olsaydım asla böyle kesmezdim.
Eu nunca o cortaria assim.
# Unh, Birimiz kadın olsaydı # # Ben senin erkeğin olurdum, Erkeğin olsaydım #
Se um de nós fosse mulher E eu fosse o teu homem
Benim yerimde sen olsaydın ben seni içeri alırdım.
Hei, se fosse ao contrário, eu deixava-o ir.
Bilirsin, eğer dünya mükemmel olsaydı,... Julia senin olurdu,... ve ben de Olivia'yla günbatımını izlemeye giderdim.
Num mundo perfeito, tu estarias com a Julia, e eu partia em direcção ao pôr-do-sol com a Olivia.
Greta'nın araştırması o kadar iyi olsaydı,... onu ben kullanırdım.
Se a pesquisa de Greta fosse tão boa, eu teria usado.
Eğer ben onun yerinde olsaydım çok...
Eu teria muito se eu estivesse no seu...
Eğer ben hala burada çalışıyor olsaydım... ama çalışmıyorsun.
- Se eu ainda aqui trabalhasse... - Mas não trabalhas!
Ben kel olsaydım, yani bir sabah uyanıp kel kalmış olsaydım hiç kafama takmazdım.
Se eu fosse careca... Se acordasse de manhã e fosse careca, ficava contente com isso.
Eğer ben bir ruh olsaydım, Şimdi biraz Yatışmam gerekebilirdi.
Se eu fosse um espírito, o melhor agora seria vocês acalmarem-se.
Onu ben bulmuş olsaydım ormanda çürümeye bırakırdım.
Se o tivesse achado, deixaria que apodrecesse no bosque.
Ve ben katil olsaydım, sıradaki siz olurdunuz Bayan Montenegro.
E se eu fosse o assassino, você seria a próxima, Sra. Montenegro.
Ruth, ben yemek eleştirmeni olsaydım, yemeklerine beş yıldız verirdim, tabii kara delikten toplanmş beş tane yıldız, tabi bu delikler evrenin en uzak... kara delikleri olurdu.
Ruth se eu fosse crítico gastronómico, dava à tua comida cinco estrelas... cinco estrelas em que cada uma se transformava num buraco negro e se uniam para formar o maior buraco negro do universo.
Senin durumunda olsaydım, kim bilir ben ne kadar huysuzlanırdım.
Deus sabe que eu seria muito mais intratável, se estivesse na tua posição.
Sanırım bu şehirden başka bir yerde yaşama şansım olsaydı, ben de giderdim.
Acho que se pudesse viver noutro lado que não a cidade também partiria.
Ben erkek olsaydım, sorun olmazdı.
Estava tudo bem, se eu fosse um homem.
Keşke ben de böyle olsaydım.
Gostava de sentir o mesmo.
Yerinde olsaydım ben de aynı kanaate varırdım.
Se eu fosse ele, teria a mesma opinião que ele tem de mim.
Evet, biliyorum, sadece bütün gündür kötü bir his... Ve ben... Eğer evde olsaydın mutlu yaşardım!
É.., eu sei, é que tive maus pressentimentos o dia todo.
Daha erken bilmiş olsaydım, ben sana vuracaktım başbakan oluncaya kadar.
Se eu soubesse, eu te teria batido.. .. até te tornares Primeiro Ministro.
Eğer benim de yapabildiğimin en iyisi bu olsaydı, ben de saklanırdım.
Se isso fosse o melhor que eu conseguisse fazer, também eu me escondia.
Baştan bizi terk etmemiş olsaydın ben de bugün böyle olmazdım.
Sabes, meu, talvez se não nos tivesses abandonado... eu não tivesse acabado assim. A esconder-me, a fugir.
Yardım isteyen sen olsaydın, ben senin için orada olurdum, doğru mu?
Se fosses tu a pedir ajuda... Eu estaria lá, presente para ti.
Keşke takipte olacağıma ben o uçakta olsaydım.
Queria estar no teu lugar, em vez de pilotar o caça.
- Ben onun yerinde olsaydım mı?
- Eu, no lugar dele?
Ama ben ressam olsaydım çizerdim.
Se eu fosse artista de certeza mijava em alguém.
Olsaydım eğer, ben de seni hayal kırıklığına uğratırdım.
Sabes que mais? Se fosse, era bem capaz de te deserdar também...
Eğer şarabı ben çalmış olsaydım, Danny neden buraya gelip sana 1978 yılına ait olmadığını söylemek isteyeyim ki?
Se tivesse roubado o vinho, Danny, porque viria aqui para lhe dizer que não foi o de 78?
Keşke çok zaman önce ben de yok olsaydım!
Quem me dera ter morrido à muito.
Sanırım "Cheap Trick" den Robin Zender "beni istemenizi istiyorum" demişti, eğer o şarkıyı ben söylüyor olsaydım "beni istemenizi istemiyorum" derdim.
Creio que foi o Robin Zender, do "Chip Trick", que disse : "Eu quero que tu me queiras". Se eu contasse essa canção, seria :
Eğer yapmış olsaydık, o çocuk şimdi üç yaşında olacaktı ve ben de ondan ayrılamayacaktım.
Bem, se o tivéssemos tido, esse filho teria agora 3 anos. E eu não poderia partir.
Ben Epps olsaydım, uzun süre havayla temas ettiğinde doğasını değiştirecek bir şey kullanırdım.
Se eu fosse o Epps, faria uma coisa que se alterasse após exposição ao ar.
Keşke imkânım olsaydı da onların yerine ben can verseydim!
Como eu gostava poder sacrificar a minha vida... pelo futuro dele
Biliyor musun, eğer ben o beş köpeğin yerinde olsaydım bir çiftlikte yaşamayı Brooklyn'de bir apartmanda yaşamaya tercih ederdim.
Sabes, se eu fosse cinco cães, preferia viver numa fazenda do que num apartamento em Brooklyn.
Ben annemden almışım ama Monica Cutler büyü biliyor olsaydı onun damarına bastığımda, beni kovmak için kullanırdı.
Herdei da minha mãe, mas se a Monica Cutler sabia magia ela teria-a usado para me pôr fora dali quando apertei com ela.
Laverne, bu bir korku filmi olsaydı, sıradakinin ben olmasından korkardım.
Sabes, Laverne, se isto fosse um filme de terror, eu estaria tão assustada que seria a próxima vítima.
Kaybolan benim karım olsaydı, bunu ben yapardım.
Se fosse a minha mulher, eu é que estaria a controlar isto.
Eğer ben olsaydım, kafayı yerdim.
Se fosse eu, ficava louco.
Biliyor musun, Yerinde olsaydım yaptığın herşeyin, aldığın tüm kararların... aynısını ben de yapardım.
Se estivesse na sua situação... Tudo o que fez, todas as decisões que tomou... Eu teria feito o mesmo.
Sen, benim küçük kızım olsaydın, ben de kesin gurur duyardım.
Se fosses a minha menina, também estaria orgulhoso de ti.
Ben de babamı epeydir görmedim ve... konuşma imkanım olsaydı...
Porque faria eu isso? - Não vejo o meu pai há muito tempo. E, se tivesse oportunidade de falar...
Ben bu işe karışmamış olsaydım, Tom hayatta olacaktı.
Se não estivesse envolvido, o Tom ainda estaria vivo.
eğer ben senin bütün eşyaların olsaydım Doğu Nehri'nin mi Hudson'ın mı dibinde olmayı tercih ederdim?
se eu fosse todas as tuas coisas, preferia estar no fundo do Rio East ou no Hudson?
ben öldüm 53
ben oldum 16
ben öleceğim 28
ben ölüyorum 52
ben onu seviyorum 16
ben onun 17
ben ona 29
ben özür dilerim 55
ben olsam 77
ben onu 25
ben oldum 16
ben öleceğim 28
ben ölüyorum 52
ben onu seviyorum 16
ben onun 17
ben ona 29
ben özür dilerim 55
ben olsam 77
ben onu 25