English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Ben orada olacağım

Ben orada olacağım translate Portuguese

315 parallel translation
Ben orada olacağım. Sen de ne kadar etkilendiğini göster, çenen kapalı olarak.
Eu falarei, você se mostre impressionado e cale a boca.
Ve sen her ne zaman gelsen ben orada olacağım.
E sempre que você erguer o olhar, lá estarei eu.
Asılırken ben orada olacağım. Onun 9 adamına nasıl karşı koyacaksınız?
É um enforcamento que não quero perder.
Ben orada olacağım.
Estarei lá.
Bulacağız onları. Bu sefer hâlletmek için ben orada olacağım.
Vamos apanhá-los e vou tratar disso pessoalmente.
Ne diyeyim, ben orada olacağım.
Bem, eu digo-vos, vou lá estar.
Ben orada olacağım.
Também vou estar presente.
Ne zaman şişman bir kadın, zavallı bir adamın önünde kokan ayağını gösterse ben orada olacağım.
Espero que sim, porque é triste só nós e os Pulaski a fazer a onda.
Daha polis ne olduğunu fark edemeden seni Maseru'ya götürmek için ben orada olacağım.
De noite. Depois de passares, eu estou aqui para te levar a Maseru, antes de a polícia perceber o que se passa.
Ben orada olacağım.
Eu também.
Seninle ya da sensiz hiç farketmez. Tamam mı. Ben orada olacağım.
Vou lá estar quando o apanharem Com ou sem ti.
Başın sıkıştığında, ben orada olacağım.
Se precisares de algo, conta comigo.
O halde ben orada olacağım.
É aí que eu estarei.
Tamam, ben orada olacağım.
Está bem, irei para ali.
Ben orada olacağım. Kimseyle konuşma.
Não fales nada a ninguém.
Ben orada olacağım.
Vou já lá ter.
İşte ben de orada olacağım dostum, o en küçük adada.
E para onde eu vou, para a ilha mais pequena.
- Ben de orada olacağım ekselansları.
- Eu próprio vou estar.
Eğer becerebilirsen, onları Baynard Şatosu'na getir. * Ben orada, yanımda muhterem pederler ve derin vukuflu piskoposlarla bekliyor olacağım.
Se tanto conseguirdes, levai-os ao Castelo de Baynard, onde me encontrareis em boa companhia entre os padres e doutos bispos.
Ben orada olacağım.
Eu vou lá estar.
Ben yine de orada olacağım.
Mas eu estarei lá para te proteger.
Ben üç gün sonra Llano'da olacağım, seninle orada görüşürüz.
Estarei em Llano com a patrulha daqui a três dias, eu o verei lá.
Orada beyaz giyen tek ben olacağım...
Serei a única de branco.
Ve ben de orada seni izliyor olacağım.
E eu lá estarei a observar-te.
Yardım etmek için ben de orada olacağım.
Vou lá estar também, para ajudar.
Ve unutmayın ; nerede benim adıma birkaçınız toplanırsanız ben de orada olacağım.
E lembrai-vos... onde muitos reunirem-se em meu nome... lá eu estarei.
Benim adıma birkaçınız bir araya geldiğinizde ben de orada olacağım.
Onde muitos se reunirem em meu nome... lá estarei.
- Ve ben de orada olacağım.
E eu estarei lá.
Er ya da geç ayağını bir yere kıstıracak ve ben de orada olacağım.
Mais cedo ou mais tarde há-de acabar por tropeçar e não estarei longe.
Ben parayla orada olacağım. Sen de lanet olası silahlarla orada olacaksın. Çünkü olmazsan seni arayıp bulurum.
Vou estar aqui com a massa, e tu vais estar aqui com a merda dessas armas... porque se não estiveres... eu vou procurar-te, e vou encontrar-te.
Ve ben sürekli orada olacağım.
E eu vou ficar por aqui todo o tempo.
Ben de orada olacağım, Jerome. Sensiz ne yapardım bilmiyorum.
- Fico contigo no perímetro, Jerome.
Sen ve ben, orada olacağımızı bilen tek kişilerken o orada olacağımızı nasıl bildi?
Como podia ele saber que íamos lá estar, se só nós sabíamos?
- Ben genellikle orada olacağım...
Estou sempre neste número e...
Ve işte o gün ben de orada olacağım.
Um deslize teu e eu vou lá estar.
Ben orada sizinle birlikte olacağım,
Eu estarei lá, perto de ti,
Evet ve Roger gelişmeleri size an ve an iletecek. Bu arada ben de bitiş çizgisine ulaşan ilk şanslı yarışçıya büyük bir zafer öpücüğü vermek üzere orada bekliyor olacağım.
O Roger vai contar-vos tudo, a todo o instante, enquanto eu corro até à linha da meta para dar um beijo ao primeiro que chegar.
- Ben de orada olacağım.
- Eu vou lá estar.
Günbatımına doğru ilerlersen oraya varırsın. Tamam. Ben de orada olacağım!
Agora vai em direcção ao pôr-do-sol e chegas lá.
Pamela Wells orada olacak, ben de orada olacağım.
Pamela Wells estará lá e eu também.
Ben şimdi yerime geçip oturacağım ve beni arasan orada olacağım tamam mı?
Voltarei lá para trás e sentarei-me. Alí estarei, mesmo ali.
" Ben de orada olacağım.
" Eu vou estar por lá.
Ne zaman çocuklar gelip eski ayakkabılarını çıkartıp yenileriyle kaçmaya çalışsa ben orada da olacağım.
Marcy, estás um caco. Já percebi. O Steve voltou, e não te largou toda a noite?
Seneye Nobel ödülleri dağıtılırken... ben de orada olacağım ve herkese bu...
Para o ano, quando derem o Prémio Nobel... estarei lá, e contarei...
Ve Bells Plajına vurduğunda, Dünya'nın gördüğü en büyük sörfe dönüşecek. Ve ben de orada olacağım.
E quando chegar a Bell's Beach, transformar-se-á no melhor ponto de surf que este planeta já viu, e eu vou lá estar.
Ben orada olacağım.
Eu vou estar já ali.
Her koşulda, Ben de orada olacağım.
De qualquer modo, vou até lá dar uma espreitadela.
Lurleen büyük bir başarı kazanacak, ve ben de orada olacağım.
Marge, a Lurleen vai ser um grande sucesso, e quer queiras ou não eu estou com ela!
Sahip olduğun beyin ve yetenekle istediğin yerlere varabilirsin..... ve sen bunu yaparken ben de senden para tırtıklamak için orada olacağım.
Tu tens cabeça e capacidades para ires até onde quiseres. E quando assim for, eu estarei lá para te pedir dinheiro emprestado.
Yeni bir dünya düzeni geliyor ve ben orada kral olacağım.
Vem ai um mundo novo e eu serei rei.
Batman neredeyse ben de orada olacağım.
Vou sempre contigo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]