English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Böylece

Böylece translate Portuguese

24,099 parallel translation
Böylece Harvey'e sürpriz yapacaktım.
Queria fazer uma surpresa ao Harvey.
Diğer tarafı kağıt işleriyle meşgule et böylece aradıklarını bulamasınlar.
Enterrar o outro lado em papelada para que não encontrem o que procuram.
Sonra da Gibbs bir celp düzenlendiğinden haberim olduğunu söyleyecek ki böylece bu da tanık korkutmaya girer.
A Gibbs vai dizer que eu sabia da iminência de uma intimação. É suborno.
Onların soruşturmalarında kullanabilmemiz... ve bu komploya ait kanıt olması için ses kaydı yapacaksın. Ve böylece özgürlüğünü hakedeceksin.
Você vai estar a gravar as provas de uma conspiração que vai ser utilizada na acusação dele e para justificar a sua libertação.
Solomon kilise saldırısını yaptı böylece onun Halcyon için çalıştığını biliyoruz.
Logo, trabalha para a Halcyon.
Böylece polisler gelmeden önce kaynağa ulaşamayabiliriz.
Portanto, não poderemos ter acesso a ele antes de a Polícia chegar.
Böylece evlendiğin adamı iyi hissedebilirsin?
Para que te possas sentir bem com o tipo com quem casaste?
Arabadan kim olduğunu bulabilirler böylece.
Eles encontram-no por causa da carrinha.
Elimden geleni yaptım böylece sağlıklı olabilirdim ve birlikte olabilirdik.
Fiz aquilo que fiz para poder ficar saudável e ficarmos juntos.
Leyland'a git, bir burs al, böylece okul için ödeme yapabilirsin, o küçüğe bir abi ol...
é para ir para Leyland, conseguir uma bolsa para que possa pagar a faculdade, dá um bom exemplo àquele...
Ama sen hep onu çalışırsın böylece suçu üstlenmezsin.
Mas, sempre fizeste as coisas de forma a nunca levares com as culpas.
Böylece insanlar ne isterlerse yapabilirler diye düşünüyorlar. Ama bu, öyle değil.
As pessoas pensam que podem fazer aquilo que quiserem, mas, não é assim.
Böylece bütün bunları sizden aldım.
Então, recebi tudo isso de ti.
Böylece, o, Wes ve diğerlerinin Taylor Blaine'yi bulduklarını ve ona fiziksel müdahale yaptıklarını zannediyorum.
Acho que ele, o Wes e alguns outros, encontraram o Taylor Blaine e partiram para cima dele.
Hamileliğini kocasından gizli tutmak için olabilir. Adresi suç yakalama birimine vereceğim böylece hesabı kırabiliriz. Onu bana gönder.
Para manter a gravidez em segredo.
Böylece evde Elini Pringle kutusuna
Para ter finalmente Alguém lá em casa
Böylece Aydınlık Merdiveni'ne hep birlikte tırmanabiliriz.
Para que possamos ascender em conjunto, à Escada da Iluminação.
Bu damarları ve bedeni ayakta tutalım diye bize bağışladığın bu nimet için şükürler olsun. Böylece daha güzel bir dünya meydana getirmek için güç bulabiliriz ve bu dünyadaki duvarları ve engelleri aşıp İlim Merdiveni'ne tırmanabiliriz.
Obrigado, pela dádiva deste pão, que sustém estes recipientes, os nossos corpos, para que possamos ter a energia criadora dum mundo mais belo, e romper os bloqueios e barreiras nesta vida e ascender a Escada da Iluminação...
Böylece bir gün bu dünyevi suretlerimizden sıyrılır ve Bahçe'de, Aydınlık olarak hep beraber yaşayabiliriz.
Para que um dia possamos libertar-nos desta forma terrena e viver como Luz, em conjunto, no Jardim.
İnsanlığı silip süpürecek bir selin çıkmasını Dünya'nın da yanmasını istiyorum, böylece alevler gökyüzüne kadar çıkacak.
E que o dilúvio nos livre da humanidade e que a Terra arda para que as chamas toquem no paraíso.
Böylece sürekli gözümüz üzerinde olacak ve nerede olduğunu bileceğiz.
Para que possamos saber melhor onde estás.
Şimdi ise beyin gücü arkasındaki gergin telleri kesecek. Böylece tüfeğin aktif olmasını engelleyecek.
Isto permitirá ao cérebro cortar a tensão dos fios da parte detrás... isentando que o explosivo da caçadeira dispare.
İzleme cihazı. Böylece sürekli nerede olduğunu bileceğiz.
É um GPS, para sabermos sempre do teu paradeiro.
Duyduğumuz seslerle eşleşen eylemleri DITU ile arayabiliriz. Böylece Drew'un bulunduğu konuma kadar daraltabiliriz. Ama küçük bir sorun var...
Podíamos usar a DITU para procurar actividades que correspondam ao som que ouvimos e obtermos uma localização aproximada, mas há um pequeno problema...
Bu tatile çıkmamızın nedeni buydu. Böylece değer mi görecektik.
- Por isso é que vamos viajar, para percebermos se vale a pena ou não.
Böylece kendi yapmaya karar vermiştir.
Por isso decidiu fazê-lo sozinho.
Bana ihtiyacın varmış gibi yap böylece Caleb'ı iki dakika daha görmek zorunda kalmam.
Finge que precisas de mim, para não ter de ver o Caleb nos próximos dois minutos.
Merkezle irtibata geçmesini bekliyoruz böylece onları yakalamak için kanıtları bulmuş olacağız.
Estamos à espera que ele entre em contacto com a rede, para termos provas para os condenarmos a todos.
Böylece her şey daha iyi olacak.
Vai fazer tudo ficar melhor.
Her şey böylece düzelecek mi yani?
E achas que assim fica tudo bem? Não!
Geldin demek! Tüm dergilerimi atmışsın. Bir de orada olmasaydım Sanjay'in kapüşonlusunu da atacaktın ve böylece onu geri verme şansım olmayacaktı ve bana olan ölümsüz aşkını ilan edemeyecekti o da.
Sim, e se eu não estivesse aqui, terias deitado a camisola do Sanjay fora, eu não teria tido hipótese de lha devolver e ele nunca teria declarado o seu amor eterno por mim.
Dur biraz, bunu kaydetmek istiyorum böylece şerefsizlik yaptığında sana tekrar dinletebilirim.
Espera, quero gravar para te mostrar quando fores um cretino.
Böylece Baelfire'ı görebilirim ve ona "Oğlum, her şey için çok özür dilerim." diyebilirim.
Para que possa... vê-lo e posso... dizer-lhe "Filho, eu... Desculpa por... tudo!"
Böylece bir kaçış yolu bulduğumuzda gidebiliriz.
Assim, quando encontrarmos uma saída, podemos ir.
Bu yüzden düzgün bir sisteme ihtiyacımız var. Böylece el yapımı eşyalarla öncelikle oldukları yerde ilgilenirken ardından kataloglanıp kayıt edilmeye götürülebilir.
Precisamos de um sistema adequado, para que os artefactos possam ser tratados primeiro no local e depois possam ser trazidos para fora para serem catalogados e registados.
Böylece seni hiçbir suçlamada bulunmadan iki gün içeride tutabiliyorlar.
Assim podem deter-te durante dois dias sem acusação.
- Böylece bakılacaktı.
- Para que não lhe faltasse nada.
Böylece onu öldürme fırsatım olduğunda fikrimi değiştiremeyecektim.
Para que quando tiver a oportunidade de o matar, eu não terei escolha.
Size güvenlik eğitiminden bahsedecek. Böylece kazasız belasız verimli bir şekilde çalışacaksınız.
Vai dar-vos formação de segurança e higiene no trabalho, para que possamos aprender num ambiente seguro e eficiente.
Bak, makine ile çekirdeği en uçlara koymuşlar böylece biri patlarsa diğeri zarar görmüyor.
Vês? Puseram a máquina do tempo e o núcleo nos extremos. Logo, se um explodir, não destrói o outro.
Böylece makine zaman akışına odaklanmak yerine her şeyi birbirine kattı.
Em vez de concentrar o fluxo temporal, dispersou-o...
Böylece kızını bulabilirsin.
Para que possas encontrar a tua filha.
Böylece ne olursa olsun her zaman güvende olabilirdi.
Para que, independentemente do que acontecesse, ela podia entrar em segurança.
Neden, böylece burayı temelli alabilesin diye mi?
Porquê, para que possas controlar isto de vez?
Düşünmemeye çalışıyorum, ama.. ilk defada oldu, gençtim ve babam ondan kurtulmamı söyledi ama... böylece ben... ben de... onu bırakıp kaçtım.
Tento não pensar nisso, mas... que raios... foi quando eu era jovem e o meu pai queria que eu me livrasse dela, mas... portanto eu estava... portanto fugi.
Hepiniz için, böylece hiç biriniz ölmek zorunda kalmayacaktınız.
Para todos vocês, para salvar-vos a vida.
Bazı parçalar alacağım, böylece hücre seviyesindeki...
Vou preparar uns microscópios, para ver se a nível celular consigo...
Her neyse, ben şu cesetleri taşıyayım böylece icaplarına bakabilirim.
Adiante, tenho este carrinho de cadáveres a apodrecer, portanto vou tratar disto.
Böylece üç etti.
Com esta são três.
Böylece...
Assim...
Böylece federalleri kullanarak işimi sekteye uğrattı.
Para se render ao FBI para se passar por mim para usar os federais a desmantelar o meu negócio.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]