Böyle yapma translate Portuguese
1,286 parallel translation
Hadi ama, böyle yapma.
não sejas assim.
Böyle yapma.
Tu não queres fazer assim.
- Böyle yapma.
- No precisa fazer careta.
Lütfen böyle yapma Phil.
Então, Phil?
- Bir daha böyle yapma.
- Não voltes a fazer o mesmo.
Böyle yapma.
Não me faças isso.
Böyle yapma adamım.
Não me venhas com essa merda.
Hadi ama Toby, böyle yapma.
Oh, vamos, Toby, não sejas assim.
Böyle yapma istemedim.
Foi de propósito!
- Hayır, böyle yapma!
- Não, vamos!
Haydi, böyle yapma
Vamos, não digas isso.
Lütfen, böyle yapma...
Por favor, não fiques assim...
Hey, dinle, Tom, böyle yapma.
Não faças isso.
Kendine böyle yapma.
Não te aborreças por causa disso.
- Böyle yapma ya!
- Não sejas broeiro.
Michael, böyle yapma.
Michael, não fique assim.
- Böyle yapma.
- Não fiques assim.
Böyle yapma.
- Não seja assim.
Bir daha asla böyle yapma! Duydun mu? Ne yapmayayım?
Nunca mais faças isto, estás a ouvir?
Bir daha sakın böyle bir cesaret gösterisi yapma!
Nunca mais faças isto!
Yapma böyle.
Então.
Böyle şaka yapma.
Não faças isso...!
Yapma Arthur, böyle konuşma.
Vamos, não sejas assim.
ve tekrar böyle birşey yapma, tamam mı... onu sıkıca sar sen iyimisin, genç adam - ben kesinlile iyiyim efendim.
Espera! Estás bem, jovem? - Sim, estou bem!
Git buradan! - Yapma böyle.
Vai-te embora, merda.
Yapma böyle.
Pára isto.
"Böyle şeyler yapma, oğlum..."
" Não faças isso, filho!
Bundan sonra böyle şeyler yapma.
É o meu trabalho agora... Por isso vais ter de a deixar sossegada está bem? Desculpa.
Yapma böyle.
Então? !
Bir daha olay mahallinde böyle şaka yapma.
Como é que me vens com uma merda daquelas na cena do crime?
Bana senin insan olmadığını hatırlatan böyle şeyler yapma.
Não faças nada que me possa recordar... que não és um ser humano.
Lütfen böyle şeyler yapma.
Por favor não o voltes a fazer.
Niye böyle bir film yapma kararı aldın?
Por que resolveu fazer um filme sobre isso?
Tabii ki doktorların da böyle şeyler yapma olanağı vardır.
Tem toda a razão. É claro que os médicos também têm muitas ocasiões para isso.
Tabii ki doktorların da böyle şeyler yapma olanağı vardır.
É claro que os médicos também têm muitas ocasiões para isso.
Yapma Craig böyle mi sır saklanır?
Olhe lá, Craig, isso não é muito discreto.
Yapma. İnsan kolayca karıştırır böyle şeyleri.
Então, isso é uma coisa fácil de confundir.
Yapma böyle, Chuck.
Vamos lá, Chuck. Sabes o que é.
Gerçekten böyle yapma. Evet, merhaba.
Estou sim.
Bir daha sakın bana böyle birşey yapma, Anlıyormusun?
Não voltes a fazer-me uma coisa destas, entendes?
- Yapma böyle.
- Não, não faças isso.
Yapma böyle.
Não sejas assim.
Yapma. Bir hanımefendi böyle konuşur mu?
Vamos, isso são modos de uma senhora falar?
İnsanların düğünlerinde böyle şeyler yapma huyum var.
Porque eu tenho o hábito de fazer isso nos casamentos.
Her ne kadar, FBI, yasal olarak, böyle bir durumda araştırma yapma sorumluluğu ile bağlı olsa da, bu güne kadar böyle bir şey yapmadı.
Embora o FBI tivesse a obrigação legal de investigar quem foi o responsável, até à data não fizeram tal coisa.
Evlat, yapma böyle.
- Garoto, vamos lá.
Yapma böyle!
Que isso!
Lütfen böyle bir şey yapma.
Por favor, não faça nada assim.
Hadi bebeğim. Yapma böyle. Gevşe biraz.
Ei, querida, vá lá, descontrai-te.
Yapma böyle. Geçen aydan beri yoksun.
Estás desaparecido desde o mês passado.
Hayır, yapma böyle, ahbap, bunu gerçek dünyada bırak, olmaz mı?
Não, vá lá, meu, não vamos entrar pela ficção, está bem?
yapmayacağım 170
yapma 5445
yapmalıyım 51
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapma ama 158
yapma 5445
yapmalıyım 51
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapma ama 158
yapmayın 745
yapmalıyız 39
yapmazsan 25
yapma böyle 70
yapmaz 37
yapmayacaksın 53
yapma bunu 151
yapmamalısın 52
yapmam 83
yapma be 35
yapmalıyız 39
yapmazsan 25
yapma böyle 70
yapmaz 37
yapmayacaksın 53
yapma bunu 151
yapmamalısın 52
yapmam 83
yapma be 35