English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ D ] / Demek öyle

Demek öyle translate Portuguese

4,576 parallel translation
Demek öyle. Yapacak bir şey yok.
Ah, estou a ver...
Demek öyle?
Foi?
Demek öyle?
Ai sim?
Demek öyle...
Assim, isto é...
O ne demek öyle? Selam?
Ela deixa-nos abandonados?
Hayat, sana sorulmasını beklemek demek değildir ve bu dans da öyle.
A vida não se resume a esperar por um convite, e este baile também não.
Hayır, öyle demek istemedim...
Não, não queria dizer...
- Demek ev temiz, öyle mi?
- Acha que está limpa?
Öyle demek istemedim.
Não foi isso que quis dizer.
- Üzgünüm, ben öyle demek...
- Desculpa, não quis...
Öyle diyorsun demek.
Então estás a dizer.
Bakın, bu olayla kişisel olarak ilgilendiğinizi... Öyle demek hafif kalır.
Sei que está pessoalmente envolvido neste caso.
- Öyle sandın demek.
- Foi isso o que pensaste?
Hayır, Dedektif Vega öyle demek istemedi.
Não, o Detective Vega não quis sugerir isso.
Öyle demek istemedim.
Não quis dizer isso.
Demek istediğim, öyle açık seçik bir şekilde değil hadi ama!
Não com essas palavras, mas, então!
Demek sen bunu İzci kursşarında öğrendin öyle mi? evet
- Aprendeste isso nos escoteiros?
Pula va cadea. O ne demek öyle?
Que diabo foi aquilo?
Beni bebek tekmeleri ile oraya çekmeye mi çalışıyorsun? Öyle oldu demek?
- Oh, estás a tentar seduzir-me com promessas de pontapés fetais?
Demek insanları yaratıklara çeviren sıvı bu öyle mi?
Então é isto que transforma as pessoas em monstros?
Öyle demek istemedim.
Eu não queria dizer isso.
- Öyle demek istememiştim.
Estás a ver? Não falei nesse sentido.
Demek ki ağabeyi öldükten sonra günlüğü buldu ve diğer üyeleri öyle tespit etti.
Evan achou isso depois que o irmão morreu, e descobriu quem eram os outros.
- Hayır, hayır, hayır. - Öyle bir şey demek istemedim.
Não quis dizer nada disso.
Hayır, ben öyle demek istemedim.
Não, não se trata disso. - De todo. - Não?
Öyle demek istemedim.
Não queria dizer isso.
Bağışlayın Sayın Başkan, öyle demek istemedim.
Desculpe, Sr. Presidente. Eu não quis dizer isso.
Pardon öyle demek istememiştim.
Desculpe. Não quis dizer isso.
Öyle demek- - Tabii ki öyle demek istemedim. Tamam mı?
Claro que não quis dizer isso...
Öyle demek!
Isso faz sentido.
Öyle demek?
Estão?
Öyle demek istemedim.
Não era essa a intenção.
Hayır, öyle demek...
- Não, não é esse...
- Ne demek. Üstündeki ne öyle?
- Que roupa é essa?
Öyle demek istemedim...
Não... queria...
- Demek öyle? Seni kaybedeceğim diye endişeleniyordum.
Eu tive medo de te perder.
Öyle demek istemedim. Öyle olmaz çünkü şey...
Não quis dizer nada.
Öyle demek istememiştim.
Não foi isso que quis dizer.
- Öyle yapardın demek. - Ben olsam böyle yapardım.
- Sim, se eu fosse a si.
Demek "Crank" bu, öyle mi?
- Sai daqui. Isto é que é o The Crank?
Demek ben boş konuştuğumda dinliyorsun beni öyle mi?
Então, ouves mesmo quando eu declamo alguma coisa.
- Öyle duydun demek...
Ouviu isso, foi?
- Öyle demek istemedim.
- Sai do meu carro!
Öyle demek istemedim.
Não foi o que quis dizer.
Demek öyle.
- Uma apreensão de cidadão?
Yani demek istediğim, bu berbat bir plan olabilir ama kamyonetin üzerine atlayacağım. Ve bu durumda senin direksiyona geçmen gerek, aynen öyle.
Mas o que quero dizer, e este pode ser plano mau, eu vou saltar para a carrinha, e preciso que agarres o... volante, exacto, por isso...
Yani trenle gitmemi, ki arabandan çıkıp beni öyle izlemen gerekecek, istiyorsun demek?
Vais fazer-me ir de comboio, para me seguires.
Öyle demek istemedi anne.
Ela não quis dizer isso, mãe.
- Öyle demek?
- Sim?
Öyle demek?
Certo.
Hayır, Jody, bak öyle demek istemedim...
Não, Jody, olha, não quis...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]