English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ D ] / Dinlemiyor musun

Dinlemiyor musun translate Portuguese

195 parallel translation
Bana cevap ver, doğru muyum yanlış mı, sen Adelaide'ın sözünü fazla dinlemiyor musun?
'-'Porque não? '. 'Mas primeiro disseste que sim'.
Lanet olsun, Lee, beni dinlemiyor musun?
Maldito seja, Lee, está ouvindo?
- Sen, beni dinlemiyor musun?
- Não te chateias por te dizer isso?
Söyleneni dinlemiyor musun, piç?
Façam o que vos digo, estúpidos.
Beni dinlemiyor musun?
Não me estás a ouvir?
Kendini hiç dinlemiyor musun?
Já te ouviste a ti próprio?
Dinlemiyor musun?
Será que não ouviste nada do que eu disse?
Ulan beni dinlemiyor musun?
Estás a ouvir?
Beni dinlemiyor musun?
A conversa está aborrecida, Garret?
Ne diyorum ben, dinlemiyor musun?
Que foi que eu disse?
Beni dinlemiyor musun, Lloyd?
Não me estás a ouvir, Lloyd?
Beni dinlemiyor musun?
Está a ouvir o que estou a dizer?
Sen beni dinlemiyor musun?
Não ouviste uma palavra do que eu disse?
Beni dinlemiyor musun?
Não estás a ouvir-me?
Hey dinlemiyor musun bodur?
Eles estão a se desculpar.
Lanet olsun beni dinlemiyor musun?
Maldição, ouça-me!
Muhtemelen de öyle olur dedik. Dinlemiyor musun?
Avisámos que isso poderia acontecer.
Konuştuğum zaman beni dinlemiyor musun?
Não ouves o que te digo?
Benim söylediğim bir kelimeyi bile dinlemiyor musun?
Estás a ouvir o que estou a dizer?
Beni dinlemiyor musun?
Não estás a ouvir.
Beni dinlemiyor musun?
Não estiveste a ouvir?
Dinlemiyor musun?
Não me ouvistes?
Dinlemiyor musun?
- Não, você não está ouvindo?
- Dinlemiyor musun?
Não me estás a ouvir?
- Emirleri dinlemiyor musun?
- Não, mas eu acabei de falar contigo! - Não, senhor.
Beni dinlemiyor musun?
Não estás a ouvir?
Derdin ne, dinlemiyor musun?
Não ouviu o que eu disse?
- Beni dinlemiyor musun?
- Nào me està a ouvir?
Sen beni dinlemiyor musun?
Não ouviste o que temos dito? Sim.
Dinlemiyor musun?
Você não ouviu?
Bana dünyanın sonu gibi geldiğini söyledim. Hiç dinlemiyor musun?
Acabei de dizer que parece o fim do mundo.
- Dinlemiyor musun?
- Não estás a ouvir?
Beni dinlemiyor musun?
Estás a escutar-me?
Beni dinlemiyor musun?
Volte para San Diego.
Doktorlarını dinlemiyor musun?
Não lhes ligas?
Dinlemiyor musun?
Não escuta?
- Dinlemiyor musun?
Não tem ouvido?
Beni dinlemiyor musun?
Não tens prestado atenção ao que eu tenho dito?
Burada güvendesiniz. Dinlemiyor musun?
Estará a salvo aqui.
Dinlemiyor musun?
Não ouviu?
Sen beni dinlemiyor musun?
Não tens estado a ouvir? Ela levou-me como refém!
- Beni dinlemiyor musun?
Não. Estás a ouvir-me?
Dinliyor musun? Beni dinlemiyor musun?
Estás a ouvir-me?
Dinlemiyor musun aptal kaltak?
Por que não ouves, minha cabra estúpida?
Beni dinlemiyor musun?
Não está ouvindo?
Dinlemiyor musun?
Não estás a ouvir?
Beni dinlemiyor musun.
Não está a ouvir.
Beni dinlemiyor musun?
- Não me estás a ouvir! Isso é secundário!
- Beni dinlemiyor musun?
Mas o que é que eu disse?
Biliyor musun Buddy, çevremdeki kimse beni dinlemiyor.
Sabes, Buddy! Aqui ninguém me ouve.
Beni dinlemiyor musun?
Tens estado a prestar atenção?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]