Dinleyin bayım translate Portuguese
68 parallel translation
- Beni dinleyin bayım.
- Ouça, cavalheiro...
Dinleyin bayım!
Ouça, senhor!
Şimdi beni dinleyin bayım.
Ouça, senhor.
Dinleyin bayım sizi hep sevmişimdir. Ama bunun önemi yok.
Sempre gostei de vós... mas não importa.
Dinleyin bayım, kızımın hıçkırıkları ve iç çekişleri sizin müziğinize çok yakın.
Ouça os soluços que a pena arranca a minha filha? Estão mais perto da música que suas escalas!
Dinleyin bayım, ben çok...
Ouça, senhor, eu estou terrivelmente cansado...
Dinleyin bayım çocuğunuzu tanımıyorum, sadece televizyonda gördüm.
Sem garantias. Escute, senhor, eu não conheço o seu filho. Só o vi pela televisão.
- Lütfen soruyu dinleyin bayım.
- Por favor, oiça a pergunta.
Dinleyin bayım, biri sizi ihbar etmiş, bunu yapmak zorundayız.
Ouça, senhor. Alguém denunciou o caso, nós temos que fazer isso.
Dinleyin bayım.
Ouça, senhor.
Polis.beni dinleyin bayım
Sr. agente, ouça.
Dinleyin bayım, 4 değişik menümüz var. Salatalı menü, vejetaryen menü burger menü ve duble menü var.
Meu senhor, há o menu da salada, o menu dos vegetais e o menu duplo de carne.
Dinleyin bayım...
Ouça, senhor...
Beni dinleyin bayım.
Siga o meu conselho.
Dinleyin Bay Deneen, benle konuşulmayacak. Kabadayılık da yapılmayacak. Satın da alınmayacağım.
Ouça, Sr. Deneen, não me vão calar, não me vão intimidar... não me vão comprar.
Lütfen bayım, dinleyin.
Por favor, senhor, ouça-me.
- Onu sizin için öldürmedim. - Dinleyin, bayım...
Não os matei por causa de vocês.
Beni dinleyin, bayım.
Escute, moço.
Dinleyin bayım.
Oiça, lá.
Generalim, Bay Cavalier sizinle değildi. Benim adamlarımı dövdü. Bakın, beni iyi dinleyin Bay Cavalier.
Não quero saber se é seu amigo, General.
Dinleyin Bay Fox, takım oyuncusu olmak isterim... ama bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum.
Escute, Sr. Fox, gostaria de fazer parte da equipa, mas quero chamar a sua atenção para algo.
- Dinleyin beni, bayım!
- Ouve-me bem.
Dinleyin, bayım, aşağıda yaralı iki kişi var. Yardımınıza ihtiyacım var.
Ouça, há pessoas feridas lá em baixo e eu preciso de ajuda.
Dinleyin, Bay Klompus kalemi bana vermeniz büyük bir incelik, ama benim aslında ihtiyacım yok.
Mr. Klompus... Foi muito simpático ao dar-me a caneta, mas não preciso dela.
Dinleyin, bayım.
Ouça, senhor.
Dinleyin, bayım.
Senhor?
Dinleyin, bayım, gördüğünüz gibi avantaj bizden yana.
Como pode ver, não está muito bom tempo.
Böyle karşılıklı alışveriş başlayınca hemen arkasından asıl olay bedensel sonuç gelir. Bayım, beni dinleyin.
Quando essas mutuaIidades assim abrem caminho segue-se logo o dominante e principal exercício, a conclusão incorporada!
Bayım. Bayım! Beni dinleyin.
Ouça.
Dinleyin, bayım, biz bela istemiyoruz.
Olha, uh, mister, nós não queremos problemas aqui.
Dinleyin, bayım.... -.... Quarre.
Ouça, mister....... Quarre.
Pekala dinleyin Bay Markoff, tamam mı?
Ouça-me agora, Sr. Markoff, está bem?
Dinleyin, Bay Weathers, bilemiyorum. Belki de karım haklıydı.
Talvez a minha mulher estivesse certa.
Bayım beni dinleyin, bu bir katliamdı.
Ouça isto, senhor, foi um massacre.
Dinleyin. Duello teklifinizi reddediyorum bayım.
Escute. nós declinamo lutar consigo, caro sr.
Bakın, bayım, beni dinleyin.
Ouça.
Dinleyin, bayım... Ben bir Amerikan vatandaşıyım.
Escute, senhor... eu sou um cidadão Americano.
- Dinleyin, Bay Pewterschmidt... siz bir iş adamısınız, ben bir iş adamıyım... garanti ederim ki size reddedemeyeceğiniz bir teklifim var.
- Oiça, Sr. Pewterschmidt, você é um homem de negócios, eu sou um homem de negócios, e tenho uma proposta irrecusável para si.
Bayım, beni dinleyin.
Sim, eu sei.
Bayım beni dinleyin.
Ouça-me!
Pekala, dinleyin, Bay Porter, sadece yardım etmeye çalışıyoruz.
Ouça, Sr. Porter, só estamos a tentar ajudar.
Dinleyin Bay Özel Ajan Fleury. 47 adamım yüzlerce parçaya ayrıldı.
Ouça, Agente Especial Fleury, 47 dos meus homens ficaram desfeitos em centenas de pedaços.
Tamam. Bayım, dinleyin.
Senhor, escute-me.
Bayım, dinleyin, üzgünüm, ama ben de bilmiyorum.
Escute, eu lamento, mas simplesmente não sei.
Bay Martinez, beni dinleyin ellerinizi ayırmanız lazım
Sr. Martinez, oiça-me. Tem de mover as suas mãos.
Bir bakalım, değil mi? Saygıdeğer başkanımız Bay Jefferson hakkındaki şu haberi dinleyin :
Oiçam isto sobre o nosso estimado Presidente, o Sr. Jefferson :
Dinleyin, bayım umurumda değil.
Escuta, homem... eu não me importo.
Bayım, beni dinleyin.
Sr. ouça-me.
Bay Goebbels'in yazdığı saçmalığı dinleyin "Doğudaki kahramanlarımız, Bolşevikleri ve Yahudileri bozkırlarda yenecektir."
Ouça este disparate do Sr. Goebbels. Nossos heróis no Leste prevalecerão sobre os bolcheviques e os Judeus nas estepes.
Dinleyin, silaha hiç gerek yok bayım.
Não há necessidade da arma, senhor.
Dinleyin, Bay Guster, sevgililerinin ya da her ne diyorsan gönlünü çelmeyi başarman hepimizi mutlu ediyor. Ama şu an kendi zamanımı kullanıyorum.
Ouça, Sr. Guster, estamos todos felizes que você pode gerenciar para cativar os méis ou seja o que for, mas agora você está em meu tempo.
bayım 4005
bayim 32
dinle 8539
dinleniyorum 19
dinle onu 25
dinle ahbap 23
dinlen 93
dinle baba 21
dinle dostum 74
dinleme 19
bayim 32
dinle 8539
dinleniyorum 19
dinle onu 25
dinle ahbap 23
dinlen 93
dinle baba 21
dinle dostum 74
dinleme 19
dinleniyor 56
dinleyin 2039
dinlemek istiyorum 18
dinle beni 1110
dinledim 33
dinlenin 36
dinlen biraz 26
dinlenmen gerek 19
dinlenmelisin 59
dinlemek istemiyorum 29
dinleyin 2039
dinlemek istiyorum 18
dinle beni 1110
dinledim 33
dinlenin 36
dinlen biraz 26
dinlenmen gerek 19
dinlenmelisin 59
dinlemek istemiyorum 29