Diyordum translate Portuguese
2,527 parallel translation
Ara sıra beraber çalışırsınız diyordum.
Achei que vocês podiam trabalhar juntos às vezes.
Bardan payıma düşeni alınca bunu alırım diyordum. Seni zahmete soktuğumuz için kusura bakma.
estava a pensar que quando tiver a minha parte do bar, poderia...
- Diyordum ki beni serbest bırakırsan...
- Mas se me libertasse...
Diyordum ki sana gönderdiğim resmi beğenmene çok sevindim.
Estava a dizer que estou muito feliz por teres gostado da foto que te mandei.
- Belki birlikte gideriz diyordum.
Eu... estava a pensar que talvez pudessemos ir juntos.
Sana biraz daha antrenman ayarlamak için konuşalım diyordum.
Escuta, deviamos falar sobre marcar-te mais alguns treinos.
Akşam sana yemek yaparım diyordum.
Pensei em fazer-te um jantar hoje.
Ben de öyle diyordum. Tabii ki hayır.
- Pois, claro que não...
Çünkü ben de diyordum... belki de birden fazla park halinde... tepesinde uydu anteni, zırhlı tekerlekli ev vardır.
Porque pensei mesmo que iria haver mais do que uma carrinha blindada com antena parabólica no estacionamento.
İnanmıyorum, ben de nereden tanıyorum diyordum.
Meu Deus, então é daí que eu te conheço!
- Yine mi? - Belki onunla konuşursun diyordum.
- Pensei que podiam conversar.
Hector'un arabası bu kavşaktan geçer diyordum ama hiçbir şey olmadı, hiç hem de.
Imaginei que o carro do Hector passaria por este cruzamento, mas não passou, nada.
Ben de son günlerde yağmur yağmadığı için şanslı oluruz diyordum.
Como não choveu nos últimos dias, esperava ter sorte.
Ben daha çok, şöyle güzel bir kamp yaparız diyordum.
Pensei mais na linha de... viagem de acampamento.
Cesedin üstünde buluruz diyordum ama bulamadık.
Que estranho. Eu ia encontrá-los com o corpo. Mas não encontramos.
Bir yerlere gideriz diyordum.
Podíamos fazer uma viagem. - Para onde?
En kötü ihtimalle G4 vardır diyordum. Ufak uçaklar daha az güvenlik denetimine tabi oluyor.
Os aviões pequenos são menos inspeccionados nos aeroportos.
Bir de ben çok soluk renkli giyiyorum diyordum.
E achava eu que usava demasiados tons pastel.
Prancer'a kötü diyordum bi'de!
E eu a pensar que Empinadora era mau!
Seninkini keselim diyordum ben.
Pensei na tua.
200.00'lik komisyonla şimdiye daha gösterişli bir eve geçmişsindir diyordum. Ne yapıyorsun be Danny?
Pensava que com tamanha comissão, estarias num sitio melhor, a esta hora.
Acaba yemeğe sen de gelmek ister misin diyordum.
Gostaria de saber se querias vir ao jantar.
Ne diyordum ben?
- O que é que estava a dizer?
Sadece diyordum ki, eğer birkaç ders almak istersen ısmarlamaktan mutlu olurum.
Ia dizer que gostaria de pagar... se você quiser umas aulas.
Şimdiye kadar vazgeçmişlerdir diyordum.
Pensei que eles já tinham desistido a esta hora.
O yüzden radyoda yayındayken ona "yatma vakti geldi" Alice diyordum. Zamanla alışkanlığa döndü.
"Apaga a luz, Alice." E colou.
Bekleyin, ne diyordum?
Espera, o que estava eu a dizer?
Bildiğim tek şey bu diyordum.
" Eu não posso fazer mais nada. É nisto que eu sou boa.
Ben yağmalamak diyordum.
Sugeri que talvez fosse o saque.
Bense egzotik hastalık kapma şansları diyordum.
E eu pensava que era a hipótese de apanhar doenças exóticas.
Ne diyordum?
Onde é que eu ia?
Ne diyordum...
E, enfim...
Ne diyordum?
Onde ia eu?
Haydi. Ne diyordum?
Agora, onde ia eu?
Seni bu gece görürüm diyordum ben de.
Eu achei que podia Ver-te esta noite.
4 yaşındayken, güneş sistemindeki gezegenlerden kaç kilo olurum diyordum.
Quando tinha 4 anos, descobri quanto eu pesaria em cada um dos planetas do sistema solar.
O'na, "Jim hiçbir şey olduğu yok." diyordum.
Tipo : "Jim, não acontece nada."
Ee, ne diyordum?
Bom, o que é que eu dizia?
Duş alacaktım, sonra yemek yeriz sonra da Bellagio'ya gideriz diyordum.
Eu ia tomar um duche, depois devíamos ir comer e eu queria ir ao Bellagio.
Sana onu diyordum
Era o que eu te estava a tentar dizer. Houve um tipo... O Mackay.
İhtiyar annemden başka birinde de bir kopyası vardır diyordum.
Pensei que ninguém além da minha querida mãe tinha uma cópia.
Fazladan koşu antrenmanı yaparım diyordum.
Estava a pensar em fazer mais exercícios.
- Çok fazla sevgilin olmadı diyordum.
Dizia que não tiveste muitos namorados.
Ben Paris'e falan giderim diyordum.
Esperava ir para Paris.
Ne diyordum ben kızlar, işte sahada onları...
Como estava a dizer...
Malzeme diyordum?
- Preciso do médico.
Sinema diyordum, evet mi, hayır mı?
- Cinema, sim ou não?
Ona öyle diyordum.
Chamava-lhe Bobby
Acaba diyordum, sen...
Estava a pensar se tu...
- Ben kabaca diyordum.
- Eu disse mais ou menos.
- Diyordum ki -
- Estava a pensar...
diyordum ki 63
diyorsun 241
diyorum 468
diyor 1008
diyorsunuz 82
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyor ki 279
diyorsun ki 51
diyorsun 241
diyorum 468
diyor 1008
diyorsunuz 82
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyor ki 279
diyorsun ki 51