Evet bu o translate Portuguese
7,151 parallel translation
Evet Yengeç, bu sefer turşuyu yiyeceksin!
Bem, Krabs, já vais ver o pickle em que te meteste!
Evet, bu yıl törende mezuniyet konuşmasını ben yapacağım.
Pediram-me que fosse este ano, o orador principal, na cerimónia de Graduação.
Bu.. evet.
O... isso.
Miller'la da bu şekilde mi tanıştınız? Evet.
Foi assim que conheceram o Miller?
- İstediğin bu mu? - Evet!
- É o que queres?
Evet. Bu akşam onu göreceğim, söz.
Vejo-o logo à noite.
Evet, bu taraftan geliyor.
Sim, o som vem dali.
Evet. Tam olarak yapman gereken bu.
- É exatamente o que deve fazer.
Evet, bu Lil Wayne gibi, değil mi?
Sim, tipo o Lil Wayne, certo?
Evet sonuçta bu bir video, fazla kasma, ama başarılı olsun.
E... É um vídeo, por isso, não penses muito no assunto, mas dá o teu melhor.
Evet, hayatının geri kalanında evli olacaksın, bu gece neden eğlenesin ki?
Sim, vais casar-te para o resto da tua vida, portanto, porquê te divertires de todo esta noite?
Evet ama Anatoli, bu yıl Scott'a rehberlik edeceksin.
Sim, mas Anatoli, este ano vais ser o guia do Scott.
- Evet, planımız bu.
- Bem, o plano é esse, sim.
Evet, bu da onun büyük, kötü ağabeyi.
Foi o irmão mais velho e lixado dele.
- Evet bu... ama bunu istiyor olmak seni kötü yapıyor diye düşünüyorsun.
- É o que tu queres mas querer isso faz-te sentir má pessoa.
Tamamen iyileşen sadece bedeni değil, çok fazla nöral aktivite var. Evet, bu çok fazla.
Além de o corpo estar praticamente sarado, tem demasiada actividade neural.
Evet, o lanet bir köpekti ama bu bir insan. Çıkaralım onu oradan.
Sim, mas era um cão, ela é uma pessoa.
Bu da senin cezan öyle mi? Evet.
Cometeste um crime e este é o teu castigo?
Evet, David'i tanıdım tanıyalı o da tüm hayatını buna vermiştir, bu yüzden...
Bem, o David sempre quis fazer isto a vida toda, desde que o conheço, por isso...
Evet, bu senin kürkün için de geçerli Miles.
Isso é também para o teu pelo, Miles.
- Evet yok. Belki de bir dahaki sefer kimin öleceğine veya bu şeyin ne olduğuna kafa yormaktansa bunu nasıl durdurabileceğimizi bulmalıyız.
Se passássemos menos tempo a pensar quem é o próximo a morrer e mais tempo a tentar perceber isto, podemos chegar a algum lado e travar isto.
- Evet var. Belki o yaşta belki de değil bilmiyorum belki de 35, ama bu bir sorun olmalı.
Acho que qualquer pessoa com mais de sei lá, mais de 35 anos pode ter um problema com isso.
Evet bizden yapmamızı istedikleri bu.
Exato. É o que eles querem.
- Evet. Bu da ne demek?
- O que significa isso?
- Sokak adı bu, evet.
- Esse é o nome de rua.
Evet. Bu ne demek, biliyor musun?
Sabem o que isso significa?
Evet, Thabo Sefolosha bütün kariyerini bu adama borçlu.
O Thabo Sefolosha deve a carreira a este tipo.
Evet bu gerçekten "benim" makalem gibi.
Sim, parece um artigo com a minha cara. Eu idealizei-o.
- Evet, Chris bu vakte kadar öğrenmiştir.
Sim, de certeza que o Chris já sabe isso.
Evet, havuz çocuğu kıyafeti bu yüzden.
Sim. Mas depois tornei-me o rapaz da piscina.
Evet ama bu şey ne onlar ne de gezegen için iyi.
Certo, mas isto não é bom para eles, nem para o planeta.
Yolunu bulup buraya geldin, bu çok iyi. Evet.
- Mas encontraste-o aqui e isso é bom.
- Evet, Nedir bu?
Sim, o quê?
- Evet, aynen öyle. Times bu duruma "olası salgın" adını verdi.
O Times está a chamar de uma potencial epidemia.
Evet, bu konuda Bay Farnum'la da görüşmek istemiştik -
Sim, gostariamos de falar com o sr. Farnum sobre isso também...
- Evet bu o.
Sim, é ela.
Evet Warren, yaşlılarla bu sorunu yaşarsın işte.
Pois, Warren, é esse o problema com os velhotes.
Evet ama Mat bu durumdan rahatsız.
Sim, sem dúvida. O Mat está a passar-se por isso.
Bu evde olmak, o yıllar boyunca ihmal edilmesinin tersine sürebilir. Evet.
Estar em casa pode reverter todos esses anos de negligência.
Evet baba, çünkü... tüm bildiklerin bu kadar.
Sim pai, mas... é sempre o mesmo, sabe...
Evet, o zaman bu adamlar patron için çalışan paralı askerler.
Pois, e estes tipo são colaboradores, trabalham para alguém chamado "Chefe".
İnsanların biyolojiden bahsederken neden bu kadar gerildiklerini anlamıyorum. Evet.
Não percebo qual é o problema de falarmos de biologia.
Evet, tüm gün bu odada hapis kalmak çok zor.
É difícil ficar trancafiada neste quarto o dia inteiro.
Evet, benim işim bu.
Sim, esse é o meu trabalho.
- Evet, istediğim bu. Evet.
- Sim, é o que eu quero.
- Evet, istediğim bu.
- Sim, é o que eu quero.
Evet.Bu mekan harika değil mi?
- Com o meu fantástico marido. - Sim. - Isto é bonito, não é?
- Bu benim şapkam, evet!
O chapéu é meu, boa!
Evet, bu sefer kendini paranın bile seni kurtaramayacağı bir durumun içinde buldun.
Desta vez, finalmente deu consigo numa situação de que o dinheiro não a safa.
Bu Chris. - Evet.
É o Chris.
Evet, adı bu.
Sim, é o que lhe chamo.
evet burada 46
evet bu 43
evet buradayım 17
evet bu doğru 66
bu o 1223
bu olabilir 58
bu oda 25
bu olsun 16
bu olmaz 67
bu olmayacak 50
evet bu 43
evet buradayım 17
evet bu doğru 66
bu o 1223
bu olabilir 58
bu oda 25
bu olsun 16
bu olmaz 67
bu olmayacak 50
bu olay 48
bu olacak 24
bu olur 45
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu onun sorunu 17
bu odada 30
bu o mu 242
bu olayda 16
bu onun 40
bu olacak 24
bu olur 45
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu onun sorunu 17
bu odada 30
bu o mu 242
bu olayda 16
bu onun 40
bu olabilir mi 19
bu oldu 16
bu önemli değil 131
bu olmamalıydı 17
bu onlardan biri 29
bu o adam 20
bu olağanüstü 52
bu olmalı 51
bu olduğunda 20
bu olanaksız 43
bu oldu 16
bu önemli değil 131
bu olmamalıydı 17
bu onlardan biri 29
bu o adam 20
bu olağanüstü 52
bu olmalı 51
bu olduğunda 20
bu olanaksız 43