English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ G ] / Gordün

Gordün translate Portuguese

38,603 parallel translation
- Cevabı gördün mü? - Ne düşünüyorum, biliyor musun?
- Estás a ver como ele é?
Fidel'i mi gördün?
- Estás a ver o Fidel?
Ona ne yapmışlar, gördün mü?
Viste o que lhe fizeram?
Onun sonunu gördün mü?
Vês como ela ficou?
- Gördün mü?
- Vês?
Buraya gelirken bir şey gördün mü? Hayır, burada kimse yok.
Não, nada, não está cá ninguém.
Taj Mahal'daki balonları gördün mü hiç?
Já viu um Taj Mahal de balões?
Sadece iyi olmayan birini gördün, ama diğerlerinden...
- Só viu um rosto. Não foi um bom rosto, mas é tão verdadeiro quanto os outros.
Onunla tanıştın onu gördün, ne yaptığını biliyorsun.
Eu sei, ao pormenor.
Sen onu nerede gördün?
Onde viste isso?
Önümden çekilince neler olduğunu gördün mü?
Viste o que acontece quando sais do meu caminho?
Sonra olanları gördün. Doktor nerede kaldı?
Carly, Marcy, podem entrar quando chegarem.
Winn, Alex'i gördün mü?
Winn, viste a Alex?
Gördün mü?
Viste?
Gördün mü?
Vê?
- Nichols, köpekbalıklarının yaptıklarını gördün mü?
Nichols, viste o que eles fizeram?
Sonra Scott'u gördün. Merdiven boşluğundan gelip, çatıya doğru gidiyordu.
Depois viste o Scott a descer as escadas que conduzem ao telhado.
Evet, gördün.
Viste, sim.
Gördün mü?
Vês?
Gördün mü?
Estás a ver?
Söyle bakalım hastanın bir şeyleri saydığını gördün mü?
- Diga-me, viu o paciente contar?
Kötü bir rüya mı gördün?
Tiveste um pesadelo?
- Sen de gördün, değil mi?
- Viste isso, certo?
Bir şey mi gördün Bobby?
Sim.
- Ne olduğunu gördün mü?
- Vês no que dá? Vês?
Gördün mü? - Hemen dairene dön!
- Já para o seu apartamento!
Ne gördün?
O que viste?
- Sayfalarda yazanları gördün. Bu ülkede bir yılda depresyon için kaç reçete yazılıyor, biliyor musunuz?
Sabe quantos fármacos são receitados neste país para depressão, num só ano?
- Gördün mü?
- Está a ver?
- Gördün mü, Walti bu işi iyi biliyor.
- Vê? O Walti é perito nisso.
Kardeşini hiç bu adamla gördün mü Henry?
Alguma vez viu o seu irmão com este homem, Henry?
Ne gördün peki?
O que viste?
- Telefonu nereden aldığımı gördün mü?
- Viste aonde fui buscar o telemóvel?
Telefonu nereden aldığımı gördün mü?
Não me devias ter seguido, Monica.
Televizyonda kimi gördün Caitlin?
Quem viu na televisão, Caitlin?
Crowley'yi gördün mü?
Falado com ele?
Kanada bozukluğumu gördün mü?
Viste a minha moeda canadiana?
Telefon direğine asılmış, gitar dersleri ilânını gördün mü?
Viste o anúncio de aulas de guitarra no poste de telefone?
Gördün mü, nasıl da anneye benzedim.
Vês como agora pareço a mãe?
Evet, Lottie'nin çello resitalleri ve yardıma muhtaç Filipinli gençler için yaptığımız gönüllük işi arasında... Bak gördün mü?
Os recitais de violoncelo da Lottie e o voluntariado para ajudar jovens filipinos em risco...
Neyle uğraştığımı gördün mü?
Está a ver com que tenho de lidar?
Evet ama jüriyi sen de gördün.
- Sim, mas tu viste-os. Eles não estão convencidos.
Onu Frank Gallo ile birlikte gördün mü?
Viu o Frank Gallo com ele?
Gördün mü, görmedin mi?
- Viu?
Hadi ama Mike, dün gece bir kabus gördün.
- Mike.
Bir rüya gördün,... ve şu an o gece yaptığım şey için kötü hissedip hissetmediğimi mi sorguluyorsun? !
Tens um sonho e estás a perguntar-me se me sinto mal por isso?
Hayır, o rüyayı gördün, çünkü arkadaşına yaptığın şeyle başa çıkmak istemiyorsun.
Tiveste esse sonho porque não queres lidar com o que estás a fazer.
Mike, rüyanda onu ele vermene gerek olmadığını neden gördün o zaman?
Mike, porque achas que parte do sonho foi descobrir que já não tinhas de denunciá-lo?
Swan, savunmayı gördün mü?
Swan. Viste aquela pancada?
Eddie'ye yaptıklarını gördün.
Viste o que fizeram com o Eddie.
Hayır, bu kadar. Gördün mü?
Estás a ver?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]