Gösteri translate Portuguese
5,892 parallel translation
Akşam yemeği, Adelphi'de bir gösteri yanlış hatırlamıyorsam gösteriyi sonuna kadar oturup izledik.
Jantar, o show no Adelphi... muito tempo sentado, tanto quanto me parece.
Gösteri için mi geldiniz?
Está aqui para a peça?
Pirokinetik bir gösteri yapmana müsaade edemem.
Não posso permitir que faça uma das suas exibições pirotécnicas.
Gösteri zamanı.
Hora do espectáculo.
Gösteri başlıyor, millet! Aşağı gel bakalım!
O espectáculo está a começar, pessoal!
Burası neredeyse Küçük Brezilya, gösteri her yıl burada bitiyor ve sonrası çılgınlık.
Little Brazil é praticamente só neste quarteirão, metade da parada vem para cá todos os anos, é uma loucura.
Büyük bir gösteri için o işten ayrıldığını öğrendik.
Ele largou aquele emprego por uma oportunidade única.
Daha iyi bir gösteri için.
Melhorar o espetáculo.
Açık arttırmada bu kadar insanın önünde tekrar ortaya çıkmak güzel bir gösteri olur.
Seria um grande espetáculo de magia, se ele reaparecesse durante o leilão - à frente desta gente toda.
Gösteri biter.
E fim de conversa.
Emily'nin düğün yemeğinde yaptığın gösteri gibi imalı bir konuşma daha, tımarhaneye kapatılmana yol açabilir.
Depois da tua proeza no chá-de-panela da Emily, aproximas-te perigosamente de uma estadia no manicómio.
Eğer parmaklar bir gösteri olsaydı senin şu baş parmağın perdeyi kapatan oyuncu olurdu.
Quando achas que o mais atractivo são os dedos, descobres que os polegares são ainda melhores.
Bu bir gösteri, bana inan.
Isto era um espectáculo, acredite em mim.
Anlamı, gösteri için kanıt topluyor.
Ele está a pegar no jornal para dar espetáculo.
Bu gösteri merkezi, el yazmasını elinde mi tutuyor?
- Este fórum mantém o manuscrito?
Tamam, gösteri bitti, herkes işine dönsün.
Certo, o espectáculo acabou. Voltem ao trabalho.
Gösteri hoşuna gitti mi?
Então, gostou do espetáculo?
Gösteri hoşuna gitti mi?
Gostou do espetáculo?
Pazar, Pazar, Pazar, Creed'den özel bir gösteri eşliğinde.
Domingo, Domingo, Domingo, com uma actuação especial dos Creed.
Gösteri zamanı.
Está na altura.
Gösteri bitti.
Acabou o espectáculo.
Gösteri bitti!
Fim do espectáculo.
Dünyadaki en iyi DJ'lerin gösteri yaptığı tek yer.
Apenas os melhores DJs do mundo tocam aqui.
Her yıl on büyük gösteri düzenliyoruz. İyi olması gerekiyor.
Fazemos 10 concertos enormes por ano, tem de ser bom.
- Bu, gösteri senaryosunun kapsamına giriyor.
- Coloca isso no guião do concerto.
Tipik gösteri panı.
É uma parte típica do espectáculo.
Bu gösteri, gerçekten çok özel olacak.
Vai ser um concerto especial.
Bu gösteri maçlarından sonra seni üst takıma çıkarmak zorundalar.
Depois estes jogos de exibição, terão de o trazer.
Gösteri maçlarında gözlerinin önünde 625 fite vurdu.
Fez uma média de.625, nos jogos de exibição, contra eles.
Yankees ile gösteri maçı yaptığımızda Joe DiMaggio'ya da Wop derdik.
Quando fazemos jogos de exibição com os Yankees, chamamos ao Joe DiMaggio mafioso.
Gösteri zamanı, sirk kasabaya geldi!
Quando aparecemos, o circo chegou.
Kavga etmeden tek gösteri yapamaz mısınız?
Podemos fazer o espectáculo sem estas discussões?
- Gösteri nasıl gidiyor?
- Como vai o espectáculo?
İnternette yapılan bir gösteri.
É um espectáculo que se faz na Internet.
Evet, dediğim gibi, gösteri hakkında konuşmak istiyorum.
Como eu disse, quero falar contigo sobre um espectáculo.
Bir yaşa basıyor, otelde küçük bir parti yapıyoruz ve partide kimin gösteri yapmasını istediğini sorduğumda seni istediğini söyledi.
Vai fazer anos e vamos dar uma festa de anos lá em casa. Quando lhe perguntei quem gostaria que actuasse na festa, ela disse que te queria a ti.
Doug Munny oğlunun partisinde gösteri yapmamı istedi.
O Doug Munny pediu-me para actuar na festa de anos do filho.
Biliyorum yerel bir gösteri ama...
Digo, eu sei que é apenas uma produção local.
Bu iş nasıl yapılırmış, çekicilikten bir haber bu kızlara gösteri olur mu?
Mostra a estas crianças muito mais desejáveis como se faz, sim?
Üçüncü gösteri.
No terceiro acto.
Gösteri devam ediyor.
O espectáculo continua!
Müzakere ederiz. Gösteri yaparız. Karşı koyarız.
Negociamos, demonstramos e resistimos.
Ancak bizim yaptığımız, müzakere etmek gösteri yapmak, karşı koymaktır.
Mas o que nós fazemos, é negociar, demonstrar e resistir.
Yarınki gösteri iptal olursa daha sonra yönetimin destekleyeceği bir yürüyüş sözü versem.
E se eu vos garantisse que a Administração apoiará uma marcha a fazer no futuro. Se a de amanhã fosse cancelada.
Siz harekete geçene kadar gösteri yapmaya devam edeceğiz efendim.
Continuaremos a demonstrar até que o senhor aja de alguma maneira.
- Sanki gösteri yapıyoruz anasını satayım.
- Falas como se fosse um confronto.
- Gösteri gibi bir şey zaten.
- De certo modo, é.
Jack, gösteri zamanı.
Jack, está na hora da acção.
Mahkeme salonunda çektiğin o küçük gösteri...
Aquela pequena proeza no tribunal.
Bölüm "Geciken Gösteri"
UMA FAMÍLIA MUITO MODERNA
Clemence havai fişekleri için sokakta bir gösteri hazırladı.
Dá-lhe o contrato, vamos livrar-nos dela.
gösteririm 21
gösteri bitti 56
gösterin 31
gösteri zamanı 81
gösterin bana 21
gösteri sona erdi 16
gösteri başlamak üzere 16
gösterin kendinizi 17
gösteri devam etmeli 22
göstereceğim 43
gösteri bitti 56
gösterin 31
gösteri zamanı 81
gösterin bana 21
gösteri sona erdi 16
gösteri başlamak üzere 16
gösterin kendinizi 17
gösteri devam etmeli 22
göstereceğim 43
göster 167
göstereyim 129
göster bana 174
göster kendini 124
göstersene 45
göster bakalım 43
göstereyim mi 21
göster onlara 61
göster bize 25
göster ona 87
göstereyim 129
göster bana 174
göster kendini 124
göstersene 45
göster bakalım 43
göstereyim mi 21
göster onlara 61
göster bize 25
göster ona 87