Güzel yer translate Portuguese
2,192 parallel translation
- Güzel yer, değil mi?
- É um sítio porreiro, não é?
"Trolün kızı,'Burası yaşamak için hayal edebileceğim en güzel yer'dedi."
"'Este é o lugar mais lindo onde eu desejaria viver', " disse a filha do trol.
- Güzel yer.
- Bonito lugar.
Güzel yer seçmiş.
Ele arranjou uma boa posição.
Güzel yer..
Belo sítio.
Kurbanını pençeleriyle parçaladıktan sonra, Keskin dişleriyle bir güzel yer. Yüzünü ve bütün vücudunu yer.
Depois de dilacerar as vítimas com as suas garras, devora-as com os seus dentes afiados a cara e todo o corpo da vitíma.
Görüp görebileceğiniz en güzel yer.
A mais bela cidade que já viram.
Dünyadaki en güzel yer.
É um sítio encantador, o sitio mais perfeito do mundo.
Ben mutfağa bakacağım, bıçak saklamak için güzel yer.
Vou procurar na cozinha. É um bom lugar para se livrar de uma faca.
Bütçen müsait olursa, güzel yer.
Bom sítio, se o puderes pagar.
Bir kalem için güzel yer, Poe'nun tüm tozunu yutmuş.
Bom sitio para uma caneta, absorvendo todo o sumo do Poe.
Wow, güzel yer!
Uau, que lugar bonito!
Güzel yerler olmasa da, bir yer var en azından. Hadi kan.
Não bons sítios, mas sítios.
Güzel yer.
Belo sítio.
- Gerçekten güzel bir yer demek istedim.
- Não. A sério, é fantástica.
Köşede güzel noodle yapan bir yer var- -
Tem um lugar que vende macarrão na esquina,
Burası... burası çok güzel bir yer.
Uau, este lugar é bom.
burası güzel bir yer, Addison.
É uma bela casa, Addison.
Los Angeles : Güzel insanlarla dolu bir şehir. Rüyaların gerçeğe dönüştüğü ve fantezilerin gerçek olduğu ve eşiniz içinizdeyken hissettiğiniz kadar genç olduğunuz bir yer.
Los Angeles, terra de gente bonita onde os sonhos sempre se realizam e a fantasia é realidade, onde é tão jovem como se sente quando o seu parceiro está dentro de si.
Çok güzel bir yer.
É tão lindo.
Ne kadar güzel bir yer.
Que lugar lindo.
İngiltere çok güzel. Her yer yemyeşil.
Sim, é bem verde.
Size önlerde güzel bir yer ayarlayayım.
Deixa-me te mostrar um bom assento lá na frente.
Birlikte gittiğimiz güzel bir yer.
Era um lugar maravilhoso, onde costumávamos ir.
Durup analiz yapmak için güzel bir yer.
Um bom local como qualquer outro para parar e testar.
Yürürüm, güzel bir yer olur bu.
Uh, agora, eu gostaria de agradecer a minha adoravel esposa, Calista
Hadi ama, Anne. Orman harika ve çok güzel bir yer. Ayrıca orayı seviyorum!
A floresta é maravilhosa, bonita... e eu a adoro!
Güzel ve özel bir yer.
Bonito e sossegado.
her yer güzel
Ela é linda de qualquer maneira.
Güzel, rahat bir yer.
O quarto é confortável.
Durduğun yer güzel.
- Fica onde estás!
Sanırım senin "güzel bir yer" dediğini hatırlar gibiyim.
Lembro-me distintamente de teres dito "num sítio agradável".
Biz sadece ekim yapabileceğimiz güzel bir yer arıyoruz.
Repare, estamos só à procura de um lugar para cultivar.
Güzel yer.
- A casa é gira.
İşinin bölünmediğinden emin olmak için güzel bir yer.
Um bom lugar para ter a certeza que o seu processo não é perturbado.
Tampa'da çok güzel bir yer varmış diye duydum.
Ouvi falar de um sitio fantástico em Tampa.
Burası mı çok güzel olduğunu duyduğun yer?
Foi este o sitio fantástico de que ouviste falar?
Hayalperestleri aramak için güzel bir yer.
É um bom sítio para começar a procurar sonhadores.
Yine de güzel bir yer, değil mi?
Ainda assim é um bom sítio, não é?
Çok güzel bir yer, oldukça güzel bir yer olmalı.
Aquilo lá, é tão bonito. Tão bonito.
Ayrıca yolumuzun üstünde güzel bir yer biliyorum.
E conheço um grande lugar no caminho.
Ve aklımda çok güzel bir yer var, görmek ister misin?
Acho que descobri o local perfeito. Queres ver?
Henry, sana yazabileceğim bir yer olması çok güzel.
" Henry, estou muito feliz que tenha um local onde possa te escrever.
Aynı fiyata daha güzel bir yer bulursam almamı sen söylemiştin!
Disseste que se conseguisse encontrar um sítio melhor pelo mesmo preço, poderia ficar com ele.
Burası çok güzel bir yer, şef.
Belo restaurante, chef.
Adam yer altına girdi. Güzel.
O tipo anda escondido.
Ama ben bencil değilim. Dünya sen içindeyken daha güzel bir yer, bunu biliyorum.
Sei que o mundo é um lugar melhor contigo nele.
Her zamanki gibi siz haklısınız, burada, kasabada dans edecek bir sürü yer olması çok güzel!
Bem, tinha razão, como sempre, quanto melhor é que deveríamos fazer aqui na cidade, com bastante espaço para dançar!
Sana güzel bir yer bulmalıyız.
Temos que encontrar-lhe uma boa posição.
Tamam, güzel bir yer buldum. Şu anda onları duyabiliyorum.
Encontrei o ponto ideal, agora posso ouvi-los.
Çok güzel bir yer seçmişsiniz.
Não sei bem se escolheria um sítio desses.
yerine 100
yerim 21
yerinde 27
yeri 18
yerde 65
yere 84
yerine koy 21
yere yat 289
yerine otur 41
yerinde kal 43
yerim 21
yerinde 27
yeri 18
yerde 65
yere 84
yerine koy 21
yere yat 289
yerine otur 41
yerinde kal 43
yerler 24
yerine geç 53
yere koy 26
yerde kal 46
yerinde olsam 100
yerini biliyor musun 24
yerinde olsaydım 43
yerini biliyorum 24
yerini al 23
yerini biliyorsun 16
yerine geç 53
yere koy 26
yerde kal 46
yerinde olsam 100
yerini biliyor musun 24
yerinde olsaydım 43
yerini biliyorum 24
yerini al 23
yerini biliyorsun 16