Hastalar translate Portuguese
5,450 parallel translation
Aslında, Ben, diğer hastalarımla ilgili.
Na verdade, Ben, são os meus outros pacientes.
Hastalarımı mutlu edemiyorum, ve benim..
Não trago felicidade aos meus pacientes. E sinto-me...
Şu andan itibaren, uçmaktan korkan hastalarıma daha nazik davranacağım.
Daqui em diante, juro que compreenderei melhor os meus pacientes que receiam voar.
Hastalarımı mutlu edecek yolları arıyorum.
Procuro estratégias para proporcionar felicidade aos meus pacientes.
Hastalarını gerçek bir sabırla dinlermiş.
Ouvia pacientemente os seus pacientes...
O yüzden hastalarımın çoğu bir bebeği incitmeyecek bir mikroptan dolayı geliyorlar.
A maioria das doenças que os meus pacientes apanham são provocadas por germes que não fariam mal a um bebé.
- Selam. Hastalar için birkaç hizmet başlatma konusuyla oldukça ilgileniyorum.
Eu queria começar um serviço para os pacientes.
Yeni teşhis koyulmuş hastaların olabilecek bütün ihtiyaçlarına yardım etmek için 25 eğitimli kriz danışmanımız var.
"Formámos 25 conselheiros de crise para ajudar os recém-diagnosticados no que eles precisarem."
Hastalarını incelemek için haftada en az bir kere bu danışmanlarla buluşan 12 grup liderimiz var.
"Temos 12 líderes de grupos que se encontram com eles, pelo menos uma vez por semana para reverem os pacientes."
Fikirlerimi mi? Hastalarımı mı?
Quer as minhas ideias?
- Daha önceden hastaların bu şekilde travmanın kökenine inebildiği bilinen bir gerçek.
- Há muitos casos, em que o paciente volta para a origem do trauma.
Savunmasız hastalar bazen doktorlarına karşı bir takım duygular besleyebilirler.
Os pacientes muitas vezes ficam vulneráveis. Tem sentimentos por seu psiquiatra.
Hastalarımdan bahsedemem ama.
Mas eu não posso falar sobre os meus clientes.
Hastalarımdan bahsedemem.
Não posso falar sobre os meus clientes...
Dengesiz hastalarımdan biriyle çıkmak için yemeğimizi iptal etmişsin.
Cancelaste o nosso jantar para sairés com uma das minha pacientes.
Bayan Jane Claremont, hastalarınızla böyle konuşamazsınız!
Senhorita Jane Claremont, Você não tem o direito de estar a falar sobre os seus pacientes de qualquer maneira ou forma!
Hastalarına sürekli psikolojik destek verme taraftarıydı. Neden olmasın? Onları neşelendirmek gerekir.
Estava constantemente a tentar dar-lhes esperança, foi então que eu pensei, "Porque não anima-los?"
Özellikle bu hastalar arasında çok popüler.
Este é bastante popular entre os pacientes.
Hastalar, sağa dön.
Enfermaria, virar à direita!
Bu hastalar psikolojik, kötürüm değil. Ama neyse. İzninizle biraz müsaadenizi isteyeceğim.
Estes são psíquicos, não aleijados, mas sabe, dá-me licença um minuto?
Acaba beni yaşlı akıl hastalarıyla mı karıştırdın?
Você não vai, em hipótese alguma, confundir-me com algum idoso, deficiente mental.
Hastalarımın kendi fobilerinden sıkılmadan ve bir kısıtlama olmadan yaşamalarını sağlayan bir yol bulmuştum.
Eu descobri uma maneira de dar aos meus pacientes um novo começo sem as inibições e restrições que as suas fobias tinham colocado nas suas vidas.
Osborn, hastaları kabul etmek için resepsiyona gelirmisin.
Osborn, por favor, vem para a área da recepção para o consumo de paciente.
Bu maskeli kutu hastalarımız için çok özel bir deneyim.
A câmara é uma experiência muito particular para os nossos pacientes.
Hastalarımız hiçbir zaman uyumadı.
Em nenhum momento os nossos pacientes já estão a dormir.
pekala, korku hastalar için özel birşey, değil mi?
Tudo bem, o medo é uma coisa primal, certo?
David Q, ilk hastalarımdan biri... 12 yaşında oldukça normal bir çocuktu.
David Q, um dos meus primeiros pacientes. Era um miúdo de 12 anos perfeitamente normal.
Tedavinin arkasında ki fikir, uyuyan hastaların kusursuz ve berrak halde ki zihinlerini kemiren, bilinçaltında ki kötülüklerle savaşmak ve onları yok etmek.
A idéia por trás do tratamento, é para os pacientes que estão dormindo lutarem e destruírem o mal em seu subconsciente, que os corroem, em um estado perfeitamente lúcido da mente.
Amacım hastaları ve yaralıları tedavi etmek.
A minha finalidade é curar os doentes e feridos.
Tüm hastalarımız rehabilitasyon için burada.
Todos os nossos doentes estão aqui para serem reabilitados.
Hastalarıma alkol ve pornografik şeyler veriyormuşsun.
Estás a dar álcool e pornografia aos meus pacientes.
Hastalar her zaman böyle der.
Todos os pacientes dizem sempre isso.
Doktorlar olarak, 50 veya 60 yaşlarında tip iki diyabeti olan hastaları tedavi etmeyi biliyoruz.
Nós, os médicos, sabemos tratar de adultos de 50 ou 60 anos com diabetes de tipo 2.
Az önce tüm obezite hastalarını tarif ettim.
Acabei de descrever os pacientes obesos.
Hiçbir şeye dikkatinizi veremiyorsunuz, kahrolası ruh hastaları sizi.
As taradas são doidas de mais para reparar seja em que for...
Akıl hastaları için değil miydi bu?
Não é para doentes mentais?
Masa kalp hastalarına yazılan bir reçete gibi duruyor.
Isso parece uma receita para doentes cardíacos.
Hastaların % 70'inde işe yaramıyordu ama nedense bende yaradı.
Não resultou em mais de 70 % dos doentes, mas, por algum motivo, tem resultado comigo.
Alzheimer hastalarında, onlar için anlam ifade eden hafıza ve duyguyla bağlantılı olan müziktir.
Para os doentes com Alzheimer, a música tem que ter significado para eles e estar relacionada com a memória e o sentimento.
Alzheimer hastalarını desteklemesi için.
Apoio ao Alzheimer. Ela falou mesmo com ele?
Endişelenme. Peki ya hastaların ne olacak?
E quanto aos teus pacientes?
Hastalarımın bir kaçı Zarah Leander'ı seviyor diğerleri ise Bayan Soderbaum'ı.
Algumas das minhas pacientes preferem a Zarah Leander, outras a Menina Söderbaum.
Onlar fentanil lolipopu... Kanserin dördüncü evresinde kullanılan güçlü bir opioid... Kanser hastaları kullanır.
São pirolitos de fentanil, um potente opióide usado em pacientes com cancro em estágio 4.
Seni hastaları olarak kabul etmekten mutluluk duyacaklardır.
Todos teriam muito prazer em tê-la como sua paciente.
Yüzünde izler olan, uzun boylu bir adam için şüpheli duyurusu yaparız. Tamam. Hastanelere de böyle hastalar için mesaj göndeririz.
Vamos emitir um alerta sobre qualquer homem alto com cicatriz na cara... e pedir para os Hospitais avisarem sobre pacientes compatíveis.
Keşke ben de hastalarımı istediğim yerden tedavi edebilseydim.
Gostaria de tratar os meus pacientes de qualquer lugar.
Madame Girard ve kızının. Yıllarca annemin hastalarıydı. Şimdi ise benim.
A minha mãe tratou Mme Girard e a filha durante muitos anos, agora trato-as eu.
Pardon ama onlar benim hastalarım.
Desculpe, eles s � o os meus pacientes.
Dinle, hastalarından biri olması ihtimalini göz ardı edemeyiz.
Ouça, não podemos descartar a possibilidade de ser um paciente seu.
Hastalarımın yarısı öldü.
Metade dos meus pacientes morrem.
Hastalarımı da kontrol etmeliyim.
Tenho de ir ver os meus pacientes.
hasta 212
hastayım 158
hastane 65
hasta mısın 277
hastaneye 39
hastaydı 31
hastanede 84
hastalık 59
hastaydım 46
hastasın 78
hastayım 158
hastane 65
hasta mısın 277
hastaneye 39
hastaydı 31
hastanede 84
hastalık 59
hastaydım 46
hastasın 78