Hastaneye translate Portuguese
8,078 parallel translation
- Beni hastaneye mi getirdin?
Trouxeram-me a um hospital?
- Ben... Hastaneye dön ve kafana tekrar baktır.
Tem de voltar para o hospital e ver se lhe examinam a cabeça.
Tanrım. Hastaneye geri dönmek istemiyorum.
Meu Deus.
Ayağın kayıp bir düşsen ve hastaneye gitsen sen daha ne olduğunu bile anlayamadan, tutuklanırsın.
Um deslize, depois um hospital e, antes de perceberes as consequências, és presa.
Beni hastaneye götürdü.
E levou-me ao hospital.
Hastaneye goturmek icin degil, evden ayrilacagi icin.
Não é para o Hospital. É para a mudança.
Hastaneye yatirilmaya musaade belgesi imzaladin.
Assinaste uma autorização para ser admitido
Hadi seni hastaneye goturelim.
Vamos levar-te ao Hospital.
Eğer hastanemde olsa Hannibal ödüllü bir domuz olurdu fakat niyetin onun hastaneye yatması değil, değil mi?
O Hannibal seria um prémio de porco se o tivesse no meu hospital, mas tu não pretendes vê-lo institucionalizado, não é?
Hastaneye götürmemiz lazım Ray.
Temos de o levar ao hospital, Ray.
- Onu hastaneye götür.
Leva-o ao hospital.
Sana sorum şu neden o adama çarpınca direkt hastaneye gitmedin veya oradan geçen bir motorcuya el edip polisi aramasını istemedin?
A minha pergunta é, como é que depois de o atropelares não te dirigiste ao hospital? Ou não pediste a um condutor que passasse para chamar a Polícia?
Şunları vur da beni hastaneye götür.
Mata estes dois e leva-me a um hospital.
Şunları vur da beni hastaneye götür.
Mata estes dois e leva-me depressa ao hospital.
Tedavi için hastaneye götürüldü.
Ela foi levada para o hospital para ser tratada.
Şunu alıp da hastaneye götürelim bari.
Vamos levá-lo para o hospital.
Hadi, seni hastaneye götüreyim.
Anda, levo-te ao hospital.
Hastaneye gitmem gerek.
Eu... preciso de ir a um hospital.
Seni hastaneye götüremem.
não te posso levar a um hospital.
Ambulansta hastaneye giderken kaçmış ve o zamandan beri görülmemiş.
Ele escapou da ambulância a caminho do hospital, não foi visto desde então.
Kız arkadaşımı bile hangi hastaneye götürdüklerini bilmiyorum, ben...
Nem sequer sei... para qual hospital levaram a minha namorada... Eu tenho...
Hastaneye dönecek misin anne?
Vais voltar para o hospital, mãe?
Bir hastaneye daha gidemem.
Para outro hospital, não.
Bir hastaneye görünmelisiniz.
Precisa de ficar internada num hospital.
Bir hastaneye gitmelisiniz.
Precisa de ficar internada num hospital.
Bugün sizi hastaneye hangi rüzgar attı?
O que a traz ao hospital hoje?
Başka bir hastaneye daha gitmeyeceğim.
Não vou voltar para outro hospital.
Bugün hastaneye gidip yarana baktýrmamýz lazým. Sonrasý için de Chuckie'ye söz verdim. Saðlam kolunu kullanarak top atmasýný öðreteceksin ona.
Hoje temos de ir ao Hospital verificar a tua ferida, e prometi ao Chuckie que depois disso, o ias ensinar a lançar uma bola com o teu braço bom.
Herkesin paniðe kapýlmasýný anlýyorum ama sen de kýsa süre önce çok boktan zamanlar geçirdin. Kimse seni hastaneye yatýrmayý veya sana ömrün boyunca ilaç vermeyi düþünmedi.
Percebo que estejam todos preocupados, mas, fizeste umas merdas na verdade muito sérias, há pouco tempo e ninguém tentou trancar-te e medicar-te permanentemente.
- Tamam, o bir hastaneye ihtiyacı yoktur O Şu anda, bu yerden uzakta defolup gerekiyor.
Ela não precisa de hospital, precisa é de sair daqui para fora agora mesmo.
Seni hastaneye götürecekler ve bir dedektif gelip formalite icabı ifadenizi alacak.
Vão levá-lo ao hospital, e um detective irá recolher o seu depoimento formal.
Eğer hastaneye gidemese bile.
- Não iria ao hospital se ela...
Hastaneye bir kuruş bile borcun kalmadı.
Não deves um tostão ao hospital.
Bir de Debbie'yi doğum kontrolüne başlaması için hastaneye götürdüm.
E levei a Debbie ao caralho do ginecologista, esta tarde.
- Seni hastaneye götürmeliyiz.
Vamos levar-te ao Hospital.
- Hastaneye falan gitmiyoruz.
Não vamos a nenhum Hospital.
Altı kez hastaneye yattı annen.
Mandou-a para o Hospital, seis vezes.
Ben uyurken hastaneye geldin, odama örtüleri değiştirdin ve geçici kolostomi torbamın fotoğrafını çektin.
Veio ao meu quarto no hospital, enquanto dormia, abriu as cortinas e tirou uma fotografia da minha sonda temporária de colostomia.
Onu silah yarası ile hastaneye götüremeyiz.
Não podemos levá-lo a um hospital quando ele foi baleado.
Tedavi edilmem için hastaneye götürecekler.
Querem arrastar-me para ter o tratamento no Hospital.
Bianca bizimle hastaneye gelmelisin.
Bianca, tens de ir connosco ao Hospital.
... ama ben daha hastaneye gitmeden iyileştirdiler.
Mas... eles curaram-se sozinhos mesmo antes de me levares ao hospital.
Selam, patron, Spackman'a Arthur Limanı'nın oradaki hastaneye getiriyorlar.
Olá, chefe, estão a levar o Spackman neste momento para um hospital em Port Arthur.
Şimdi hastaneye gideceğim, onu kontrol etmeye.
Vou agora ao hospital ver como está.
Ufacık bir şişesi normal birini hastaneye kaldırmaya yeter.
Só uma ampola poria um homem normal no hospital.
Normalde seni hastaneye götürürdüm ama karışık bir mazimin olduğu bir adamın kolları arasındaydın.
Normalmente, teria te levado para o hospital, mas estavas a cair nos braços de um homem com quem partilho uma historia incrivelmente complicada.
Seni hastaneye götürmeye kalkınca yumruk atmaya çalıştın ve ismini söyledin.
Obrigaste-me a ligar-lhe, quase me agrediste por te querer levar ao hospital.
Mireles, Mexico City'de bir hastaneye kaldırıldı.
Mireles foi levado para um hospital na Cidade do México.
Kalp krizi oldukça mantıklı bir teori ama 30 yaşlarının erken dönemlerinde oluşu ve son zamanlarda hastaneye gitmemiş oluşu otopsiyi rigueur yapardı.
Bem, um ataque de coração é uma hipótese razoável, mas ao ver que está nos 30 anos e não ia ao hospital recentemente, uma autopsia é o rigueur.
- Biz bir hastaneye götürmeliyiz.
- Temos de a levar ao hospital.
- Hastaneye gitmeyecek misin?
Não vais para o hospital?
hasta 212
hastayım 158
hastane 65
hasta mısın 277
hastaydı 31
hastanede 84
hastalık 59
hastaydım 46
hastasın 78
hastalar 23
hastayım 158
hastane 65
hasta mısın 277
hastaydı 31
hastanede 84
hastalık 59
hastaydım 46
hastasın 78
hastalar 23