Hemen translate Portuguese
101,730 parallel translation
Hemen geliyorum.
Vou já para aí.
Hemen geliyorum.
Eu já desço.
Hemen cik.
Sai já do meu traseiro.
- Bir pantolon cebinde 20'liği hemen buldum, 1.64 için ise bütün gece uğraştım.
- Encontrei logo 20 dólares numas calças e demorei o resto da noite a encontrar o resto.
Birkaç unutulmuş parça daha bulursam hemen 1200 dolarım olur.
Se encontrar mais duas peças negligenciadas, são mais 1200 dólares.
Hemen gitmeliyim.
Tenho de ir agora.
Açık arttırma kapanmadan hemen önce teklifler artar.
A licitação aumenta sempre antes do leilão encerrar.
Biraz vazelin sürdüm, hemen çıktı.
Um pouco de vaselina e ela saiu logo.
Hemen ödeme yapman gerekmiyor.
E não tens de me reembolsar já.
Kamyonetim hemen dışarıda.
A minha pickup está mesmo à porta.
Hatalı olduğumu söylersen hemen çekip gideceğim.
Se estou enganado, vou já embora.
İnanmıyorsan ara hemen ben arayayım istersen.
Força, telefone-lhes. Ou telefono eu.
Hemen elindekini yerine bırak ve ofisimden dışarı çık.
Larga isso e venham comigo.
Tam da Velocity güya teknolojinizi çaldıktan hemen sonra içine 300 bin aktarılmış bir yurt dışı hesabı.
Com 300 mil dólares, depositados no dia após a Velocity te ter "roubado" a tecnologia.
"Bana o kahrolası seçme kasedini hemen yollayın yoksa Televizyon Oyuncuları Sendikası'nı öyle bir başınıza sararım ki başınız döner."
"Enviam-me a maldita cassete da audição agora mesmo, " ou meto o Sindicato dos Atores em cima de vocês,
Tanıdığım hemen hemen herkesten daha iyisiniz.
Melhor do que qualquer pessoa que conheço.
Burada bekle, hemen döneceğim.
Espera aí, volto já.
Ve istedik diye hemen söyleyecekler mi sanıyorsun?
Achas que eles iriam simplesmente dizer-nos?
ya da bir "gelişme", ve "hemen ofise geçin, ve belgeleri doldurmanıza yardımcı olalım." diyor.
E é tudo um ajustamento ou uma melhoria, passar ao próximo consultório, E nós vamos ajudá-la a preencher a papelada.
Test sonuçları hemen çıkar.
Deve ser rápido.
Tamam, tamirciyi çağıracağım, o da hemen gelir halleder.
- Sim. Está bem, eu ligo ao técnico e ele vem cá repará-lo rápido.
ve farkındasınız ki, hepiniz listede bizim hemen üzerimizdesiniz. Sizi çağırmamın sebebi de yakın zamanda Stewart Burke adındaki bir patent hilebazının bizden yirmi bin dolarlık bir lisanslama ücreti istemesi.
E como vocês estão todos acima de nós nessa lista, é bom que saibam que um trol de patentes, chamado Stewart Burke, me exigiu 20 mil dólares como taxa de licença.
Sizi hemen temizleyeceğim.
Irei limpá-la num instante.
- Direktörü hemen buradan götürün.
- Tirem o Director daqui, agora.
Efendim, hayatta kalma şansı hemen hemen -
As hipóteses de sobrevivência dele são praticamente...
Ajan Simmons senin ne olduğunu hemen anladı.
A Agente Simmons soube aquilo que eras de imediato.
- Hemen harekete geçmeliyiz.
Temos que ir agora.
Bilin bakalım patlamadan hemen önce Nadeer'ın ofisine kim girmiş?
Adivinhem quem foi visto a entrar no gabinete da Nadeer antes da explosão?
- Hemen gitmemiz gerek!
- Temos que ir. Agora!
- Anahtarları, hemen!
- Chaves, agora! - O quê? Não!
Hemen çıkarın kimlikleri.
Queremos a vossa identificação, rápido!
- Emin değilim ama onu hemen bulmalıyız.
Não tenho a certeza, mas... temos que encontrá-lo o mais rapidamente possível.
Biriniz orada ne olduğunu açıklasın hemen!
É melhor que alguém me explique que diabo aconteceu lá fora, já!
Hemen başlıyorum.
Vou tratar disso.
Ama hemen çıkmazsak, ceset arıyor olacağız.
Mas, se não formos agora, iremos procurar um cadáver.
Hemen gitmemiz gerek.
Temos que ir. Agora!
Hemen önümüzde.
Logo ali à frente.
Beni sevdiğini söylemesinden hemen sonra onu gözünü kırpmadan öldürdün. Ben dinlerken.
Logo depois dele me dizer que me ama, assassina-lo a sangue-frio... enquanto eu ouvia tudo.
Sahte beni hemen fark etmiş olmalısın, değil mi?
Deves ter detectado a troca rapidamente, não?
Hemen oraya gitmeliyiz.
Temos que chegar lá imediatamente.
Durmalarını emret, hemen!
Dê a ordem para parar... - Agora!
Platformdan hemen çıkmalısınız.
Têm que sair da plataforma agora.
- Çocuklar hemen karantina modülüne binip yükselmeniz gerek.
Pessoal, precisam de regressar ao módulo de contenção - e voltar ao ar agora!
Platform çökmeden önce hemen buraya gelin!
Têm que vir aqui antes que esta plataforma seja destruída!
Çıkın oradan hemen!
Saiam daí agora!
Hemen kalkın!
Descola, imediatamente!
- Müsaitse eğer... - Ayarla hemen.
Se ele estiver disponível...
- Hemen...
Só instante.
Hemen.
Agora.
Hemen geliyorum.
Vou imediatamente.
Hemen!
Agora!
hemen geliyorum 1105
hemen getiriyorum 62
hemen gel 42
hemen döneriz 46
hemen mi 140
hemen burada 39
hemen yap 44
hemen efendim 107
hemen buraya gel 121
hemen git 78
hemen getiriyorum 62
hemen gel 42
hemen döneriz 46
hemen mi 140
hemen burada 39
hemen yap 44
hemen efendim 107
hemen buraya gel 121
hemen git 78
hemen geliyor 182
hemen hemen 171
hemen geliyoruz 109
hemen dönerim 1049
hemen gidiyorum 89
hemen gelirim 72
hemen geleceğim 88
hemen şimdi mi 34
hemen şimdi 433
hemen döneceğim 450
hemen hemen 171
hemen geliyoruz 109
hemen dönerim 1049
hemen gidiyorum 89
hemen gelirim 72
hemen geleceğim 88
hemen şimdi mi 34
hemen şimdi 433
hemen döneceğim 450