English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ M ] / Merak ediyordum da

Merak ediyordum da translate Portuguese

542 parallel translation
Merak ediyordum da, General Marago Koyunda bulunan cesedi duydunuz mu?
Não, estava a pensar, general... Ouviu a notícia do corpo que encontraram em Marago Cove?
Oh, merak ediyordum da, bu posterleri asmak ister misiniz?
- Estava pensando, se a senhoa poderia fazer o favor de pendurar uns desses cartazes.
Merak ediyordum da geçenlerde kayıt stüdyosunda demo albümü hazırlıyordum...
Olhe, o que me perguntava... Estou fazendo uma maquete em um estúdio de gravação.
Merak ediyordum da eğer randevun yoksa, benimle gitmek istersin.
Estava a pensar se ainda não tiveres par, talvez queiras ir comigo.
Şey, merak ediyordum da -
Será que...
Merak ediyordum da burada kalabilirsem...
Estava a pensar em ficar aqui uns dias.
Merak ediyordum da, sağlık departmanı ona bakmalı mı acaba.
Perguntava se o Ministério Saúde deveria tratar do caso.
Ben, ben merak ediyordum da acaba, eski işlerimizi geri almak gibi bir şansımız var mı, efendim.
Estava a pensar se não haveria alguma chance de recuperar os nossos antigos empregos, sir.
Haa? Bu geceki kutlamalarda yardım edip edemeyeceğini merak ediyordum da.
Se me podia ajudar com as festividades hoje à noite.
Merak ediyordum da yanaştıktan sonra bizi törenle mi karşılayacaklar?
Estão a planear alguma cerimónia para a nossa chegada?
Merak ediyordum da...
Queria saber...
Söylesene, merak ediyordum da, taht ya da diğer adıyla Kapatek-Anahuac...
Diga-me, eu estava a pensar, o trono ou Kapatek-Anahuac...
Bu yüzden merak ediyordum da -
Então pensava...
Merak ediyordum da acaba bizi otoparkta 5 dakikalığına da olsa gezdirip, arabamızı aramaya yardım etmeniz mümkün mü diye soracaktım?
Se não estiver com pressa, seria possível dar-nos uma boleia de 5 minutos, para o procurarmos?
Sadece merak ediyordum da neden iki adam sabahtan beri tutukluyken, avukatları dışarıda topa vuruyor.
Dois tipos estão presos e o advogado está a brincar.
Merak ediyordum da- - Bu gece seni yemeğe çıkarmama ne dersin?
Queria saber o que acharia se o convidasse para jantar.
Nerededir diye merak ediyordum da.
Apenas estava a pensar onde ele estaria.
- Merak ediyordum da...
- Eu apenas estava a pensar....
Sadece bu açık devreler kaç volt diye merak ediyordum da.
Pensava em quantos volts estarão naquele circuito exposto.
Dinleyin, merak ediyordum da bir ara dışarı çıkmak ister misiniz, belki bir yemeğe.
Ouça, gostaria de saber se queria sair, talvez jantar comigo.
Merak ediyordum da dilinize onu niye taktınız acaba?
Desculpe, é só curiosidade... Mas para que é a tacha na língua?
Merak ediyordum da, acaba önümüzdeki birkaç gün...
Se nos próximos dias, se eu...
Merak ediyordum da, ne kadara malolurdu?
Desculpe, diz-me quanto é que custava?
Merak ediyordum da, acaba makul fiyatlı bir otel bulmamıza yardım edebilir misiniz?
Será que nos pode indicar um hotel de preço moderado?
Duydum ki 12 öğrenci çoktan başvurmuş, ve merak ediyordum da eğer ilgilenirsem, girme olasılığım nedir sizce?
Sei que já se candidataram 12 alunos e queria saber... se estivesse interessado, quais seriam as minhas hipóteses.
Her neyse, merak ediyordum da siz ve arkadaşlarınız burada Jiffy Park'ta iş yapıyor musunuz?
De qualquer forma gostava de saber se você e as suas amigas andam a trabalhar aqui no Parque Jiffy.
Bu yüzden merak ediyordum da sizce başlamanın en iyi yolu nedir?
E queria perguntar-lhe... Qual seria, para si, a melhor forma de começar?
Um, bak, Merak ediyordum da -
Estava a pensar...
Merak ediyordum da...
Estava a pensar...
Merak ediyordum da. Sana 20 dakika önce televizyonu kapamanı söylediğimi duymadın mı?
Não me ouviste mandar-te desligar a televisão há 20 minutos?
Bazı arkadaşlarım sizi tavsiye etti ve merak ediyordum da...
Foi-me recomendada por uns amigos e queria saber se...
Ah, Kaptan, sakıncası yoksa, ben merak ediyordum da...
Uh, Capitã, um, você acha, quero dizer, uh, e-e-e-eu queria saber...
Merak ediyordum da Robert ve ben -
Estava só a pensar, entre o Robert e eu...
- Merak ediyordum da...
- Bem, pergunto-me...
Merak ediyordum da, yarın akşamki dans var ya.
Eu estava a pensar. Sabes o baile de amanhã?
Yine de, merak ediyordum da,
Ainda, tu sabes, eu estava a pensar,
Villette'in evinin önünde gördüğünüz bayanı merak ediyordum.
Tenho estado a pensar na senhora que encontrou diante da casa de Villette.
Yukarıda hala bir savaş olup olmadığını, güneşi tekrar gördüğümde insanlığın var olup olmayacağını merak ediyordum.
Pensava se continuaria a ser travada uma guerra no solo, acima de mim se o Homem ainda existiria quando eu voltasse a ver o Sol.
Senin gibi iyi, temiz yüzlü genç bir adamın nasıl olup da bu kötü yola düştüğünü merak ediyordum.
Como é que um tipo simpático como tu... chega onde chegaste?
- Ben, o yanmış ampulü merak ediyordum... - Oh. - evinizin önünde ki,
Estive a pensar naquela lâmpada fundida na frente da sua casa e fui até lá hoje de manhã para dar uma olhadela.
Bu maddeyi analiz ediyordum da merak ettim ;
Estive a analisar isto.
Ben de acaba sen satın alır mısın ya da bana nereden geldiği konusunda bilgi verebilir misin diye merak ediyordum.
Talvez pudesse voltar cá para me dizer de onde vieram.
Evet.Bana eşlik eden bayan kaçırıldı mı ya da tutuklandı mı merak ediyordum.
Sim, claro. Ainda não tenho a certeza se ele, prendeu ou raptou a Senhora que me acompanhava.
Merak ediyordum Brian adında bir Ziyaretçi gençlik lideri tanıyor musun?
Estava a pensar... Conhece um Visitante líder da juventude chamado Brian?
Michael sana eski okulundan hiç bahsetti mi diye merak ediyordum.
Queria saber se o Michael alguma vez te falou... da sua escola anterior.
Pepsi içen insanlar şu an buradaki savaşı düşünüyor mu diye merak ediyordum.
Pergunto-me o que pensariam as pessoas da Pepsi se soubessem disto.
Sadece merak ediyordum, belki de sen giderken onları da götürmüş olabilir misin diye?
Lembrei-me que, se calhar, tinha-as levado consigo.
Üç dönemin en büyük beyninin bu ortamda nasıl etkileşim kurduğunu merak ediyordum. Şimdiye kadar, pek çoğu ortaya çıktı.
Eu estava curioso para ver como interagiriam 3 das grandes mentes da história.
Ben Brainerd'dan bir polisim, bazı şeyleri araştırıyorum ve park yerinizden son bir kaç hafta içinde bir aracın çalınıp çalınmadığını merak ediyordum.
Eu sou da polícia de Brainerd e estou a investigar um delito. Por acaso não deu pela falta de um carro novo nas últimas semanas?
Küçükken bizi bırakıp da hapishaneye girecek kadar burayı güzel yapan şeyin ne olduğunu merak ediyordum.
E eu perguntava o que teria a prisão de tão bom, para eles nos deixarem e virem para cá.
Bazen Truva'da onu düşündüğüm zaman... çok sevdiğim kişi o mu, yoksa idealimdeki kişi mi diye merak ediyordum.
Por vezes em Tróia quando pensava nela, perguntava-me se era ela que eu tanto amava, ou o seu ideal.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]