English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ N ] / Ne yaptı

Ne yaptı translate Portuguese

51,602 parallel translation
Tanrım, ne yaptım ben?
Céus, o que fiz eu?
Ne yaptığını bir düşün, şimdi.
- Pensa no que estás a fazer. -... da NSA...
Eğer bunu yaparsan, ne yaptığını düşünüyorsan, hayatım biter.
Se levarem isto a cabo, seja lá o que for que estão a planear fazer, a minha vida terminará.
Babam ne yaptığımızı biliyor.
O meu pai sabe o que estamos a fazer.
Ne yaptığımızı anlamaması için oyalayabildiğin kadar oyala.
Empata-o. Tenta impedi-lo de descobrir o que estamos a fazer.
Bana ne yaptığınızı söyleyin.
Diz-me o que estás a fazer.
İkisi de çok iyi biliyorlar ki Jadalla ne yaptıklarını öğrendiği anda ikisinin de orada öldürür.
Mas o Jadalla vai matá-los assim que perceber o que eles fizeram.
Bu bügünle ya da ne yaptığında alakalı değil, ya da şu anda ne yaptığınla. Bu bizimle ilgili.
Não tem que ver com o que tiveste de fazer hoje nem com o que estás a fazer, tem que ver connosco.
- Ne yaptın?
O quê?
Umarım ne yaptığını biliyorsundur.
Espero que saibam o que estão a fazer.
Asim Naseri'nin kızına ne yaptığını biliyoruz.
Sabemos o que fez à filha do Asim Naseri.
Ne yaptın sen böyle yaptın
Que diabo haveis feito?
Benim için ne yaptıklarını hatırlattı.
Lembro-me do que fizeste por mim.
Peki ne yaptılar?
E que fizeram elas?
Beni ne yaptığım için değil, kim olduğum için hapsediyorlar.
Estou encurralado não pelo que fiz, mas por quem sou.
Babacım, bak ne yaptım!
Papá, olha o que eu fiz!
Ne yaptığımı biliyorum.
Eu sei o que estou a fazer.
Ne yaptığını sanıyor bilmiyorum.
Não sei o que ele acha que está a fazer.
Nomi, sen ne yaptın?
Nomi, o que fizeste?
Annene ne yaptığını görüyor musun?
Olha o que estás a fazer à tua mãe.
Bu dünyada ne yaptıysam, senin için yaptım.
Tudo o que construí neste mundo foi para ti.
Kardeşimin ne yaptığını biliyorum.
Eu sei o que o meu irmão fez.
Yaramalı, ama ne yaptığını tam olarak anlamadığım için emin olamam.
Devia, mas, como não percebo exatamente o que faz, não tenho a certeza.
Size heykeliyle ne yaptığını söylemiştir.
Imagino que ele já vos tenha dito o que fez com o dele.
Tam işi bitireceğim bir hamle yapacağım sırada ne yaptığını gördüm.
Tinha uma tática imparável quando vi acontecer.
Ne yaptığını gördüm.
Vi o que fizeste.
Ne yaptığını gördünüz mü?
Viram o que ele fez?
Evet, ne yaptığını gördük.
Sim, vimos o que ele fez.
- Ne yaptığını gördünüz, değil mi?
- Mas viu o que ele fez, não viu?
Dünyada da cennetinde de hiç kimse ne yaptığını hatırlamayacak.
Ninguém se vai lembrar do que fizeste, nem aqui na Terra nem no teu Céu.
Aşağıda ne yaptın?
O que é que fazia lá embaixo?
Karen ne yaptığınızı gördü.
Karen viu o que fizeste.
Tamam, cidden. Ne yaptı?
O que é que ela fez?
Bu saldırının arkasında her kim varsa ne yaptıklarını iyi biliyorlar. Ve biz de şehirdeki tüm özel harekat elemanlarını tek çatı altına topladık.
- Quem está por detrás deste ataque sabe exactamente o que está a fazer, e nós colocámos todos os operacionais da cidade sob o mesmo tecto.
Kız ne yaptığını bilmiyor.
Ela não sabe o que está a fazer.
Kumandan, Calvin ne yaptığını çok iyi biliyor.
Comandante. Calvin sabe o que está a fazer.
Fareyi ne yaptın?
O que fizeste à ratazana?
Bize ne yaptıklarını anlamıyorsun!
Su. Não entendeu o que eles estão a fazer-nos?
Su, ne yaptın sen?
Su, o que fez?
- Ne yaptım ben? - Hiçbir şey.
O que eu fiz senhor?
- Ne yaptım ben?
O que eu fiz?
Ne yaptığını bana mı soruyorsun?
Está a perguntar-me o que fez!
İyi misin sen? Ne yaptılar sana?
Estás bem?
Ne sen yaptın ne de ben.
E não é teu.
Numarasını alıp aramayı ne zaman yaptığını söylersen ATB arama kaydı ya da bir tür belge çıkarabilir tamam mı?
Se obtiveres o número dela e me disseres quando é que ela telefonou, a UCT poderá obter uma transcrição ou gravação da conversa.
Eric'in yaptığı her ne idiyse hala bu işin içinde.
Aquilo que o Eric tinha para fazer ainda não terminou.
Rebacca, yaptıklarım konusunda ne düşündüğünü bilemeyebilirim ama bir şeyi biliyorum. Seni kaybetmek istemiyorum.
Rebecca, eu posso não te conhecer como julgava, mas sei que não quero perder-te.
Ne yaptın?
- O que foi?
- Ne çabuk yaptınız.
- Foi rápido.
- Ne gerekiyorsa yaptım.
- Era o que fosse preciso.
Ne yaptı?
O que é que ela fez?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]