Ne yazık ki translate Portuguese
6,730 parallel translation
Ne yazık ki bu canının yanmasını engellemeyecek.
Isso não vai impedir que se magoe.
Rudi'nin asla acelesi olmaz ama benim var ne yazık ki.
O Rudi nunca tem pressa, mas eu, infelizmente, sim.
Pekâlâ bu formda Dedektif Laurel Hester'ın sağlık durumu hakkında bilgiler yer almakta ne yazık ki dördüncü evre kanseri var.
Ora bem... Isto é da Detective Laurel Hester, actualmente de baixa, porque infelizmente tem um cancro de estádio IV.
Ne yazık ki gitmene izin veremem, Anna.
Infelizmente, não te posso dar isso, Anna.
Herkesin böyle düşüneceğini sanmıyorum ne yazık ki.
Infelizmente, não acho que os restantes pensem o mesmo.
Ne yazık ki menajer şapkamı takıyorum şu anda.
Infelizmente, estou com chapéu de gerente neste momento.
Ne yazık ki silah taşıma ruhsatı yokmuş.
Infelizmente, ele não tinha licença para transportá-la.
Ne yazık ki bu yeterli değil.
Infelizmente, isso não é o suficiente.
Gelişme olduğunu görsem de ne yazık ki Bay Hope, ikinci bir değerlendirmeye kadar çocuğun resmi velayeti Aile Hizmetleri'nde kalacak.
Embora, veja que houve progressos, infelizmente, Sr. Hope, a custódia legal da criança deve manter-se com o centro de acolhimento até futura avaliação.
Ne yazık ki ateşe verilmiş bir Roma'mız ve yangına ağıt yakanlarla şarkı söyleyen Neron'umuz yok.
Que pena não termos Roma em chamas e o Nero a cantar ao vivo para nós, lamentando o incêndio.
Ne yazık ki... Çallşmıyor.
Infelizmente, não funciona.
Ne yazık ki bu hiçbir zaman olmamış.
Infelizmente, isso nunca aconteceu.
Böylesi bir durumu ele alan bir yasa yok ne yazık ki.
Não existe lei alguma que fale sobre uma situação como esta.
Ne yazık ki o sırada ben odada değildim.
Só que, infelizmente, eu não estava presente.
Ne yazık ki annene ilgi duymuyorum.
Infelizmente, não me sinto atraído pela tua mãe.
Ne yazık ki onun eşcinsel olduğunu anlamayacak kadar saftım.
Tristemente, eu era ingénua demais para reconhecer que ele era gay.
Ne yazık ki, evet.
Infelizmente, sim.
Ne yazık ki evet.
- Acho que sim.
Ne yazık ki, düzenbaz biri olup çıkıp hayali bir terör örgütün dağıtmak niyetinde.
E, infelizmente, está a tentar desmantelar uma rede terrorista imaginária.
Evet. Ne yazık ki hatırlatıyor.
Sim, infelizmente, sim.
Ne yazık ki evet.
Infelizmente, sim.
Ne yazık ki o hâlâ Barton.
Infelizmente, ainda é o Barton.
Çünkü erkek kardeşim ilk defa başka insanlarla iletişim kurmuştu ve ne yazık ki bu insanlar hastanedeki hastalardı,
Porque foi a primeira vez que o meu irmão começou a comunicar com outras pessoas. Infelizmente eram os pacientes do hospital.
Ne yazık ki kendisi mesleği bırakma kararı aldı.
Infelizmente, ele escolheu esta altura para se reformar.
- Güzel ama ne yazık ki kuzeyde halletmem gereken işler var.
Mas, infelizmente, eu tenho uns assuntos para tratar, a norte daqui.
Ne yazık ki bir daha asla eski moduna dönmeyebilir.
Receio que não volte a funcionar.
Ne yazık ki kayıtta değillermiş.
Infelizmente, não tem áudio.
... kansere yakalanmış bir arkadaşından yani ne yazık ki yanlış yoldasın arkadaşım.
... uma amiga com cancro, estás muito enganado, meu caro.
Ne yazık ki haberler kötü.
Infelizmente, tenho más notícias.
Ve ne yazık ki toplum kimseyi mantığıyla yargılamaz. Duygularıyla yargılar.
E, infelizmente, o público não julga com a razão, julga com a emoção.
Ne yazık ki zavallı ülkemiz korkuyor adeta kendini tanımaktan.
Pobre e infeliz pátria. Quase receia conhecer-se a si mesma.
Ne yazık ki bu şartlar altında sizi konseye teslim etmekle yükümlüyüm.
Infelizmente e dadas as circunstâncias, sou obrigado a entregar-vos ao Conselho.
Ne yazık... ne yazık ki kocanız boğulmuş.
Receio que... Receio que o seu marido se tenha afogado.
Ne yazık ki!
Não tenho escolha.
Ve ne yazık ki, bunu yapmak zorundayım.
Infelizmente, tenho de fazer isto.
Selam, burası, Mitchell rezidansı... ne yazık ki şu an size cevap veremeyecek kadar meşgulüz... bip sesinden sonra mesaj bırakın, sizi daha sonra arayalım.
- Eu também. Ligou para a casa dos Mitchell. Infelizmente, não podemos atender a sua chamada neste momento, mas deixe uma mensagem depois do sinal e nós ligamos-lhe.
Burası, Mitchell rezidansı... ne yazık ki şu an size cevap veremeyecek kadar meşgulüz... bip sesinden sonra mesaj bırakın, sizi daha sonra arayalım.
Ligou para a casa dos Mitchell. Neste momento não podemos atender a sua chamada, mas deixe mensagem após o sinal e nós ligamos-lhe.
Ne yazık ki Kral'ın metresi olduğu da söylendi.
Infelizmente, também dizem que era a amante do rei.
Ne yazık ki ben de aldım.
Infelizmente, eu também.
Ne yazık ki Frank'le son hafta sonumuz olduğu için burada kalmam gerekecek.
Mas é chato não estar cá no último fim-de-semana com o Frank.
Ne yazık ki, diğer büyük perakendeciler gibi, bu film için röportaj vermeyi reddettiler.
Infelizmente, como outros grandes varejistas que pediram, Eles se recusaram a conceder uma entrevista para este filme.
Ama buraya algıladıklarım için geldiysen ne yazık ki ben artık öyle şeyler yapmıyorum.
Mas se procuras uma leitura espiritual. Infelizmente, já não faço isso.
Ne yazık ki evde kimse yok, telefon da.
Infelizmente, não estava ninguém nem havia telefone.
Hayır, ne yazık ki o çılgın insanlar ailem.
Não, infelizmente, aqueles doidos são a minha família.
Ne yazık ki...
Infelizmente...
- Ne yazık ki.
Infelizmente.
Ne yazık ki, ve yeni tanıştığımızı biliyorum bence toplum merkezcisin, ki bu sana umut veriyor.
Felizmente, e sei que nos acabamos de conhecer, acho que você é sociocêntrico, o que lhe dá esperança.
Mahalleyi gözden geçirdik ancak ne yazık ki şimdilik bir şey yok.
Sondámos o bairro todo, e nada ainda, lamento.
Ne yazık ki büromuz şu an boyanıyor ve ortalık darmadağın bir halde.
Infelizmente, o nosso escritório está a ser pintado e o cheiro é horrível.
Ne yazık ki, efendim.
Negativo.
Ne yazık ki, beni duyamıyordu...
Mas ela não me conseguiu ouvir, porque estava
ne yazık ki öyle 24
ne yazık ki hayır 36
ne yazık ki yok 16
ne yazık 321
yazık ki 31
kirk 419
kırk 72
kira 164
king 176
kısa 87
ne yazık ki hayır 36
ne yazık ki yok 16
ne yazık 321
yazık ki 31
kirk 419
kırk 72
kira 164
king 176
kısa 87