Ne yazık ki öyle translate Portuguese
150 parallel translation
Evet, ne yazık ki öyle Tess.
Sim, temo que seja, Tess.
- Ne yazık ki öyle!
- Infelizmente, sei bem quem é.
- Ne yazık ki öyle.
- Temo que sim.
Ne yazık ki öyle birini tanımıyoruz.
Que pena não conhecermos nenhum.
Ne yazık ki öyle, beyefendi!
Infelizmente, meu caro senhor!
Ne yazık ki öyle.
Temo que sim.
Ne yazık ki öyle, Hastings.
Infelizmente... oui, Hastings.
Ne yazık ki öyle.
Receio bem que sim.
Hayır, ne yazık ki öyle bir şansım olmadı.
Não, nunca tive a oportunidade de o conhecer, infelizmente.
- Ne yazık ki öyle.
- Parece que sim.
Hayır ne yazık ki öyle değil.
Não, infelizmente, não foi.
Ne yazık ki öyle, üzgünüm.
É um azar, lamento.
Evet. Ne yazık ki öyle.
Bom, o que vamos fazer?
Ne yazık ki öyle.
Penso que sim.
- Ne yazık ki öyle.
- Receio que sim.
- Ne yazık ki öyle.
Receio bem que sim.
Ne yazık ki öyle, zira sevgili Charles... insan anatomisini daha iyi yapabilirdi.
Uma pena, na verdade, porque o nosso caro Charles... teria tratado melhor da anatomia.
Ne yazık ki öyle.
É claro que sim.
Ama ne yazık ki öyle olmadı.
Mas não foi como se passou.
- Ne yazık ki öyle.
- Sim, receio que sim.
- Ne yazık ki öyle, bayan.
- Infelizmente sim, Madame.
Ne yazık ki öyle, efendim.
Parece que sim.
Evet, ne yazık ki öyle.
Sim, infelizmente, conferi.
Ne yazık ki öyle, havada karada kazanırdı.
Infelizmente sim, porque ganharia sem qualquer problema.
Ne yazık ki öyle.
Lamento bem que sim.
- Ne yazık ki öyle.
- Infelizmente, sim.
Evet. Evet, ne yazık ki öyle.
Sim, é verdade.
Evet, ne yazık ki öyle.
- É, estou receoso, sim.
- Ne yazık ki öyle.
Infelizmente, sim.
Ne yazık ki öyle olması gerekmiyor.
Infelizmente um não implica no outro.
- Ne yazık ki, öyle.
Receio bem que sim.
- Ne yazık ki, öyle.
- Não...
Ne yazık ki öyle.
Sim, infelizmente.
- Başına gelmeyen kalmamış gibi. - Ne yazık ki, öyle.
Parece que nunca esteve muito tempo no mesmo sítio.
- Ne yazık ki öyle.
!
Ne yazık ki kötü bir genetik perisi öyle bir büyü yapmış ki prenses üç karıştan fazla uzayamamış.
Porém, uma maldosa fada genética pregou um feitiço ao inventor... de forma a que a princesa tinha os joelhos à altura de um gafanhoto.
Ne yazık ki öyle.
Receio que sim.
Ama ne yazık ki son günlerde öyle dertli, öyle yorgun, öyle bezgin öyle değişmiş görünüyorsunuz ki bana korkular sarıyor yüreğimi.
Mas, ai, tu andas tão doente... e tão distante de estar contente... que te desconheço
Evet, ne yazık ki öyle.
Sim, receio que seja.
Ne yazık ki artık öyle değil.
Infelizmente, não.
Ne yazık ki, öyle.
Lamentavelmente assim é.
Ne yazık ki, öyle.
Infelizmente, tenho.
Ne yazık ki öyle.
- Receio que sim.
Ne yazık ki, her zaman öyle kolay olmuyor.
Infelizmente, isso nem sempre resulta.
- Ne yazık ki hükümet öyle değil.
Infelizmente, o Estado não é assim.
Ne yazık ki, mahkemelerde öyle.
Felizmente, os tribunais não têm a mesma opinião.
Öyle bir şey olursa, saldırıyı iptal eder, ve ne yazık ki, Neutron-S füzelerini kullanmak zorunda kalırız.
Se isso acontecer, abortaremos a missão e podemos não ter outra escolha a não ser usar mísseis Neutron-S.
Eşleri de öyle ne yazık ki.
E os cônjuges.
Hayır efendim, ne yazık ki işler öyle işlemiyor.
Não senhor, infelizmente não é assim que as coisas funcionam.
Ne yazık ki öyle görünüyor.
Mas já vi acontecer.
Ne yazık ki burada öyle değil.
Mas não aqui... não!
ne yazık 321
ne yazık ki 622
ne yazık ki hayır 36
ne yazık ki yok 16
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yazık ki 622
ne yazık ki hayır 36
ne yazık ki yok 16
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapmak istiyorsun 234
ne yani 731
ne yapıyorsun ya 16
ne yapabilirim 379
ne yapacağız 1293
ne yapayım 319
ne yapıyorsun orada 124
ne yapmam gerekiyor 155
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yapalım 236
ne yani 731
ne yapıyorsun ya 16
ne yapabilirim 379
ne yapacağız 1293
ne yapayım 319
ne yapıyorsun orada 124
ne yapmam gerekiyor 155
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yapalım 236