Olur mu hiç translate Portuguese
417 parallel translation
Olur mu hiç. Biz de konuşacak adam arıyorduk.
Ora essa, estávamos ansiosos por companhia.
- ama sakıncası yoksa... - Olur mu hiç.
- mas se não se importa...
- Olur mu hiç! Zaten dönüyordu.
- Não, ela ia de qualquer jeito.
- Olur mu hiç?
- De todo.
Umarım sizin için bir sakıncası yoktur. Olur mu hiç? Biz çok mutluyuz, değil mi Stanley?
Estamos encantados, não é verdade?
- Anlatacak pek bir şey yok, gerçekten. - Olur mu hiç?
- Não há o que contar.
Olur mu hiç, gelmene çok sevindim.
Gostei muito que viesse.
İçkisiz piknik olur mu hiç?
Sem piquenique sem um pouco de álcool.
Olur mu hiç, Ernestino'ya gidiyoruz, 13 km.
Ouve, leva-me de volta.
Hem senin, biricik von Essenbeck'in, büyük kahramanın oğlunun... başını belaya sokmak olur mu hiç?
E colocar-te em sarilhos a sério, a ti, filho de um herói, o verdadeiro herói, o único von Essenbeck.
Bir kez olsun görmeden olur mu hiç?
E nem sequer ver o ouro!
Olmaz olur mu hiç?
Pode apostar.
- Olur mu hiç, ben sizi geçiririm.
Eu levo-vos ao pai McBride.
Ayakla olur mu hiç?
Não uses o pé.
Hayir, olur mu hiç?
Nao, claro que nao.
Ne? Olur mu hiç?
Está a gozar?
Böyle bir yara karıları yalarken olur mu hiç?
Como podia fazer uma cicatriz destas a mamar ratas?
Böyle evlerin içine ateş etmen olur mu hiç?
Não podes disparar assim para a casa das pessoas.
Olur mu hiç, seviyoruz, efendim, bizce onlar altın değerinde.
Ora, claro que sim, senhor, são como o ouro.
Böyle son olur mu hiç?
Como é que isso pode ser o final?
- Olur mu hiç?
- Não digas isso.
Oh, olur mu hiç öyle şey, değil mi çocuklar?
Isso seria impossível, certo, miúdos?
Olur mu hiç. Bunlar şirketten.
- São por conta da casa.
Henry Fonda olur mu hiç?
Mas Henry Fonda?
Böyle minnettarlık olur mu hiç?
Será isto gratidão?
Ufak olur mu hiç, onlar 36 beden.
Elas não são minúsculas, são perfeitamente 36!
- Olur mu hiç!
- Nada disso.
Olur mu hiç?
Não.
- Buralarda hiç hareket olur mu?
- Aqui acontece alguma coisa?
Yok, hiç öyle şey olur mu!
Não, não diria isso.
Hiç çaldığın olur mu, Antoninus?
Costumas roubar, Antoninus?
Hiç olur mu? Çok iyi ettin.
Fizeste lindamente.
- Olur mu hiç...
É melhor ir embora.
- Hiç olur mu!
- Claro que sim.
- Hiç olur mu!
- Não.
Hiç su olmaz olur mu?
Isso não faltaria.
Hiç olur mu?
Débitos deter-te.
Hiç olur mu Bayan Pander.
Posso chamar-te Rhonda? Claro, Sra. Pander.
Doktor, ölüm nedenini saptamada... hiç zorluk çektiğiniz olur mu, özellikle karşınızda birkaç olasılık varsa?
Doutor, às vezes é complicado determinar a causa da morte, sobretudo quando se enfrenta várias possibilidades?
- Hiç olur mu.
- Não.
- Yok canım, hiç olur mu?
- Não seja tolo.
- Hiç olur mu? Teşekkürler.
Agradecemos a ajuda.
Hiç olur mu?
De todo.
Hiç öyle şey olur mu?
Claro que não.
Hayır, Madam Olga, hiç olur mu.
Não, Madame Olga, claro que não.
Benden hiç bahsettiği olur mu?
Ele costuma falar em mim?
Bu hafta hiç görüşmemeye özen gösterelim olur mu?
Por isso, esta semana, vamos garantir que não nos vemos, sim?
Anlat bana, Bart, hiç okulda sıkıldığın olur mu?
Diz-me, Bart, costumas estar aborrecido na escola?
Sana hiç olur mu?
- Percebe isto?
"Çünkü gelirse hayır, hiç adı olur mu hıyanet?"
Para prosperar, ninguém lhe daria tal nome. "
Burjuvalar hiç bizim gibi çalışmaya razı olur mu?
Por acaso os burgueses quererão trabalhar tanto como nós?
olur mu 2534
olur mu öyle şey 39
hicks 64
hiçbir şey 4260
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbirşey 492
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
olur mu öyle şey 39
hicks 64
hiçbir şey 4260
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbirşey 492
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey olmuyor 60
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25
hiçbir şeye 82
hiçbir şey söyleme 96
hiçbiri 122
hiçbir şeyim yok 92
hiçbir şeyin yok 23
hiçbir şey hissetmiyorum 56
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey olmuyor 60
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25
hiçbir şeye 82
hiçbir şey söyleme 96
hiçbiri 122
hiçbir şeyim yok 92
hiçbir şeyin yok 23
hiçbir şey hissetmiyorum 56