English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ O ] / Onlar iyi

Onlar iyi translate Portuguese

3,936 parallel translation
Onlar iyi hissetmiyordu...
Estavam indispostos...
Bakın onlar iyi çocuklar, tamam mı? Ben şahsen dikkat edeceğim.
Eles são boas pessoas, irei manter os olhos bem abertos.
Onlar iyi adamlar.
Eles são bons rapazes.
Onlar iyi bir soydan geliyorlar.
O avô deles era um rei.
Onların ruhlarıyla cehennem ateşi çok daha iyi yanacaktır, bu da sana büyük zevk verir.
As almas deles irão alimentar ainda mais as chamas do inferno e dar-te mais prazer, neste momento.
Bu işte iyi olabilirsin ama onlar sayıca fazla.
Ouve, podes ser bom, mas eles são muitos.
Onlar tüm yağ çıkarmak, çünkü et bu tür iyi tadı yok.
Eles tiram toda a gordura fora, porque neste tipo de carne o gosto não é bom.
Ama Mississippi'deki en iyi iki kiralık katili tuttum. Şimdi yarın bana ne olursa olsun onlar hala dışarıda olacaklar.
dei-o aos dois melhores assassinos a oeste do Mississípi. eles vão continuar por aí.
Bunu onlar bize yapıyor, biz daha iyi şeyler yapmalıyız.
Isso é o que eles fazem connosco. Mas devemos fazer melhor.
Dinle Keita, onların evine gittiğin zaman teyze ve amcaya, anne ve baba demen daha iyi olur.
Ouve, Keita. Quando fores para casa deles tratas a tia e o tio por mamã e papá.
Onların eline çok kuvvetli üfle ki, onu iyi etsinler.
Respire força para as mãos deles, Senhor, enquanto o tratam.
Onlar için iyi olacak.
Seria bom para eles.
Büyük bahşiş, çünkü iyi hizmet ettin ve onlar bahşişi saydı.
Dêem boas gorjetas, porque recebem um bom serviço e eles dependem das gorjetas.
- Onlar bensiz daha iyi.
- Elas estão melhor sem mim.
Latimer ailesini çok iyi tanıyorum ve bu zamanlarda onları desteklemek için elimizden geleni yapacağız.
Conheço bem a família Latimer, e faremos tudo para os apoiar nesta altura.
Benim işim insanlara iyi davranmak değil. Onları daha iyi bir hâle getirmek.
O meu trabalho não é ser porreiro, é fazer o melhor.
VİDEO GÜNLÜK ÜNİVERSİTE 2.YIL daha çok insan arkadaşları olabilmem için bir şans verseydi evet tam olarak onlar gibi olmasam da hala iyi bir insan olduğumu gösterebilirdim.
VIDEO DIÁRIO DO SHANE 2º ANO se mais pessoas me dessem a chance de ser seus amigos, eu poderia mostrar-lhes, só porque eu não sou exactamente igual a eles, ainda sou uma boa pessoa.
Eğer onları daha iyi anlayabilecek birini bulursanız gerçekten şaşıracağım, ajan Gardiner... ve sizin endişelerinizi minimuma indirgeyecek bir planım var.
Ia surpreender-me se encontrasse alguém que os conheça melhor, Agente Gardiner. E tenho um plano que minimizará as suas preocupações.
Çünkü Josh, oralarda bir oğlan çocuğunun koştuğunu iddia edip duruyor. Eğer bu onları daha iyi hissettirecekse...
Se isso os faz sentir melhor.
Ama telefonlara sarılıp en iyi müşterilerinizi aramanız lazım. Onları emlak gelişim fonuna ikna edin.
Mas preciso que peguem no telefone e apanhem todos os vossos clientes de topo para empurrar o fundo de crescimento imobiliário.
Hayvanlara iyi davranmak sonra onları yemek için mi?
Seja gentil para os animais e depois comê-los?
Onlar sayesinde, daha iyi olanı arzulayabiliyoruz.
Fazem-nos querer ser o nosso melhor.
Saffron, tatlım, ben Christine, onların cast yönetmeni ile konuştum ama sonuç iyi değil.
Saffron, querida, é a Christine. Acabei de falar com o director de casting. Não está nada famoso.
Onlar dünyanın en iyi askerleri
São os melhores soldados do mundo.
Bence tekliflerini değerlendirmek zaman alacaksa onlar olmadan daha iyi olduğumuz fikrimi açıkça ifade etmek istedim.
Se tirarmos algum tempo para ver o que eles propuseram... Eu só queria dizer que acho que estaríamos melhor sem eles.
Birkaç iyi adam ve parayla banliyölere gitmek ve onları siyasi ve edebi tartışmalarla iyileştirmek istiyorum.
Quero ir para os subúrbios com algumas pessoas boas e algum dinheiro e ter discussões, política, literatura, mas sacudir as coisas.
Sonunda onları açmak da iyi geldi.
Sabe bem deixar de fazer força.
İyi vakit geçirmeyi bırakalım demiyorum, Ama bu kadar çok parti yapmak, sınavlardan kaçmak, işte onların bizim hakkımızdaki görüşleri bunlar.
Não estou a dizer que temos que deixar de nos divertirmos, mas festejar assim tanto, e faltar a testes, esta é a visão deles de quem nós somos.
Sadece elbise ve hediye çantası için burada.... her küçük kızın olmak istediği ilk şey bir balerindir. Salondaki en iyi koltuklar onlar.
São os melhores lugares da casa.
Bilirsin onlar daima bizden daha iyi adapte olurlar.
Eles adaptam-se sempre melhor do que nós.
Mekiği en iyi anlayanlar kanıt verecek insanlar ama onu açıkça anlatarak en çok kaybedecek olanlar da onlar.
As pessoas que melhor conhecem o Vaivém são aquelas que apresentam as provas mas eles tem muito a perder por o dizerem claramente.
Onlar da çok iyi.
Eles também são bons.
Onların güçlerinin benimkini ortadan kaldırdığından beri, düşündüm ki burası benim farklı biri olmam için iyi bir yer olabilir, daha az sinirli biri olmam için.
Já que o poder deles anula o meu... pensei ser um bom lugar para tornar-me... outra pessoa. Alguém menos... irado.
Onlar... benim için iyi şeyler de yaptılar.
Eles também fizeram coisas boas por mim.
Eğer burdalarsa, Onları ayrı sorgulamak iyi bir fikir.
Se eles estiverem aqui, seria uma boa ideia separá-los.
Onlar olmadan daha iyi bir dünya olurdu, evet?
O mundo estava melhor sem elas, sim senhor.
Onlar Koka Okulunun en iyi öğrencileriydi.
Eram os melhores estudantes da academia Koka.
Gidip onları öpüp iyi geceler dileyebilirim.
Ainda lhes vou dar o beijo de boa noite.
Kaynaklarıma göre, Cohen ve Matthews'i tutmuşsunuz. - Şehrin en iyi avukatları onlar.
Fontes divulgam que contratou Cohen e Mathews, os melhores advogados da cidade.
Onları daha iyi görmezden gelebilirsin.
Tens que fazer mais do que isso.
Jipini ve her ne getirirse onları alırız. Çok iyi.
Usamos o seu jipe ou o que ele trouxer.
Charlie'ye yardım bulmayı düşünerek yola çıktılar ve böyle yapmaları bence onları iyi yetişridiğimizin bir göstergesi
Eles pensaram em procurar ajuda para o Charlie. Para mim, quer dizer que os criamos bem.
İyi bi düzeltin onları!
Dê-lhe uma valente porrada!
Uzun bir süre onları göremezsem diye iyi yolculuklar dileyeceğim.
Desejar-lhes uma boa viagem, caso não os veja por uns tempos.
Onlar için yapabileceğin en iyi şey güçlü olmak.
E a melhor coisa que podes fazer por eles é seres forte.
Bunu kaydetmemiz iyi ama böylece onlar da görecek. Herkes kazanacak yani.
Ainda bem que estão a filmar, assim eles vêem na mesma e sai tudo a ganhar.
İyi ki buldun onları.
Ainda bem que os encontraste.
Onları daha iyi bilen birini bulursanız beni cidden şaşırtırsınız Ajan Gardiner.
Surpreendia-me se achasse alguém que os conheça melhor, Agente Gardiner.
Onları öldürmenin daha iyi bir yolu olabilir mi?
Qual a melhor maneira de os matar? É um deles, Michael?
- Onları ne kadar iyi tanıdığımı falan.
Perguntou...
Eğitmenleri SeaWorld'ünkiler kadar uzun süre çalışmamış, onların geçtiği eğitimden geçmemişti ve en iyi eğitmen Alexis'ti.
Não passavam a mesma quantidade de tempo nem pelo mesmo regime que os treinadores do SeaWorld e o Alexis era mesmo o melhor treinador.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]