Onu da bilmiyorum translate Portuguese
313 parallel translation
O çılgınca barış hareketiniz hakkında pek bir şey bilmiyorum. Avrupa'nın derdi ne, onu da bilmiyorum. Ama hikayeyi nerede görsem anlarım.
Não sei os pormenores acerca do seu movimento maluco... e do que se passa na Europa, mas sei uma história quando a vejo e vou continuar atrás dela até que a apanhe ou ela me apanhe a mim.
- onu da bilmiyorum.
- Isso também não sei.
- Onu da bilmiyorum.
- Também nunca o soube.
Bunu nasıI söyleyeceğimi bilmiyorum, buna hakkım var mı onu da bilmiyorum... seni her zaman kendi çocuğum gibi gördüm.
Johnny, não sei como te dizer isto, e não sei se tenho esse direito... Mas sempre pensei em ti talvez, que fosses o meu próprio filho.
Bilmiyorum, efendim. Daha önce hiç boşaltmadım, tam olarak boşaltıldı mı onu da bilmiyorum.
Não sei, Sr. Nunca o esvaziei antes e não sei se é possível esvaziá-lo.
Onu da bilmiyorum.
Também não sei.
Niye aldın, onu da bilmiyorum.
Não sei porque a compraste.
Bizimle olan bağlantını biliyorlar mı, onu da bilmiyorum.
Nem sei se sabem que estamos relacionados.
Gelmenden dolayı mutlu oluyorum, beklentim neydi onu da bilmiyorum.
Não sei o que estava a pensar.
İyi bir dansçı yapabilir miyim, onu da bilmiyorum.
Nem sei se posso fazer de ti uma boa bailarina.
Rastlar mıyım, onu da bilmiyorum. Moritz, seni salak!
'Não sei se encontraria um no meio disto tudo...'
Ama kimim var onu da bilmiyorum.
Não conheço mais ninguém.
Geri gelecek mi onu da bilmiyorum.
Nem sequer sei quando voltará.
Benim var mı, onu da bilmiyorum.
Não sei se eu tenho.
Onu da bilmiyorum.
- Também não sei.
Pilot tercüme etmeden anlayabilir misin onu da bilmiyorum... ama biz asla seni yada bebeğini incitmeyiz.
Não sei se pode entender sem o Pilot traduzindo. Nós... nunca machucaríamos você e o seu bebê.
- Başarılı oldular mı onu da bilmiyorum. Çifter, çifter.
Por isso nem sei se conseguiram.
Bilmiyorum. Dünya onu hayal kırıklığına uğratınca o da kendi dünyasını yaptı.
Sei lá, ele estava decepcionado com o mundo e construiu um.
Bilmiyorum. "Harika" olan onu görmemi istemiyor.
Não sei, a "Maravilhosa" não me dá acesso a ele.
Poker partiniz bitene kadar onu dışarıda tutacağım. Çünkü nasıl karşılayacağını bilmiyorum.
Voltaremos após o jogo, pois não sei como ela encararia isso.
Beni müziğe rağmen duyuyormusunuz, bilmiyorum ama onu çıkartacağım.
Não sei me ouve apesar da música, mas vou buscá-lo lá dentro.
Onu ne için sakladığımı da bilmiyorum, herneyse.
Não sei porque a guardo.
- Onu da bilmiyorum.
- Também não sei.
Nihayet onu evinin önüne getirdim. O da bana şöyle dedi : "Sana nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum".
Consigo levá-la para casa e, juro por Deus, ela diz "Delegado, nem sei como agradecer-lhe."
Bilmiyorum. Sanırım babam da onu seviyordu.
Não sei, acho que ele também a amava.
O kadar önemli mi bilmiyorum, ama kulak misafiri oldum da bu zavallı adamın sarhoş omasının nedeni... kız arkadaşının onu terketmesidir.
Bom, não sei se isto é importante, mas há pouco ouvi este rapaz dizer que se tinha embriagado porque..... a namorada o deixou.
Onu Dingo'ya Kola içmeye götürmeyi teklif ettim, o da cehenneme gitmemi söyledi, bilmiyorum.
Convidei-a para ir beber uma cola, e ele mandou-me ir para o diabo.
Hayır, bilmiyorum. Ama onu bilirim, herhalde... kafasız çıtır sekreterlerden biridir.
Não sei, mas conhecendo-o, é provavelmente uma adolescente idiota... da secção de estenografia.
Az önce bir şey gördüm ama gerçek miydi ya da içinizden biri onu gördü mü bilmiyorum.
Eu acabei de ver uma coisa e não sei se era real. Ou se algum de vocês poderia ver.
Onu da bilmiyorum.
Não sei.
Ne bulduğunu bilmiyorum ama, eğer para çalmış olsaydım sence onu masamın üstünde mi bırakırdım?
Não sei o que achou, mas em primeiro lugar, se eu roubei algum dinheiro... acha que deixaria em cima da minha mesa?
Ne kadar uyudum bilmiyorum. Ne anlatıyor onu da bilmiyordum. O sadece...
Não sei quanto tempo estive a dormir... mas também não me lembrava da seqüência da conversa.
Onu gerçekten görmek istiyorum. Burada ne kadar kalacağını da bilmiyorum. Peki.
Quero mesmo vê-la e não sei quanto tempo vai estar aqui.
Bilmiyorum. Onu Allentown'da bıraktıktan sonra hiç görüşmedim.
Não falo com ela desde que a deixei em Allentown.
Neden onu senin getirmeni istedi ben de bilmiyorum, umurumda da değil!
Não sei por que é que ele quer que sejas tu a trazê-lo e não me interessa!
Nasıl olduğunu bilmiyorum... ama dışarıda bir Voyager daha var ve onu bulmak niyetindeyim.
Eu não sei como... mas há uma outra Voyager lá fora e é minha intenção encontrá-la.
Bak, Scully, ne olduğunu bilmiyorum ama orada hala bir şey var ve şimdi Fransızlar da onu arıyorlar.
Não sei o que é, mas há ali alguma coisa. E os franceses também andam à procura. - E daí?
Onu da başkasına verdim ve nerede olduğunu bilmiyorum.
Também o dei. E não sei onde está.
Bu güne kadar, onu neden bu kadar çok istediğimi bilmiyorum, vücudumun yandığını hissedebiliyordum. Ya da neden parasını ödeyemediğimi.
Até hoje não te sei dizer porque o queria tanto que sentia um aperto no estômago e porque não podia suportar pagá-lo.
Evet, onu da biliyoruz, ve ayrıca o olmadığını da bilmiyorum.
Sim, nós sabemos dele, E também sabemos que não és tu.
Onu bulup, öldürdükten sonra da ne yapacağımı bilmiyorum.
E depois de a encontrar e a matar não sei o que vou fazer.
- Nasıl oldu bilmiyorum ama bence kadın onu parmağında oynatıyor.
- Não sei como, mas parece-me que ela o tem na palma da mão.
09 : 00'da evde olur muyum onu bile bilmiyorum.
Nem sei se às 9h já estou em casa.
Ya da doğum yapan bir anne olduğunu, Ben bile onu bilmiyorum.
E a mãe, a do parto, também não. Eu nem sequer a conheço.
Onu bilmiyorum ama eminim ki, iki ayağını da kullanabiliyor.
Isso não sei, mas ele consegue mesmo jogar com os dois pés.
Benliğim var mıydı, onu da bilmiyorum.
Não sei se alguma vez houve um "eu".
Pekala, neden sadece, bilmiyorum, onu dondurmuyorsun, ya da patlatmıyorsun ya da onun gibi bir şey işte.
Porque é que, sei lá, não o congelas ou o fazes explodir ou assim?
Carmen'le aranızda ne var bilmiyorum ve umurumda da değil. Ama onu aklından çıkardığın zaman eve dön. Ben seni umutla bekleyeceğim.
Não sei que se passa com a Carmen nem me importa, mas quando esclareceres isso, volta para casa, estarei à tua espera, não importa o que decidas, para mim estará bem.
Ne planladığını bilmiyorum. Sanki ben babamın karşısındaymışım gibi onu kandırmak istiyor. Ben sadece annemim talimatlarına uyuyorum.
Olha, não sei o que ele está a tramar, ele quer convencer o papá que eu estou contra ele, e eu estou apenas a seguir as instruções da mamã.
- Bilmiyorum. En son onu gördüğümde ulusun temsilcilerinin tepesine binmişti.
A última vez que a vi... estava a martelar os representantes da nossa nação.
Onu Summerholt'dan nasıl çıkarttın bilmiyorum ama sabah 9'da burada değilse federal memurlar burayı basacak ve hayatın detaylıca incelenecek.
Não sei como o tiraste de Summerholt mas se lá não está até às 9 da manhã os federais esquadrinharão esta quinta e a tua vida é vista ao microscópio.
onu da 41
onu da getir 24
onu daha önce hiç görmedim 66
bilmiyorum 18446
bilmiyorum ki 83
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dostum 22
bilmiyorum dedim 18
bilmiyorum işte 23
onu da getir 24
onu daha önce hiç görmedim 66
bilmiyorum 18446
bilmiyorum ki 83
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dostum 22
bilmiyorum dedim 18
bilmiyorum işte 23
bilmiyorum efendim 100
onu duydum 61
onu demek istemedim 83
onu durdur 23
onu dinle 40
onu duyuyorum 23
onu durdurun 30
onu demiyorum 23
onu duydun 126
onu dinleyin 19
onu duydum 61
onu demek istemedim 83
onu durdur 23
onu dinle 40
onu duyuyorum 23
onu durdurun 30
onu demiyorum 23
onu duydun 126
onu dinleyin 19