Onu göremiyorum translate Portuguese
464 parallel translation
- Onu göremiyorum. - Atladığına emin misin?
- Tem a certeza
Onu göremiyorum.
Não o consigo ver.
Onu göremiyorum!
Não o vejo!
- Onu göremiyorum.
- Não o vejo em lugar nenhum.
- Şey, onu göremiyorum.
- Bem, não posso ver isso.
Onu göremiyorum.
Eu não consigo vê-lo.
Onu göremiyorum Clyde.
Não a vejo aqui, Clyde.
Artık onu göremiyorum.
Já nem sequer o vejo.
Onu göremiyorum.
Não vejo ninguém.
Onu göremiyorum.
Não vejo nada.
Onu göremiyorum.
Não vejo Mackay.
Onu göremiyorum!
Eu não o estou a ver. Estás a olhar para o sítio errado.
Artık onu göremiyorum.
Já não o vejo.
Onu göremiyorum.
Não o encontro.
Silahı orada ama onu göremiyorum.
A arma dele ainda está lá, mas não o vejo.
- Onu göremiyorum ama yakında.
- Não o consigo ver, mas está próximo.
Onu göremiyorum.
Não a vejo.
Onu göremiyorum.
Não o vejo!
- Onu göremiyorum.
- Não posso vê-lo.
Onu göremiyorum!
Não consigo vê-lo.
Henüz onu göremiyorum, ama orada olduğunu biliyorum.
Não o vejo mas sei que está lá.
Onu göremiyorum bile.
Nem a consigo ver.
Onu göremiyorum.
Bem, eu não o vejo.
Onu göremiyorum!
Eu não possa ve-lo!
Onu göremiyorum.
Não posso vê-lo.
Rüzgar olmasaydı çok kolaydı. Onu göremiyorum.
Seria mais fácil sem vento.
Onu göremiyorum!
Onde está? Não o vejo!
Onu göremiyorum.
Não veio!
Neden göremiyorum onu?
Por que näo posso vê-la?
Göremiyorum onu.
Não o vejo.
Onu hiçbir yerde göremiyorum.
Não o vejo. Programas.
Pekala, genç adam... gerçekten onu söylemek istemiyorsan... burada size kızacak bir nokta göremiyorum.
Bem, rapaz... se não for para cumprir... não faz sentido que tenha vindo aqui blasfemar.
Onu hiçbir yerde göremiyorum Danny.
Não a vejo em lugar algum, Danny.
Onu dinlemek için bir sebep göremiyorum efendim.
Não vejo nenhuma razão para o escutar.
Artık bir farkını göremiyorum. Nasıl olsa onu bütün dünyaya duyurdun.
Não vejo que isso faça diferença alguma, agora, depois que anunciaste ao mundo inteiro.
Onu hiç göremiyorum.
Espere um minuto, querida.
Onu çok iyi göremiyorum.
Não o consigo ver bem.
Göremiyorum onu!
- Não a vejo!
Gözlüğüm olmadan göremiyorum... ve onu onlardan geri almalıyım.
Não vejo nada sem os meus óculos, e tenho que os ter de volta.
- Onu hak koruyan biri gibi göremiyorum.
- Não o vejo como advogado de defesa.
- Onu hiçbir yerde göremiyorum.
- Não o vejo em sítio nenhum.
Onu göremiyorum, kaybettim!
Não consigo libertar-me.
Yılda iki kez onu görüyor. Ben, o kadar da göremiyorum.
Visitava-o 1 ou 2 vezes por ano, mas não a vejo desde que ele tinha dois anos.
Onu göremiyorum, kaptan.
Nao o vejo, capitao.
Onu isimsiz, göçebe bir soytarıyla değiştirme gereği göremiyorum.
Não vejo porque haveria de substituí-lo por um vadio, sem nome, apalhaçado...
Onu hiç dışarıda göremiyorum Herşey öyle esrarengiz ki.
Foi isso que eu vim cá para ver. É tudo tão secreto.
- Onu göremiyorum.
Não vejo nada.
Onu hiçbir yerde göremiyorum.
Não o vejo em lado nenhum.
Onu göremiyorum
- Eu sei.
- O zaman onu neden göremiyorum?
- Então, por que não posso vê-lo?
Hayatıma devam etmek istedim. Ama onu o şekilde göremiyorum.
Quero seguir com a minha vida mas só não consigo vê-lo junto.
göremiyorum 394
onu görmek ister misin 19
onu geri ver 55
onu geri getir 39
onu geri koy 21
onu geri istiyorum 52
onu görmek istiyorum 148
onu görmem lazım 21
onu geri getireceğim 20
onu görmedim 104
onu görmek ister misin 19
onu geri ver 55
onu geri getir 39
onu geri koy 21
onu geri istiyorum 52
onu görmek istiyorum 148
onu görmem lazım 21
onu geri getireceğim 20
onu görmedim 104
onu görmek istemiyorum 35
onu geri getirin 19
onu görmek isterim 16
onu görmeliydin 32
onu görüyor musun 80
onu getireceğim 27
onu gördüm 460
onu görebilir miyim 81
onu gördün mü 341
onu görmeliyim 83
onu geri getirin 19
onu görmek isterim 16
onu görmeliydin 32
onu görüyor musun 80
onu getireceğim 27
onu gördüm 460
onu görebilir miyim 81
onu gördün mü 341
onu görmeliyim 83