Onu tuttum translate Portuguese
406 parallel translation
Onu tuttum.
Apanhei-o!
Onu tuttum, Bay Caldwell.
Eu já o agarrei, Mr. Caldwell.
Onu tuttum, fakat kaydı ve küçük kızım sele kapıldı.
Ela... agarrei-a, mas escorregou, e a menina também foi levada.
Onu tuttum.
Apanhei-a.
Ve ben onu tuttum ve karım da sıkıca bağladı.
E, uh... Eu... Eu segurei-o, uh...
- Onu tuttum efendim, tamam!
- Já me ocupei dele!
Tamam, onu tuttum!
Apanhei-o!
Onu tuttum!
Apanhei-o!
Onu tuttum.
Já a tenho.
Onu tuttum ve yakaladım. Ama başaramadım.
Deitei-lhe a mão, mas não consegui aguentá-lo.
Onu tuttum ve sarıldım.
Agarrei-o e abracei-o.
Komuta Merkezi, onu tuttum.
Central, vou perdê-lo.
Tuttum onu Ben
Agarra-o, Ben!
Ben onu tuttum.
Eu a contratei.
- Alan, onu çocuklarım için tuttum. - Beni nüfusuna geçir. Yeni evimize varmak üzereyiz.
- Alan, vou contratá-la para os miúdos.
- Tut onu, Ernst. - Tuttum.
Já o apanhei.
Tuttum onu.
Montei.
- Onu ben tuttum.
Ela é uma empregada.
- Tuttum onu!
- Já o tenho!
- Tuttum onu.
- Apanhei-o.
Onu sıkıca tuttum, elimden bırakmadım.
Agarrei-me a ela com todas as forças.
Sonra onu böyle tuttum!
E depois agarrei-a assim!
Zordu, ama onu orasından tuttum...
Ela era possante, mas eu apanhei-a pelo velho...
Tuttum onu, atla!
Eu seguro nele, salta!
Tuttum onu. Tamam.
Já o agarrei.
Tuttum onu.
Tinha sido melhor para todos se não tivesses voltado.
Tuttum onu.
Eu seguro-o.
Bir gün onu hızlıca yakalayıp tuttum.
Um dia fui mais rápido que ele, e apanhei-o.
- Tuttum onu? - Evet.
Já a segurei.
Onu kendi başıma tuttum, tamam mı?
Apanhei-o sozinha, está bem?
Ona danışmadan hareket edemem ki. Onu bu yüzden tuttum.
Não me posso comprometer com nada sem a consultar primeiro.
Tuttum onu.
Já o segurei.
Tamamdır. Tuttum onu.
Eu apanhei-o.
Tuttum onu!
Apanhei-o!
- Kapıyı beklemesi için tuttum onu.
! - Contratei-o para porteiro.
Onu burada tuttum, biliyorsun, tam burada, çok uzun süre.
Mantive-a ali, ali de parte por tanto tempo.
Tüm gece kollarımda tuttum onu sisli, sırılsıklam çiğden uzak tuttum onu.
"E toda a noite eu segurava-a nos meus braços" "só para mantê-la longe do nevoeiro molhado."
Onu tuttum.
Vá lá!
Ben Hancock'a gittim. Onu omzundan tuttum.Ve şöyle dedim :
Todo final de tarde... conversávamos sobre coisas ásperas.
Onu defettim, kendimden uzak tuttum ve sonunda bırakıp gitti.
Afastei-o. Mantive-o ao alcance e, finalmente, ele foi embora.
Onu bir ayı postuna sardım ve bütün gece kucağımda tuttum.
Envolvi-o numa pele de urso e tive-o ao colo a noite inteira.
- Balık gibi tuttum onu.
- Apanhado, como um grande peixe.
Tamam, onu tuttum.
Tenho-a, Apanhei-a.
- Buradan tuttum onu.
- Daqui consigo.
İlk gün onu gözlem altında tuttum ama diğerlerindeki belirtilerin hiçbirini göremedim.
Mantive-o cá no primeiro dia, mas não detectei os sintomas que vi nos outros.
Onu sadece yüzeysel bir tarama yapması için tuttum.
O nosso acordo é apenas para um exame de superfície.
Onu neden yanımda tuttum bilmiyorum.
Não sei porque é que fiquei com ela.
Onu kolundan tuttum ve bir minder üzerine oturtturdum.
Agarrei-o pelo braço e sentei-o num sofá.
Onu bu güne özel ben tuttum.
Contratei-os propositalmente.
Onu topa tuttum!
Despedida até ao tutano.
- Onu temizlik için tuttum.
- Contratei-a para fazer limpezas.
tuttum seni 72
tuttum 236
tuttum onu 24
onu takip et 39
onu tut 27
onu takip ettim 18
onu tanıyor musun 475
onu tanımıyorum 162
onu tanıyorum 271
onu tanıyorsun 62
tuttum 236
tuttum onu 24
onu takip et 39
onu tut 27
onu takip ettim 18
onu tanıyor musun 475
onu tanımıyorum 162
onu tanıyorum 271
onu tanıyorsun 62