English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ O ] / Oraya vardığımızda

Oraya vardığımızda translate Portuguese

299 parallel translation
Ama biz oraya vardığımızda, kaçmıştı.
Mas näo quando lá chegámos. Ele fugiu.
Peki ya, oraya vardığımızda büyücü bana kalp vermezse?
Imagina que ele não me dá um.
- Oraya vardığımızda ne istiyorsun?
- O que vais querer quando lá chegarmos?
- Oraya vardığımızda bugünkü gibi güzel bir gün olursa, sana haber veririz.
Quando vamos voltar? Assim que tiver um dia lindo como o de hoje, eu aviso. Obrigado.
Şey, oraya vardığımızda, Bayan Chaundry doğal olarak biraz rahatsız olmuştu kavalyesi yerine konurum diye.
Quando chegámos lá, a S.ra Chaundry, naturalmente, ficou um pouco preocupada que me confundissem como seu acompanhante.
Oraya vardığımızda gün batmıştı.
Chegamos depois do pôr-do-sol.
Oraya vardığımızda, onu 3700 metreden, paraşütsüz aşağı iteceğiz.
Quando lá chegarmos atiramo-lo de uma altura de 3500 metros sem pára-quedas.
Ve oraya vardığımızda kendi hayvanat bahçesi olan... güzelim bir şato..... alacağız.
E quando lá chegarmos, compramos um castelinho... Com o seu próprio zoo privado.
Oraya vardığımızda söyle.
Avise-me quando chegarmos lá.
Oraya vardığımızda köprü tek parça olsa iyi olurdu General.
Será bom se a ponte estiver de pé quando chegarmos.
Oraya vardığımızda onu şehre ben sokmak istiyorum.
Quando chegarmos lá, quero ser eu a conduzir.
Oraya vardığımızda emirleriniz ne olacak?
Quais são as nossas ordens, quando chegarmos lá?
Ve dua edin ki, oraya vardığımızda, bizi bir tren bekliyor olsun.
E rezem para que haja um trem.
Yani oraya vardığımızda birdenbire İngilizce konuşabileceğini mi sanıyorsun?
- Mas se não saber falar inglês. Ainda não, mas quando chegar a América, saberei falá-lo.
Oraya vardığımızda artık Danjel ile kalmayacağım.
Não vou ficar com o tio Danjel. - Não?
Oraya vardığımızda tünelin demiryoluna hazır olması gerek.
Nós queremos isso perfurado e pronto para a estrada no tempo que os homens alcançá-lo.
- Oraya vardığımızda hepsi varmış olmalı.
Tudo deverá estar lá quando chegarmos. Sim.
Oraya vardığımızda kırmızı yanar.
Até chegarmos lá ficou vermelho.
John Milner'le yarışacaksan, oraya vardığımızda beni indir.
Se vai tirar racha com John Milner, quero descer chegando lá.
Oraya vardığımızda, eğer küçük bir tekne almak istersem, bu bana ne kadara mal olur?
Quanto custará lá um barco?
Oraya vardığımızda dikkatli olmalıyız.
Mantenha os olhos abertos quando chegarmos lá.
Şunu biliyor musun oraya vardığımızda, ben daha da yüksekte olmaya niyetliyim?
Sabe quando chegarmos lá, estarei mais alto ainda?
Her şeyin yolunda olduğunu görene kadar içim rahat etmeyecek. Oraya vardığımızda arabamın anahtarlarını sana vereceğim.
Quero saber se tudo está bem em minha casa.
Merak etme, oraya vardığımızda orda olacaklar.
Eles já lá estarão quando chegarmos.
Oraya vardığımızda bir rehbere ihtiyacımız olacak, MacGyver.
Vamos precisar de um guia quando chegarmos lá, MacGyver.
O yüzden oraya vardığımızda işinizi çabuk halledin.
Portanto, quando lá chegarmos, despachem-se com o negócio.
Oraya vardığımızda rulet tekerleğini fırıl fırıl döndürmeye ne dersin?
Que tal jogarmos na roleta enquanto lá estamos?
Oraya vardığımızda, sen az ötede dur.
Quando chegarmos lá, fica para trás.
Oraya vardığımızda çocuk artık ölü olmaktan bile çıkacak.
Quando lá chegarmos o miúdo já não vai estar morto.
Peki oraya vardığımızda ne yapacağız?
E o que faremos quando lá chegarmos?
Fakat oraya vardığımızda biri bizi görmeden önce yerlerimizi değiştirebilir miyiz?
Mas quando lá chegarmos, podemos trocar de lugares caso apareça alguém conhecido?
Sanırım oraya vardığımızda küçük bir sorunumuz olacak.
Antecipo que vamos ter um problema à chegada.
Oraya vardığımızda cipini geri alabilirsin.
Quando lá chegarmos, podes ficar com o jeep outra vez.
Oraya vardığımızda, şişkoyu çiğnemek için bir sürü vaktimiz olacak.
Quando chegarmos vai haver muito tempo para mastigar o gordo.
Ama oraya vardığımızda, ufaklığı gövdeden nasıl ayıracağız?
E como separar o "Júnior" do casco quando chegarmos?
Oraya vardığımızda toplantı ile ilgili detayları öğreneceğiz.
Dará detalhes quando chegarmos lá.
Oraya vardığımızda size söylerim.
Quando chegarmos, aviso. Os seus homens que nos sigam de perto.
Başka deyişle oraya vardığımızda, tek başına olabilir.
Dessa maneira, quando nós lá chegar-mos, pode ser uma.
Oraya vardığımızda seni evine yollamanın bir yolunu da bulabiliriz.
Quando lá chegarmos, podemos encontrar um meio de te transportar para casa.
Oraya vardığımızda, her şeyin hazır olduğundan emin olun.
Se assegurem que tudo esteja pronto para nossa chegada.
Oraya vardığımızda ne olacak?
O que vai acontecer quando lá chegarmos?
Oraya vardığımızda söylerim.
Digo-te quando chegarmos lá.
Takım elbise arkada. Oraya vardığımızda giyerim. Asla.
Está lá atrás, visto-o depois.
Oraya vardığımızda ne yapacağız?
Que fazemos quando chegarmos ao pico?
Horst, oraya vardığımızda bana yardım eder misin?
Horst, quando lá chegarmos podes ajudar-me, por favor?
Onu Atina'da alabilirsin ama oraya vardığımızda, çok geç olmuş olacak.
Podes arranjá-la em Atenas, mas quando lá chegarmos, será tarde demais.
Baba, oraya vardığımızda...
- Pai, quando chegamos?
Oraya, eşim, kızım ve Profesör Gatly ile vardığımızda arka odada çok değerli bir şeyle karşılaştık.
Fui lá com a minha mulher, a minha filha e o Prof. Gatly. Na câmara mais afastada, deparámos com algo de extraordinário.
Dinle Tai, oraya vardığımızda
- Achas que vai encaracolar?
Ve farklı bir şehre her vardığımızda, artık nasıl oluyorsa... Ben gelmeden önce, beyaz adamlar... Tüm insanlarını oraya taşımış oluyorlardı.
E cada vez que chegava a outra cidade, de alguma maneira os homens brancos tinham tirado... todo o povo deles, à minha frente.
Oraya ilk vardığımızda yolumuzu bulmamıza yardım edecek. En azından benim inandığım bu.
Uma flor do jardim de Kes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]