Sac translate Portuguese
17,618 parallel translation
Siyah ceket, koyu saç.
Casaco preto, cabelo castanho.
O aptal saç kesimiyle, Reinke.
Reinke com aquele corte de cabelo idiota.
Ben de senin gibi saçımı uzatıyorum.
Estou a deixar crescer o cabelo como o teu.
Dokunaçlarında saçımsı şeyler var.
Ele tem estas coisas com pelos nos tentáculos.
bir daha saç ektirirken kıvırcık göt kılından başka bir şey iste bence.
- Por falar nisso, quando fizeres outro transplante capilar, pensa em pedir algo que não pareça pelo púbico.
Unutmayın, kayda alırken kan kanla, saç saçla ve fotoğraf da fotoğrafla olacak.
Quando registar tudo, lembre-se... sangue fica com o sangue, cabelo com cabelo... e fotos com fotos.
Saç kahverengi.
Cabelo castanho.
- Eser miktarda saçında da var.
Tem vestígios no cabelo.
Saçını mı kestirdin?
Cortaste o cabelo?
- Saçımla oynama adamım.
- Não me despenteies o cabelo.
- Saçınla oynamıyorum.
- Não te estou a despentear.
Derste kendi saçını yolması mı hoşuna gidiyor?
Gostas quando ela se põe a arrancar cabelos na aula?
Sosyal yardım almak için saçını traş ettik. - Ne?
Só lhe rapamos a cabeça para reclamar o subsídio.
Ayrıca saçını sağa taradığı için Rob'un gey olduğunu söyledi.
Também disse que o Rob era gay por abanar o cabelo para a direita.
- Saç tıraşından.
É do penteado.
Saç traşın.
É do penteado.
Bu saçı.
É o cabelo dele.
Hadi saçından başlayalım.
Vamos começar pelo cabelo.
Işık saçıyorsun.
Estás a brilhar.
Kurbanın kıyafetinde saç var mıydı?
Algum cabelo nas roupas da vítima?
Anne olay esnasında duşta... olduğunu, saçını yıkadığını söyledi, Ancak gider drenajından tüm tüyler alındı. Ama bir tane bulunda.
A mãe disse que estava no chuveiro quando aconteceu, a lavar os cabelos, mas eles encontraram todos estes cabelos no ralo da pia e apenas um no chuveiro.
Yani anne saçını nerede yıkadığını karıştırmış.
Então ela enganou-se onde lavou o cabelo.
Bana ilk güzel takımımı aldı, Bana her gün duş almamı ve saç kesimi yapmamı hatırlattı.
Ele comprou-me o meu primeiro fato lembrou-me de tomar banho todos os dias e cortar o cabelo.
# Biliyorum çok fazla bu, Hem saç hem de vücut #
Eu sei que é muito O cabelo, o corpo!
Ne zaman partiye gitse, genelde kafayı buluyor ve saçını tutmamı istiyor.
Ela está numa festa. O mais provável é que ela esteja bêbada e com necessidade... de que lhe segurem o cabelo assim para atrás.
- O... Kural kitabına baktım, ayakkabına konusunda bahsettiğiniz kitaba ama makyaj veya saç rengi konusunda bir kural bulamadım.
Consultei o regulamento... o que fazia menção aos sapatos castanhos... e não encontrei nada em relação a maquilhagem ou cor de cabelo.
Saçın.
Para o seu cabelo.
Tanrım, saçımın sadece önünü yıkadım.
Céus, eu só lavei a franja.
Saçına kadar gidiyordu.
Ia até ao cabelo dele.
Lütfen, benim için saçınızı örtmeyin.
Por favor, não cubra o cabelo por minha causa.
Saçınız çok güzel.
É um cabelo lindíssimo.
Eddie, burada çalınan tek saç, Hindistan saçı.
Eddie, o único cabelo roubado por aqui é o indiano.
Hindistan saçı gür, güzel olur ve anne rahminde hindistan cevizi ile aşılanmaya başlanır anlatabildim mi?
É exuberante, lindo e encharcado de óleo de coco desde o útero, certo?
Bu yüzden hepiniz o saçı istiyorsunuz.
Por isso que todos o desejam.
Var ya o kadar parayı saçınıza heba ettikten sonra kira için para bulamamanız beni öldürüyor.
Não acredito que gastem tanto com os cabelos e ficam sem dinheiro para o aluguer.
Çünkü bu saç ve bu kalçalar ile ayaklı kredi kartı gibiyim.
Com este cabelo e esse traseiro, é o mesmo que ter um cartão ilimitado.
Hepiniz gelmiş burada saç örgülerimize yakınıyorsunuz ama çokta iyi biliyorsunuz ki siz zenciler Kim Kardashian'a uzanabilmek için Lupita'nın kıçına tekmeyi basarsınız.
Vocês a reclamar das nossas perucas, mas sabem muito bem que trocariam a Lupita pela Kim Kardashian.
Bu odadaki zenci olmayan tek kişi olarak söylemek isterim ki Lupita'nın saçı sezar kesiminin siyahisi ve en çok istenilen tıraşlardan birisi.
Como o único não negro na sala, queria dizer : Lupita tem o cabelo bem curto e é um dos que mais me pedem.
Hah al, artık olgun erkek saçın oldu.
Agora tens um cabelo de adulto.
Zamanında Barack'ın saçını ben traş ederdim.
Eu cortava o cabelo de Barack antigamente.
O adamın kafasındaki saçın tek teline bile dokunmadın sen.
Jamais tocou no cabelo daquele homem.
Saçımı filan kestirmeyeceğim.
Não vou tirar as minhas tranças.
Bu saçın amacı o zaten.
É para ficarem assim.
Yok, yok, hayır yavrum senin o saçı kökünden böyle turnip gibi çekip çıkarman lazım...
Não. Precisas de puxar pela raiz toda para fora como um nabo...
Bütün haftasonu ücretsiz saç traşı mı?
Cortes grátis no final de semana?
Tamam, şunun kafasında neden saç ağı var bilmiyorum.
Nem se ¡ porque é que ele está de capachinho.
Adamın saçı bile yok.
Ele não tem cabelo.
Şimdi, eğer tartışacak, saç başa girecekseniz, arkaya buyrun.
Se querem discutir, fazer confusão, vão lá para trás.
Altı aydır saçını taramıyor musun la sen, birbirine girmiş buralar.
Não penteias o cabelo há seis meses, estás mal acostumado.
Bende bu çocuklara eskiden saçını nasıl kestiğimi anlatıyordum.
Contei ao pessoal que eu cortava o seu cabelo antigamente.
Adamın saçını yıllar önce kesiyordum, ne yaptığımı biliyorum ben.
Corte ¡ o cabelo dele há anos. Sei o que estou a fazer.
saçmalık 1235
sacramento 33
saçmalama 1352
sachiko 16
saçma 804
saçmalıyorsun 156
saçın 38
saçmalama lütfen 25
saçmalıyorum 21
saçmalıyor 21
sacramento 33
saçmalama 1352
sachiko 16
saçma 804
saçmalıyorsun 156
saçın 38
saçmalama lütfen 25
saçmalıyorum 21
saçmalıyor 21