Sadece bir kere translate Portuguese
880 parallel translation
İkinci eşi, sadece bir kere operada söyleyen Susan Alexander için Kane Chicago Şehir Operası'nı inşa ettirdi.
Para a segunda esposa, a cantora de ópera Susan Alexander... Kane construiu o Teatro Lírico Municipal de Chicago.
Onunla sadece bir kere çiftliğinde görüşmüştüm.
Conheci-o daquela vez no rancho dele.
Umarım onun adını mahkemede bir kere kirletirler. Sadece bir kere!
Só espero que a coroa tente sujar o nome dela uma vez que seja.
Ama bu hayatımda sadece bir kere olur
Mas isto só vem Em toda a vida uma só vez
Bu gece, sende daha önce sadece bir kere gördüğüm o coşkuyla dans et.
Quero que dance esta noite... com o mesmo êxtase que a vi dançar só uma vez.
Doğru kadın karşına sadece bir kere çıkar.
- Só encontras a mulher certa uma vez.
Buraya geldiğimden beri eve sadece bir kere gittim.
Só lá fui a casa uma vez desde que vim para aqui.
- Onu sadece bir kere mi gördünüz?
- Viu-o só essa vez?
- Sadece bir kere bastım.
- Foi só uma vez.
Sadece bir kere çığlık attı.
Ele gritou só uma vez.
Sadece bir kere.
Só uma.
Ama bir daha seni bir şeyler araklarken görürsem sadece bir kere, seni öldürürüm!
Mas se eu te apanhar a roubar mais uma vez, só mais uma vez, eu mato-te!
Eve, farları yak-söndür. Sadece bir kere.
Eve, pisque os faróis, só uma vez.
Ne yazık ki savaştan beri, yılda sadece bir kere gelebiliyorum.
Por desgraça, da guerra, só posso vir uma vez ao ano.
Onu sadece bir kere gördüm, o da 10 yıl önce.
Quase não o conheço, só o vi uma vez, há anos. Já nem me lembro.
Oh, evet, beni sadece bir kere ısırdı
Oh, sim, sim. Ela só me mordeu uma vez.
Belki biz, seni sadece bir kere asabiliriz ama, tanrı şahit olsun, bunu yapacağız.
Talvez só possamos enforcar-te uma vez, mas, juro por Deus, enforcar-te-emos.
Üzgünüm, sadece bir kere saymıştım.
Bem, desculpe, só o contei uma vez.
- Bu sadece bir kere olur. 5 bin dolar.
- Esta é a última oportunidade. $ 5.000.
Hatta çocukluğum boyunca sadece bir kere vurdular.
Acho que eles me bateram só uma vez em toda a minha infância.
Onunla sadece bir kere Y'de karşılaştım.
Eu conheci-o no YMCA.
Hayata sadece bir kere geliyorsun.
Vamos! Só se vive uma vez!
Haydi ama, sadece bir kere.
Vá lá, só uma vez.
Sadece bir kere şuna tokadı basmak isterdim.
Gostava de lhe voltar a dar só por puro prazer.
O eyalette kazanmasının ayrı bir önemi olacak çünkü Tennessee son 50 yılda sadece bir kere kazanamayan adaya oy verdi.
Uma vitória nesse estado teria um significado importante, posto que só uma vez nos últimos 50 anos deixou Tennessee de votar... no ganhador da candidatura presidencial.
Evet, onu sadece bir kere kaybettim.
Sim, sim. Estive lá uma vez.
Lütfen, sadece bir kere.
Por favor, só desta vez.
Sadece bir kere Sam.
Sò desta vez, Sam.
Tanrıya yemin ederim ki, bunu bir kere söyleyeceğim, sadece bir kere sabah olmadan hepiniz bir hendekte ölü olarak yatacaksınız.
Juro por Deus. Basta-me murmurar... e acabam ambos mortos numa vala antes do amanhecer.
Ya da sadece bir kere görüşmüş olsanız bile.
Ou os tenha visto só uma vez.
Bütün gün sadece bir kere yemek yedim.
A mim só deram um pãozinho doce.
Dünyaya sadece bir kere gelirsin.
Só se vive uma vez neste mundo.
Kulübemde benimle bir gece kalmanı isterim, sadece bir kere.
Eu gostaria que passasses a noite em minha casa, apenas uma vez.
Eskileri mi? Onunla yıllar önce sadece bir kere çıktık.
- Saí com ela uma vez há anos atrás!
Sadece bir kere... seni kendi gozlerim ile gorebileyim.
Só por uma vez, deixa-me ver-te com os meus próprios olhos.
Sadece bir kere, birkaç sene önce.
Só uma vez, há alguns anos.
Dikkatli dinleyin, sadece bir kere söyleyeceğim.
Prestem atenção, só vou dizer isto uma vez.
Dikkatli dinle, sadece bir kere söyleyeceğim.
Prestem atenção, só vou dizer isto uma vez.
Sadece bir kere, tamam mı?
Muito bem só mais uma vez, certo?
- Sadece bir kere.
- Só uma vez.
Harvey sadece bir kez değil, bin kere bana dedi ki :
Se ele só o tivesse dito uma vez, mas ele disse-o umas mil vezes :
Bak, bir kere, Sadece kendimi düşünmüyorum
Olhe, por uma vez só não vou pensar só em mim.
Sadece bir kez de değil. Birçok kere.
Várias vezes.
Bu işler nasıl yürüyor bilirsin. - Sadece bu sefer polise vereceksin. - Onu bir kere tutukladınız zaten.
Telefona-lhe para lhe comprares artigo.
3 ya da 4 gün sonra, İzlanda'nın güneyinde denizaltılar tarafından birçok kere saldırıya uğradık. Birçok saldırıyı defetmiş ve sadece bir gemi kaybetmiştik.
E a Sul da Islândia, após 3 ou 4 dias, fomos alvo de vários ataques de submarinos a maioria dos quais conseguimos debelar.
Bir kere şunu bilin : Ben onları görevliyken vurdum ve sadece 60'ı öldü.
Vamos esclarecer isso, juiz.
Neden bir kere olsun sadece dediğimi yapmıyorsun?
Porque não fazes o que te digo só por uma vez?
Bir kere Bombeli'yle ben sadece dışarıda yelleniriz.
Primeiro, o " bombé e eu, só peidemos na rua!
Sadece bir kere.
Vá lá, só uma pequena olhadela.
Sadece bir erkek ziyaretçisi var, ama onunla epeyce yakın görünüyor. Asla günde bir kereden daha az davet edilmiyor, çoğu kez iki kere.
Recebe apenas um cavalheiro, mas fá-lo frequentemente.
Sadece yılda bir kere oldu efendim.
É só uma vez por ano.
sadece bir adam 18
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir 91
sadece bir tane 124
sadece bir tane mi 18
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20
sadece bir fikir 24
sadece bir dakika 169
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir 91
sadece bir tane 124
sadece bir tane mi 18
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20
sadece bir fikir 24
sadece bir dakika 169