Sana bir şey söyleyeyim translate Portuguese
1,306 parallel translation
Ama sana bir şey söyleyeyim, ben zor yollardan geçtim.
Mas deixa-me dizer-te uma coisa. Uma coisa que aprendi da pior maneira.
Sana bir şey söyleyeyim. Ben kanunları sevdiğim için avukat olmadım.
Não me tornei advogado por gostar da Lei.
Müsaadenle sana bir şey söyleyeyim.
Deixa-me dizer-te uma coisa.
Ama sana bir şey söyleyeyim.
Mas sabes que mais?
Sana bir şey söyleyeyim Rebecca.
Vou dizer-lhe uma coisa.
Sana bir şey söyleyeyim, şişko annen biraz önce buradaydı ve onu küçük bir fahişeymişçesine düzdüm.
Deixa-me dizer-te uma coisa, porcalhão a tua mãe esteve aqui hoje cedo e eu montei-a como uma puta.
Ama sana bir şey söyleyeyim, kuzen.
Mas deixa-me dizer-te uma coisa, primo :
Sana bir şey söyleyeyim mi... Gerçek dünyada bugüne kadar yaptığın her ne varsa hiç bir anlamı yok.
Tudo o que fizeste na vida até agora... no mundo real não significa nada.
Sana bir şey söyleyeyim yıllar boyunca kendine işkence yapacaksın.
Deixe-me ajudá-la a não dizer algo que a vá torturar por muitos anos.
Sana bir şey söyleyeyim Ray.
Deixa-me dizer-te uma coisa, Ray.
Sana bir şey söyleyeyim, bay büyük yazar :
Deixe-me dizer-lhe uma coisa, Sr. Escritor das Dúzias.
Donna sana bir şey söyleyeyim.
Donna, deixa-me te dizer uma coisa, certo?
Sana bir şey söyleyeyim.
Oiça bem. Se voltar a apontar-me uma arma...
Sana bir şey söyleyeyim.
Vamos ficar ricos!
Sana bir şey söyleyeyim. Beni öldürecektin Kıçını tekmeleyeceğim.
Se me matas, dou cabo de ti.
İlkinin parası mı? Sana bir şey söyleyeyim mi dostum? Üzerimde bir kuruş para yok.
Digo-Ihe uma coisa, amigo, eu não tenho um tostão.
Sana bir şey söyleyeyim Pat Sajak. Ben onun çatlağın teki olduğunu düşünüyorum.
Deixe-me dizer uma coisa, Pat Pateta.
Sana bir şey söyleyeyim mi?
E quer saber?
Sana bir şey söyleyeyim, Lowell. Bak. Konu, Louisville'deki iki ajan.
Refere-se a dois agentes de um gabinete regional em Louisville.
Sana bir şey söyleyeyim ufaklık, bıçakladığın adam bu toplumun çok önemli bir üyesidir.
Vou dizer-te uma coisa, meu lindo. O homem que esfaqueaste é uma pessoa importante.
Ve sana bir şey söyleyeyim mi?
E sabe de uma coisa? Não me importo.
Sana bir şey söyleyeyim, bu can çekmesi kuvvetlenecek.
Deixa-me dizer uma coisa. Essa sede vai crescer.
Bak sana bir şey söyleyeyim.
- Deixa-me dizer-te uma coisa.
O zaman sana bir şey söyleyeyim.
Deixa-me dizer uma coisa.
Sana bir şey söyleyeyim mi? Bilgisayarlara bayılıyorum.
Adoro computadores.
On yediden büyüktü. Benim şimdiki yaşlarımdaydı. Ve sana bir şey söyleyeyim mi?
Mais que 17, tinha a idade que eu tenho agora, e acredita, nunca gostei tanto de ninguém.
Sana bir şey söyleyeyim, o kapıda bekliyor olsaydı, şu anda bu aptal klübün içinde olurdum, seni koca göt!
Bem, deixa-me dizer uma coisa. Se ela é o que me faz mover... Eu tenho que estar nessa estúpida discoteca agora, seu parvo.
- Bak sana bir şey söyleyeyim.
- Deixa-me dizer-te uma coisa.
Aslında, sana bir şey söyleyeyim.
De facto, deixe-me dizer uma coisa.
İzin ver sana bir şey söyleyeyim.
Para ele poder ver os seus netos.
Sana bir şey söyleyeyim, evlat.
Vou dizer-te uma coisa.
- Sana bir şey söyleyeyim...
- Deixa-me dizer-te uma coisa.
Sana bir şey söyleyeyim mi?
se isto aparece no meu filme, todos querem uma. Juro-te :
Sana bir şey söyleyeyim mi, Jim?
Por meio segundo.
Audrey, tatlım, sana öğrendiğim bir şey söyleyeyim.
Audrey, querida, deixa-me dizer-te uma coisa que aprendi :
Sana bir şey söyleyeyim, Ally. Doğa onun üzerinde en iyi işini çıkarmış. Anlatıcı.
O meu problema é o seguinte : embora esteja formalmente divorciada do Ira, pela lei judaica ainda estou casada... e já que ele foi atropelado por um autocarro antes de me dar o get.
Ama sana bir şey söyleyeyim,
Mas também podemos viciar-nos em dor, em culpa, em ódio.
Sana bir şey söyleyeyim koç.
Mesmo com todas as suas boas intenções, reformas e políticas, eu nunca hei-de mudar. Deixe-me dizer-lhe uma coisa.
Sana aramızda kalacak bir şey söyleyeyim.
Vou dizer-lhe uma coisa off the record.
Dinle, şekerim, sana cesaretle ilgili küçük bir şey söyleyeyim.
Filha, deixa-me falar-te um pouco sobre arrojo.
Sana bir şey daha söyleyeyim Bay ya da Bayan Punk.
E deixem-me dizer mais uma coisa... Sr. ou Sra. Punk.
- Sana Florida ile ilgili bir şey söyleyeyim Homer. - Güneş parıldıyor! Dostum, orası o kadar sıcak ki istersen greyfurtları ve portakalları çıplak toplayabilirsin.
Deixa que te fale da Flórida, lá o Sol é tão quente que se quiseres podes apanhar toranjas e laranjas em pelota, se te apetecer.
Bir şey söyleyeyim mi sana?
Querem saber algo?
Sana bir şey söyleyeyim.
Veja.
Sana onun hakkında bir şey söyleyeyim.
Vou falar-te Dele.
Sana komik bir şey söyleyeyim evlat.
Eu digo-te uma coisa, meu engraçadinho.
Sana bir şey söyleyeyim mi?
Posso dizer-lhe uma coisa?
Sana inanabileceğin bir şey söyleyeyim.
Dar-lhe-ei algo em que possa acreditar.
Sana bir şey daha söyleyeyim, hıyar.
E ainda te vou dizer mais, punk.
Sana bir şey söyleyeyim mi, o Kolombiyalı herif...
Aquele miserável do Fidel... terá que beijar nossos pés e demonstrar gratidão colombiana.
- Sana bir şey söyleyeyim mi... cesur adammışsın.
- Você é um cara corajoso.
sana bir şey söyleyeyim mi 76
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana birşey sorabilir miyim 28
sana bir şey göstereceğim 128
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana bir şey vereceğim 40
sana bir soru sorabilir miyim 71
sana bir şey söyleyeceğim 168
sana birşey soracağım 16
sana bir şey göstermek istiyorum 135
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana birşey sorabilir miyim 28
sana bir şey göstereceğim 128
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana bir şey vereceğim 40
sana bir soru sorabilir miyim 71
sana bir şey söyleyeceğim 168
sana birşey soracağım 16
sana bir şey göstermek istiyorum 135