English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Sevimli şey

Sevimli şey translate Portuguese

167 parallel translation
Bence gördüğüm en ama en muhteşem giysi. Seni sevimli şey!
É a coisa mais preciosa que vi. É uma macacada.
Sevimli şey seni!
Que lindo.
Küçük sevimli şey, ben de kaza çıkarabilirim!
Olha, minha linda, eu também sei provocar acidentes!
Her şeyin zamanı var, sevimli şey.
Cada coisa a seu tempo, minha linda.
Ne sevimli şey.
Que engraçadinho!
Oh, seni küçük sevimli şey!
Oh, Deus te abençoe, Fitzgibbons ou Fitzhugh ou como quer que seja o teu nome.
Sevimli şey.
Pequenina.
Seni sevimli şey!
Cabecinha.
Ne sevimli şey!
Que belezinha!
Sevimli şey.
Que curioso.
İçeri gel. Otur bakalım şuraya seni küçük, sevimli şey.
Entre e sente-se mesmo aqui, coisa fofa.
Vay canına, merhaba sevimli şey!
Olá, olá minha pequena.
- Senin gibi sevimli şey mi?
- Ainda nada? uma boneca como tu?
Sadece iş konuşuyorduk, sevimli şey. Bak sadece bir kez söyleyeceğim.
Só falo de negócios, doçura.
Ne demek isteğimi anladınmı, sevimli şey?
Entendes o que te digo, doçura?
Merhaba sevimli şey!
Olá, minha fofinha!
Sevimli şey!
Linda!
Haydi! - Kımılda sevimli şey!
- Mexe-te, beleza!
Merhaba, sevimli şey!
Olá, minha linda!
Ne sevimli şey, değil mi?
E que encantador ele é!
Yolunuzu mu kaybettiniz, sevimli şey?
Perdeu a sua forma, cutie?
Evet, burada birkaç sevimli şey olduğu bariz...
Há sem dúvida coisas lindas, aqui.
"Çav." Sevimli şey.
"Ciao." Ele é bonitinho.
Seni sevimli şey. Aynı küçük bir bebek gibisin.
Ficas giro, pareces mesmo o meu bebé.
Onun yerine, bir villa da beni işaret edip "işte bu sevimli şey" diyebilirlerdi.
Passava bem sem ter metade do prédio a apontar para mim e a segredar "Então ele é que é o mariconço".
Oh, seni sevimli şey.
Oh, não és adorável?
Sevimli küçük şey.
Pequeno sujeito engraçado.
Şey, korkarım onları pek sevimli bulmayacaksın.
Não creio que os aches adoráveis.
Sevimli bir şey görmek ister misin?
Queres ver uma coisa gira? Olha bem.
- Gördüğünüz en sevimli minik şey.
É a coisa mais engraçada...
Çok sevimli şirin bir şey. Senin gibi biri öyle sevimli şirin bir silah için ne kadar ister?
Quanto é que quer por uma arma bonitinha como essa?
Ne kadar sevimli bir şey bu.
Que coisa mais linda!
Ne senden daha sevimli birini, ne de Kid'den hızlısını gördüm, yine de iki kaçaktan başka bir şey değilsiniz.
Jamais vi alma mais afável do que tu, ou mais rápida do que o Kid, mas não passam de dois reles criminosos em fuga.
Ufak tefek, sevimli bir şey, değil mi?
É muito engraçada, não é?
Seni sevimli şey!
Você é um anjo...
Doğruca savaş başlığına gitti. Ama onlara kalırsa o şey çok sevimli.
Aquilo foi direito à ogiva e eles acham que é giro!
Buradaki birçok şey kurşunlara pek sevimli tekpi vermez.
Aqui as coisas reagem mal às balas.
"Buradaki birçok şey kurşunlara pek sevimli tepki vermez..."
Não vai demorar. Há coisas que reagem mal às balas.
Şey, pek de sevimli sayılmazsın tıpkı benim gibi
Não és muito simpático, pois não? Eu também não sou.
Bu kadar sevimli bir şey görmemiştim.
Nunca vi nada tão adorável.
Çok sevimli, ama bu şey bir son bulmalı.
Ele é adorável, mas isto tem de parar.
Şey, bu aslında sevimli.
Sabes, é até é mais ou menos giro.
- Sevimli bir şey aslında.
- É carinhoso, até.
Yani, geleneksel olarak, sene tekrar etmek çok sevimli bir şey değil.
Tradicionalmente, repetir um ano não é exactamente excitante.
Şey, Gabrielle ile ilgili hikayemi dinleyin... Gerçekten göğsü kabarmış gözüken sevimli küçük bir kadın... Mükemmel saç, oldukça güzel bir genç kadın...
Ouçam a minha história sobre a Gabrielle uma rapariguinha bonita e volumosa, cabelo perfeito que rapariga tão bela.
Öyleyse yükseliş pek sevimli bir şey değil.
Então, Ascensão não deve ser uma concentração de amor.
- Şey, O... sevimli?
Bem, é... bonito?
Elveda, zalim kadife perde bir çeşit zalim tülbentle sarılmış gibi görünen ve küçük sevimli toparlak püsküllü perde çekme kordunlu zalim şey, yine de belki...
Adeus, cortinados de veludo cruéis, feitos do que parece ser musselina cruel e os cordões com os pompons tão giros, apesar de serem cruéis eu...
Öğrendiğim şey şuydu. Derken şu sevimli park bekçisi bir anda karşımıza çıktı.
Aprendi que se nos encontramos numa situação para lá do nosso controlo, o mais inteligente é relaxar... e seguir.
Çünkü Buffy... Öbür, pek sevimli olmayan Buffy... Dawn'a bir şey olursa mahvolur.
Porque Buffy, a outra Buffy, não tão agradável... se algo acontecesse a Dawn, isso a destruiria.
Git ve San Francisco'ya taşın... ve iç çamaşırlı sevimli erkekler için dalış dersleri al... çünkü açıkça belli ki seni burda tutan hiçbir şey yok!
Muda-te para San Francisco... e vai fazer mergulho com gajos giros em cuecas... porque, obviamente, não há nada a reter-te aqui!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]