English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ T ] / Telefondayım

Telefondayım translate Portuguese

225 parallel translation
Telefondayım.
Estou ao telefone.
Telefondayım.
Estou fazendo uma chamada.
Telefondayım, tatlım.
Eu estou no telefone, querido.
Telefondayım Basil.
Estou ao telefone, Basil.
Şimdi seninle yeniden telefondayım, değil mi?
E aqui estou eu a falar contigo outra vez.
- Del, telefondayım. Linnea benim.
- Del, já estou ao telefone.
Ben Baş Müfettiş Clouseau... telefondayım.
Aqui é o Chefe inspector Clouseau a falar O quê?
Her saat başı bu herifle telefondayım...
Quando acordo, estou logo ao telefone com o tipo...
Ben Baş Müfettiş Clouseau, telefondayım.
Daqui lnspector-Chefe Clouseau a falar ao telefone.
İçeri gir, telefondayım.
Não desligue. Entra.
- Telefondayım.
- Estou ao telefone.
Telefondayım. Evet.
Ena...
Lisa, canım, telefondayım.
Lisa, querida, estou ao telefone.
Ben telefondayım. Alo.
Não vais fazer isso, pois não?
- Ben telefondayım.
- Deixe-me falar com ele.
Tatlım, telefondayım.
Querido, estou ao telefone.
Neden ben izlemiyorum? Kevin, telefondayım.
Kevin, estou ao telefone.
Pekin'deki saç yenileme kliniği ile telefondayım.
Estou ao telefone com a Clínica de Restauro Capilar.
- Bekle bir dakika, telefondayım.
Estou a falar ao telefone.
Evlere servis için telefondayım. Aldıklarından emin olmalıyım.
Estou a encomendar uns filmes.
Dinle... Sesim biraz tuhaf gelebilir çünkü telsiz telefondayım.
Pode parecer-te estranho, por estar a ligar-te pelo rádio...
Telefondayım demedim mi!
Estou ao telefone, porra.
Telefondayım, Darren.
O meu telefone, Darren.
Bir saattir telefondayım zaten.
- Passei uma hora ao telefone.
- Telefondayım, tamam mı?
- Se não te importas estou ao telefone, também.
Telefondayım!
Estou dentro do telefone.
Telefondayım, görmüyor musunuz?
Näo vê que estou ao telefone?
I-90 yolunun hemen dışında, Scudder Yolu'nda ankesörlü telefondayım.
- Num telefone em Skodal Road, perto da I-90.
Telefondayım.
Estou ao telefone, Pearl.
Lanet olası telefondayım.
Eu estou ao telefone!
Telefondayım.
Estou a falar ao telefone!
Ödemeli telefondayım.
- Estou numa cabine.
- Telefondayım.
- Estou ao telefone...
Telefondayım. Babam nasıl?
Como vai o papai?
Tatlım, bebeğim, telefondayım.
Querido, estou ao telefone.
Telefondayım. Pardon.
Estou ao telefone.
- Telefondayım, bir saniye bekle.
Desculpa. - Estou ao telefone, é só um segundo.
- Kesinlikle. Telefondayım, tamam mı?
Já estou a pegar no telefone.
- Telefondayım!
- Estou ao telefone, cabra!
Ben şehirler arası telefondayım.
Estou a falar para fora...
Hala telefondayım.
Hei, estou a usar isso.
Kapa çeneni! Görmüyor musun, telefondayım!
Cale a boca!
"Susun beee!" seslerini hatırlıyorum "Telefondayım!", "Çalışıyoruz şurdaa!"
Eu me lembro de pedidos : "Fiquem quietos!", "Nós estamos no telefone!", "Nós estamos trabalhando!", enquanto íamos aos escritórios.
Telefondayım.
- Estou ao telefone!
Kendimi rahatsız hissediyorum. Bir saattir telefondayım, hiç boş oda bulamadım.
Estive ao telefone mais de uma hora.
Ben telefondayım!
Estou ao telefone.
Telefondayım.
Atendi!
Dinle, şu anda ankesörlü telefondayım.
Olá, Sandra.
Telefondayım.
!
Ankesörlü telefondayım.
Sabe, estou num telefone público.
- Telefondayım.
Estou ao telefone.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]