English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ T ] / Telefonunuz var

Telefonunuz var translate Portuguese

235 parallel translation
- Bayım? - Telefonunuz var mı?
Há aqui telefone?
- Telefonunuz var Bay Evans.
- Telefone, Sr. Evans. - Está bem.
- Telefonunuz var Bayan Gray.
- Telefone, Miss Gray.
- Alışveriş noktasında telefonunuz var mı?
- Tem um telefone na estação de serviços? – Sim.
- Telefonunuz var efendim.
Telefone.
Telefonunuz var mı?
Tem telefone?
- Bay Gantry? Telefonunuz var.
- Tem uma chamada para si.
Telefonunuz var mı?
Tem um telefone?
Bay Dyle, telefonunuz var.
Sr. Dyle, por favor.
- Telefonunuz var mı?
- Vêm na lista, não vêm? - Sim.
- Evet teşekkürler. Kapatmayın, Londra'dan telefonunuz var.
Sim, partimos em 20 minutos, estarei em casa às 11 horas.
Telefonunuz var.
Tem uma chamada.
Bay Nash, telefonunuz var.
Sr. Nash, tem uma chamada.
- Telefonunuz var, Bay Kingston.
Vou chamá-lo. - Telefone, Sr. Kingston.
- Telefonunuz var mı?
Tem um telefone?
Telefonunuz var mı, efendim?
- Tem um telefone?
Telefon? Bir telefonunuz var mı?
Telefone?
Telefonunuz var, efendim.
Sr. Comissário, chamam-no ao telefone.
Arabamız yolda kaldı da. Telefonunuz var mıydı?
Sabe, o nosso carro avariou... tem algum telefone que possamos usar?
- Telefonunuz var mı?
- Tem um telefone?
Telefonunuz var.
- É uma chamada para si.
Telefonunuz var.
O Coronel tem um telefone.
Bayan Phillips, telefonunuz var.
Sra. Phillips, tem uma chamada.
- Eminim hâlâ yapıyorsundur. - Bay Hopkins telefonunuz var.
E aposto que continuas a fazê-lo.
Bayan Anderson, telefonunuz var.
Chamando a Sra. Anderson.
Affedersiniz bayım, telefonunuz var.
Desculpe, é uma chamada para si.
Telefonunuz var, hanımefendi.
Estão chamando a senhora ao telefone.
Dr. Ruth, bir telefonunuz var efendim.
Dr. Ruth, telefone.
- Hanımefendi, telefonunuz var mı?
- A senhora tem um telefone?
- Telefonunuz var mı? - Evet elbette var.
- A senhora tem um telefone?
Paris'ten telefonunuz var, Fraulein Bercours. Paris Midi gazetesinden.
Tem Paris para si ao telefone, do jornal Paris-Midi.
Telefonunuz var efendim.
Telefonema para o senhor.
Bay Thomas telefonunuz var.
Há uma chamada de longa distância.
- Kullanabileceğim bir telefonunuz var mı?
- Claro. Desculpe, tem um telefone que eu possa utilizar?
Bay Gorchakov, telefonunuz var.
- Diga. - Há uma chamada para si. - Para mim?
- Dedektif Gruer, ikinci hatta telefonunuz var.
Dr. Gruer, chamada na Linha 2. Não vais acreditar nisto.
Dr Littauer, telefonunuz var.
Dra. Littauer, Telefone para si.
Dr. Hodges, üçüncü hatta telefonunuz var.
Dr. Hodges, telefone na linha três.
Şef, telefonunuz var!
Chefe! Tem uma chamada!
Telefonunuz var.
Uma chamada para si.
Telefonunuz var.
Telefonema para si.
Madam Gina! Telefonunuz var.
Espere, menina Gina.
Affedersiniz, Bay Krieger, telefonunuz var. İzninizle.
Desculpe, Sr. Krieger, tem uma chamada para si.
Joel Rifkin, telefonunuz var.
Joel Rifkin, ao telefone.
Bir telefonunuz var, arayan başkan.
Tem uma chamada, o presidente.
Telefonunuz var, efendim.
Tem uma chamada.
- Bay Robinson, 1. hatta telefonunuz var.
- Sr. Robinson, uma chamada na Linha Um.
- Telefonunuz var mı?
- Tem telefone?
Telefonunuz var efendim.
- Tem uma chamada para si.
Telefonunuz var.
- Larry Peterson Burns.
Ödemeli telefonunuz var mı?
- Tem cabine telefónica?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]