English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Y ] / Yanlız

Yanlız translate Portuguese

5,092 parallel translation
- İkimiz yanlız..
- Sozinha e sozinho. Nós dois.
Hiç daha önce yanlız uçtun mu?
- Já alguma vez voaste sozinha?
Paris ile Londra arasında yanlız 1 saat fark var.
Só há uma hora de diferença entre Paris e Londres.
Yanlız bir ebeveyn oldum artık.
De repente fiquei um pai solteiro.
Bizi yanlız bırak.
De-nos um minuto.
Seni yanlız bırakayım.
Eu vou deixa-lo a ele.
Onu yanlız bıraktığında işte başına bu geldi.
Foi o que aconteceu quando a deixaste sozinha.
- Eğer dışarıda yanlız iseniz.. ve etrafınızda şüpheli şekilde dolanan bir yetişkin görürseniz..
- Se és jovem... e achas que um adulto anda por perto a comportar-se ou a agir de uma forma inapropriada...
Bundan kurtulmam mümkün olmayacaktır. Hislerini yiyen bir kız oldum ben, yanlış anlaşılmasın.
Nunca o esquecerei, pois tornei-me a rapariga que come os sentimentos e sempre o serei.
Edwards, nekropsi yapacağız, ve neyin yanlış gittiğini bulacağız.
Edwards, vamos fazer uma necropsia e vamos descobrir o que correu mal.
Bir yanlışınız olmalı. Hayır yok.
- Deves estar enganada.
Hesaplarınız oldukça yanlış ama elementi yine de buldular.
Os seus cálculos estão diferentes do pretendido, mas mesmo assim o Sheldon conseguiu encontrar o elemento.
Bilemiyorum Mort'u bir anda silmek yanlış olur gibi. O bizim arkadaşımız.
Não sei, parece errado livrarmo-nos assim do Mort.
Hocam yanlış anlamazsan, bir dünya bağış topladınız.
Não me leves a mal, imã. Não aceitas mais três almas?
Yaptığımızın yanlış olduğunu düşünmüyor musun?
Não achais que o que fizemos é errado?
Yanlış yapamayız.
Não há como errar.
Yanlış insanları yakaladınız.
- Tem as pessoas erradas.
Lütfen beni yanlış anlamayın ama benden ne istiyorsanız açık açık söyleyin lütfen.
Com todo o respeito, senhor, porque não diz o que quer?
Dr. King, şiddeti kışkırtıyor olsanız da şiddet yanlısı olmayan biri misiniz bayım?
Dr. King, se está a incitar à violência, isso não faz de vocês violentos?
Mağazadaki yanlı moruk kartlarımızı karıştırmış.
A velha da farmácia trocou os nossos cartões.
Ona yanlış evi bulduğumuzu ve elemanı bulamadığımızı falan söyleyelim.
Vamos dizer-lhe que nos enganámos na casa e que não encontramos o tipo, ou assim.
Bu yaptığınız o kadar çok yanlıştı ki...
Sabes, isso foi errado a vários níveis.
Yanlış anlamışsınız.
Isto é um mal-entendido.
Siz çok yanlış anladınız.ÜZgünüm.Onu kastetmedim...
- Está a distorcer a lógica. Desculpe. - Estou correcta?
Bana çok iyi davrandınız. Yanlışlıkla örümcek yedirdiğiniz zaman hariç.
Foram muito boas para mim... menos quando me deram aranhas para comer sem querer.
Bizim başkalarının yanlışlarını affettiğimiz gibi sen de bizim yanlışlarımızı affet.
Perdoai as nossas ofensas assim como nós perdoamos quem nos tem ofendido.
Ne söylersem söyleyeyim yanlış anlaşılacağı bir dönemdeyim, haksız mıyım?
É um dos momentos em que tudo o que eu digo é errado, não é?
Evet, portföy. Takıldığın bir grup kız. Yanlış mesajlar göndermeni engelleyen bir liste.
É um grupo de miúdas com quem te enrolas, o que te impede de enviar a mensagem errada.
Yanlış kızıl saçlıyı öldürmüş olabiliriz.
Se calhar, matámos a ruiva errada.
Yanlış duymadınız.
Ouviram-no.
Başımızın belada olmaması gerek yanlış birşey yapmadık.
- Não fizemos nada de mal.
Delta psi'ın başkanı olarak size bu yanlışı düzeltmenin bir yolunu bulacağımızın sözünü veriyorum.
Prometo-lhe, como presidente da Delta Psi, que arranjaremos forma de reparar este erro.
- Kahrolası barış yanlılarından mısınız?
É um pacifista?
Oh, sanırım hepimiz onun feci bir yanlış anlama olduğunu anlayacağız.
Creio que todos chegaremos à conclusão de que tudo não passou de um grande mal-entendido.
Yanlış anlaşılma için üzgünüm ama biz Fraida'nın güzel kızı Fraida Jr. için gelmiştik.
- Perdoe a confusão nos referimos á sua atraente filha.
Yanlış anlaşılmalarımız vardı.
Tinhamos nossos desentendimentos.
- Sizin aşık olma fikriniz, yanlız insanların sonuna kadar dayanmaları.
Não!
- Yanlız insanlar mı?
Asneira, rapaz.
Az kalsın hayatımızın en büyük yanlışını yapıyorduk.
Quase tomámos a pior decisão das nossas vidas.
Görevlilere, yanlış kızı aldıklarını söylemiş.
Sim, disseram os policiais que pegou a garota errada.
Hiç yanlış yapmadığınız için sizi öldüreceğim!
Vou matá-lo, porque não fez nada de mal.
Ya yanlış olana atlasaydınız?
E se saltam para a errada?
Ya da beni yanlış anlamazsanız... belki başka bir mekan düşünebiliriz.
Ou, se me permitem que seja arrojado, podíamos ponderar outro local.
Yanlış kurbağayı tutukladınız!
Apanharam o sapo errado!
Dinleyin, size söylüyorum... yanlış kurbağayı yakaladınız!
Ouve, estou a dizer-te, tens o sapo errado!
Yanlış kurbağayı yakaladınız.
Não, apanhaste o sapo errado!
Neler olduğunu bilmiyorum, ama emin olun, yanlış adamı yakaladınız.
Não sei o que se passa aqui, mas apanharam o tipo errado.
Yanlış adamı yakaladınız.
Apanharam a pessoa errada.
Yanlışlıkla vitesten attığında kırmızı ışık yanıyor mu?
Acende uma luz vermelha quando falhas uma mudança?
Yapayalnız kalmanın, yanlış anlaşılmış olmanın anlamını bilen tek kişi sensin.
És o único que sabe o que se sente quando se está sozinho. Incompreendido.
Bu yanlış, çocuklar biz bir takımız.
Isto está errado, somos uma equipa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]