Zamanlarda translate Portuguese
11,373 parallel translation
Son zamanlarda dalgındı.
Ela parecia distraída ultimamente.
Geçmediği zamanlarda da geçmesini dilerdik.
E quando ele não estava fora, nós desejávamos que estivesse.
Violet'in beni sevdiği zamanlarda ki resimlere bakıyorum.
Fotos minhas e da Violet. De quando ela me amava.
Akademide olduğum zamanlarda bir gemiyi hiper uzaydan çekmeye yetecek güce sahip olan ve üzerinde yerçekimi projektörleri olan yeni bir gemi geliştiriyorlardı.
Quando estava na academia, estavam a desenvolver... uma nova nave com projectores de poços de gravidade... que podiam puxar uma nave do hiperespaço.
En çok ihtiyaç duyduğum zamanlarda her zaman yanımdaydın.
Sempre estiveste lá quando precisei.
Son zamanlarda aramızın pek iyi olmadığını biliyorum.
Sei que as coisas não têm sido maravilhosas entre nós.
Görüşmenin tam sonuna gelmişken Kayla birden bire çözülerek Brendan adında bir kuzeni olduğundan ve Brendan'ın son zamanlarda tuhaf davrandığından bahsetmeye başladı.
E no fim da entrevista, a Kayla, do nada, disse-nos que tinha um primo chamado Brendan e que ele andava "muito estranho".
Hatırla, o zamanlarda anahtarı, torpido gözünde saklamıştın?
Lembras-te da chave que escondeste na gaveta daquela vez?
- İneklemediği zamanlarda, koca Doug bize eğlenmeyi öğretiyordu.
Quando não estava a estudar... Doug estava a nos ensinar a divertir. - Assim fui.
Söylesene... Memlekette olduğu zamanlarda kimdir bu Nazır Bryce?
Diz-me... quem é este secretário Bryce quando está em casa?
Genç olduğum zamanlarda mevki ve rütbe için kral ve ülke adına tehlikeye atıldım.
Quando eu era mais novo, eu arrisquei tudo pelo rei e pelo país, por um lugar e posição.
Son zamanlarda haberleri izledin mi?
Tens visto as notícias ultimamente?
Aynaya baktın mı son zamanlarda?
Tens-te visto ao espelho ultimamente?
Cesur ve dürüst bir adam. En umutsuz zamanlarda bile bu kitabın yazarına destek oldu.
Um homem honesto e corajoso que ficou ao lado deste escritor em tempos de desespero e amargura.
- Ben de son zamanlarda -
- Tenho andado ocupado com...
Son zamanlarda bu köpeğin nesi var böyle?
O que tem aquele cão ultimamente?
Stephanie bazı sorunlar yaşıyor ve Michael son zamanlarda tuhaf davranıyor. Hatta Michael'a göre bile. Ve...
A Stephanie tem tido alguns problemas e o Michael tem agido de forma estranha, mesmo sendo o Michael, e...
Son zamanlarda bir yere gitmiş olabilir misiniz?
Talvez tenham ido a algum lado nos últimos tempos?
Biz Ruslar'ın son zamanlarda Avrupa'da karışık bir şöhreti var.
Nós Russos tivemos recentemente na Europa uma reputação mista.
Hadi, son zamanlarda bana çok yardım ettin.
Sabes o quanto me tens ajudado.
Hem iyi hem de kötü zamanlarda aile önce gelir.
A família vem em primeiro lugar em tempos bons ou maus.
Arılar son zamanlarda öldüler.
Essas abelhas morreram recentemente.
Uyuyamadığım zamanlarda bana şarkı söylerdi.
Quando não conseguia dormir... Ela cantava para mim.
Sabunun olmadığı zamanlarda yaşamışlar.
Elas viveram na época em que não existia sabonete.
Son zamanlarda kaldığım bir yerde çok satranç oynardık ve bu da, piyonunuzu tahtanın sonuna kadar götürüp vezir ile değiştirdiğiniz türden bir değişiklik.
Onde eu estive hospedado, jogávamos muito xadrez e este é o tipo de mudança em que leva o seu peão para o fundo do tabuleiro e ele se transforma numa rainha.
Ciddi tehdit altındaki zamanlarda saldırgan bir tavır takınabilirsiniz, Eğer Amerika Dünya'daki en büyük ulus olma, ödülüne bağlı kalırsa...
E em tempos de grande ameaça, montar uma ofensiva agressiva, se a América se quiser apoiar nesse troféu de ser a maior nação do mundo.
Portekizcenin hikâyesi Galiçya Krallığı'nda Orta Çağ'da dilin sanat ifadesi olarak görüldüğü zamanlarda başlar.
A história da língua portuguesa começou no Reino da Galiza. - Desculpem. - Na idade média... quando a linguagem era vista como uma expressão de arte.
Kardeşin ; Sibirya'nın yılın bu zamanlarda daha nazik olduğunu öğrenecek.
O seu irmão vai achar a Sibéria mais agradável nesta altura do ano.
Çok yakın ahbabımdır ve son zamanlarda uzun süre evvel ölen ailesinin hala hayatta olduğunu düşünüyor.
É um grande amigo meu. Recentemente, convenceu-se de que a sua família, falecida, está viva.
Kraliyet Hollandalı kabuğu son zamanlarda söylüyorum 10.000 işçi serbest bırakılacak Bg grubu ile birleştiği için, ancak en azından bu sene ödeme yapmaya devam et. BP, exxon mobil, conoco, Yıldız işaretleri ve şivron...
A Royal Dutch Shell acaba de informar que vai despedir 10,000 funcionários devido à fusão com o Grupo BG, mas irá indemnizar todos ainda este ano BP, Exxon Mobil, Conoco, Phillips e a Chevron...
Son zamanlarda ne düşünüyorum, biliyor musun?
Sabes no que tenho pensado muito?
Böyle zamanlarda para kazanmaya çalışan birine kızamazsın.
Nos dias actuais, não podes culpar alguém por tentar levantar dinheiro.
Eski belediye başka Dawn Kösemen bugün parmaklıklar ardına girdi. Son zamanlarda Zootopya'yı esir alan vahşi saldırıların başı olarak suçlanıyor.
A antiga presidente, Dawn Bellwether foi presa hoje, culpada de manipular os ataques selvagens que se alastraram por toda a Zootrópolis.
Omuriliğe çok yakın olunca son zamanlarda kendimi de pek iyi hissetmiyordum zaten.
Só que está tão perto da coluna... e não tenho estado bem ultimamente. Não tem estado bem?
Son zamanlarda koyunlara kurtlar dadanmış, o yüzden av tertip ediyorlar.
Sim, aparentemente andam alguns lobos a matar as ovelhas... e eles andam a organizar uma caça.
Her şeyin ilk başladığı zamanlarda Janet gece yarısı burada uyanmaya başladı.
Perto de quando tudo isso começou, a Janet começou a acordar aqui, a meio da noite.
Son zamanlarda süte niye bu kadar merak saldın?
Porque é que tem, comprado leite, ultimamente?
Diğer zamanlarda sahnenin kenarında bekliyorum.
No resto do tempo, fico apenas de um dos lados do palco.
Peki, bu zamanlarda, benim gibi aklını kaçırmışsın hırsı varsa.
Bem, nos tempos de hoje, tens que estar fora da tua mente se tens a mesma ambição.
Son zamanlarda zihnim, sayfaları karışmış bir kitap gibi ancak, emin olduğum tek bir şey var.
Ultimamente, a minha mente tem sido como um livro com páginas bagunçadas, mas tenho a certeza sobre uma coisa.
Büyücüler saklanmaya başlamadan önce, Mugglelar'ın bizi avladığı zamanlarda genç büyücü ve cadılar zulüm çekmemek için bazen güçlerini bastırırlardı.
Antes dos feiticeiros andarem escondidos, quando ainda estávamos a ser caçados pelos Muggles. Jovens feiticeiros e bruxos às vezes, tentavam suprimir a sua magia para evitarem a perseguição.
Kaptan, son zamanlarda evinizde sorun yaşıyor musunuz?
Comandante, tem tido problemas em casa?
Son zamanlarda evinizde sorun yaşıyor musunuz?
Tem tido problemas em casa?
Son zamanlarda pek kendinde değilsin.
Tens andado escondido.
Son zamanlarda Warren'ı gördün mü?
Tens visto o Warren recentemente?
Son zamanlarda ne diyordun?
O que tens feito ultimamente?
En zor zamanlarda cevap verdiler.
Responderam à chamada na vossa hora difícil.
Son zamanlarda erkeklerde güzellik salonuna gidiyor.
Na verdade, os rapazes também fazem as unhas.
Ama son zamanlarda polis sık sık baskın yapıyor.
Mas ultimamente, a polícia invade o local.
Eskiden olduğum ve şu an dönüştüğüm kişinin çirkinliği karım ve çocuklarımı görmeye gittiğim zamanlarda en yoğun halini alıyor.
Como poder. A tristeza do que fui e de quem eu sou agora é mais forte quando vejo a minha esposa e os meus filhos.
İkimiz de, tiyatromun son zamanlarda zor günler geçirdiğini biliyoruz. Pekâlâ, dinle.
Certo, ouve.
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanım var 22
zaman geldi 92
zamanımız azalıyor 34
zamanım olmadı 22
zamanı gelince 71
zamanımız tükeniyor 18
zamanın var 16
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanı geldi 236
zamanım var 22
zaman geldi 92
zamanımız azalıyor 34
zamanım olmadı 22
zamanı gelince 71
zamanımız tükeniyor 18
zamanın var 16
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanı geldi 236