Zamanını harcıyorsun translate Portuguese
279 parallel translation
- Zamanını harcıyorsun.
- É perda de tempo.
Zamanını harcıyorsun.
Está a perder tempo.
Kelly, zamanını harcıyorsun.
Kelly, estás a perder o teu tempo.
İndirim yok. Değerli zamanını harcıyorsun.
Estás a desperdiçar tempo valioso para o teste.
Zamanını harcıyorsun.
Perde seu tempo.
Bu insanlarla zamanını harcıyorsun, benmle bir hayat kurmaya başladığından beri sen de az çok biliyorsun.
Desperdiça o seu tempo com pessoas que nem conhece, quando devia estar a construir a sua vida comigo!
Neden onunla zamanını harcıyorsun?
Porque perdes tempo com ela?
Sanırım zamanını boşa harcıyorsun, Komiser.
Acho que está a perder o seu tempo.
- Zamanını boşa harcıyorsun.
- Está a perder o seu tempo.
Zamanını boşa harcıyorsun.
Está a perder o seu tempo.
Bay Gentry'nin peşinden koşarak zamanını boşa harcıyorsun.
Perde o tempo perseguindo ao senhor Gentry.
O işe yaramad bahçede niçin zamanını boşa harcıyorsun?
Porque perdes o teu tempo nesse jardim estúpido?
Zamanını ne için boşa harcıyorsun?
Por que perdes tempo?
Zamanını harcıyorsun!
Está a perder tempo.
Bay McCord, zamanını boşa harcıyorsun.
Sr. McCord, está perdendo o tempo.
Zamanını boşa harcıyorsun.
Estás a perder tempo.
Zamanını boşa harcıyorsun, dedi.
Falou que estou perdendo tempo
Direnerek zamanını boşa harcıyorsun
Nenhum de nós resiste
Zamanınızı boşa harcıyorsun.
Já está bem. Basta. Perdem o tempo!
Eğer bu korkunçluk karşısında kibar olmadığımı düşünüyorsan zamanını boşa harcıyorsun.
Escuta, se viesse me dizer... que não seja pouco amável com esse miserável... gasta saliva.
- Zamanını boşa harcıyorsun!
- Perdem o vosso tempo!
Zamanını boşa harcıyorsun.
Perde seu tempo.
Zamanını boşa harcıyorsun Fergy.
Estás a perder tempo, Fergy.
Zamanını boşa harcıyorsun.
Estás a perder o teu tempo.
Tam profesyonel işi, zamanını boşa harcıyorsun.
É perder tempo.
Zamanını boşa harcıyorsun.
Está a perder tempo.
Zamanını boşa harcıyorsun! O keş için değmez!
Estás a perder tempo, o chavalo não vale nada!
Bizim ne Nimitz adında bir uçak gemimiz var ne de Kaptan Yelland diye bir komutanımız Sana önerim, bok kafalı, başka bir bok kafalının rolüne bürünmeyi kes ve bu kanaldan ayrıl. Bizim zamanımızı harcıyorsun.
ja que nao ha um porta-avioes Nimitz, nem existe nenhum Capitao Yelland, sugiro, imbecil, que deixe de passar por outro e saia do ar.
Zamanını niye kimsenin basmayacağı komünizm propagandalarıyla harcıyorsun?
Por que quer perder tempo... em propaganda vermelha que nada irá publicar?
Burada zamanını boşa harcıyorsun Şerif.
Está a perder o seu tempo aqui, Xerife.
O benimle evlenecek. Zamanını boşa harcıyorsun.
Ela vai se casar comigo, está perdendo tempo.
Zaman harcıyorsun. Yıldız haritalarını şimdi bana ver.
- Dá-me os mapas estrelares agora.
- Zamanını boşa harcıyorsun.
- Estás a perder tempo.
Zamanını boşa harcıyorsun.
Estás a perder o teu tempo!
Neden zamanını kata yaparak harcıyorsun?
Porque estás a perder tempo com o kata?
Zamanını boşa harcıyorsun.
Estas a perder o teu tempo.
Zamanını boşa harcıyorsun!
É perda de tempo.
Zamanını boşa harcıyorsun.
Está a perder tempo precioso.
Oğlum, bu döküntülerlerle zamanını, Niye boşa harcıyorsun?
Filho, porque é que perdes o teu tempo com este lixo?
Frank, burada zamanını boşa harcıyorsun. Yüce Jim kesin talimat verdi. FBl giremez.
Frank, perdes o teu tempo, o Jim não quer nada com o FBI.
Zamanını boşa harcıyorsun, Watson.
- Está a perder o seu tempo, Watson.
Düşündüğüm şeyi öneriyorsan, zamanını boşa harcıyorsun.
Se estás a sugerir o que julgo que estás a sugerir, perdes o teu tempo.
Yamok salçası almaya çalışıyorsanız zamanını boşa harcıyorsun.
Se estás a tentar comprar molho yamok, estás a perder tempo.
Quark, sen hem benim hem de kendi zamanını boşa harcıyorsun.
Quark, estás a desperdiçar o teu tempo e o meu.
Zamanının çoğunu bu boku yapmaya harcıyorsun.
Estamos é interessados em saltar-lhes para a cueca.
Zamanını harcıyorsun.
Está desperdiçando o seu tempo.
Teslim olmamı istemek için buraya geldiysen zamanını boşa harcıyorsun.
Se está aqui para pedir que me renda, está a perder o seu tempo.
- Zamanını boşa harcıyorsun, Garak.
- Está a perder o seu tempo, Garak.
Evine git doktor. Zamanını boşa harcıyorsun.
Vá para casa Dra. Está a desperdiçar o meu tempo.
- Niye böyle dalavereler'le zamanını boşa harcıyorsun?
- Porque é que perdes o teu tempo com isso?
Başka insanların ihtiyaçları için çok zaman harcıyorsun. - Benim dışımda.
Passas muito tempo ocupado com as necessidades dos outros... excepto as minhas.
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanımız azalıyor 34
zamanım var 22
zamanım olmadı 22
zaman geldi 92
zamanın var 16
zamanı gelince 71
zamanımız tükeniyor 18
zamanı geldi 236
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanımız azalıyor 34
zamanım var 22
zamanım olmadı 22
zaman geldi 92
zamanın var 16
zamanı gelince 71
zamanımız tükeniyor 18
zamanı geldi 236
zamanını boşa harcıyorsun 43