Zor bir soru translate Portuguese
219 parallel translation
Bu çok zor bir soru.
Essa é uma pergunta difícil.
Bu çok zor bir soru.
Essa é uma pergunta muito directa.
Bana zor bir soru soruyorsun, Bay Boyd.
Está fazendo uma pergunta difícil, Sr. Boyd
- Zor bir soru!
- Pergunta-me cá cada uma...
Zor bir soru, efendim.
É uma pergunta difícil, meu general.
Zor bir soru.
Essa é difícil.
Bu kadar zor bir soru sormamalıydın.
Porque lhe fizeste uma pergunta tão difícil?
- Çok zor bir soru.
- É um caso difícil.
Bu, zor bir soru.
Essa é difícil.
Bu çok zor bir soru, Charlie.
Essa pergunta é muito importante, Charlie.
Bak bu zor bir soru, Steve.
Como hei-de dizer à Marcy? Esse é um problema espinhoso, Steve.
"Zor bir soru."
É uma pergunta difícil.
Bu zor bir soru, çünkü Coda'yla, Candy'le ve Shasta'yla da oynaştım.
Bem, essa é difícil, porque eu fiz-lo com a Uta, Candy e Shasta.
Zor bir soru biliyorum. - Şansımı denemek istiyorum.
Sei que é uma decisão difícil.
Bayağı zor bir soru oldu galiba.
Pergunta difícil.
Zor bir soru.
É uma pergunta difícil.
Bu zor bir soru.
Pergunta enganadora. Erm...
Size zor bir soru sormam gerek.
- Tenho de lhe pôr uma questão dificil.
Zor bir soru, ama şansımı deneyeyim.
Essa é tramada... Mas vou tentar explicar.
Larry, zor bir soru sordun...
Bem, Larry, é uma pergunta difícil.
Doug, sana zor bir soru sormak zorundayım.
Doug, tenho de lhe fazer uma pergunta difícil.
Zor bir soru.
Com essa apanhaste-me.
Zor bir soru.
É um bocado sinistro.
O kadar zor bir soru sormadım, evlat.
Poça, isto não é escolha múltipla.
- Zor bir soru efendim.
Isso é uma pergunta difícil, General.
Zor bir soru.
É difícil de dizer.
Zor bir soru.
- Essa é muito difícil.
Zor bir soru değil.
Não é uma pergunta difícil.
Bu cevaplanması zor bir soru
A questão é muito difícil de responder.
Bunun zor bir soru olduğunu biliyorum ama eşinizle aranızda sorunlar var mıydı?
Sei que é uma pergunta difícil, mas o senhor e a sua esposa tinham problemas?
Neyse, bu zor bir soru.
Enfim, é uma pergunta difícil.
Bu zor bir soru.
Essa é difícil.
Bu tür bir para için zor bir soru.
- Não consigo tanto dinheiro.
- Bu çok zor bir soru çocuklar - Ama sorulması gereken ben değilim sanırım
- Trabalhei nisto um ano inteiro.
Bu zor bir soru... çünkü, bildiğiniz gibi, fiziksel cazibe- - gerçekten kimyasal bir olaydır.
Isso é uma pergunta difícil, porque a atracção física é... é uma questão de química, na verdade.
Oldukça zor bir soru bayan.
Essa é uma boa pergunta, senhora.
- Zor bir soru.
- Essa é difícil.
Onu küçümsemek için kasten zor bir soru sordunuz.
Está deliberadamente a fazer uma pergunta difícil para o baralhar.
Ve sen baba dedin ki "Bana zor bir soru sor." Ben de sordum :
E tu disseste-me "faz-me uma pergunta difícil"
bunun gerçekten de zor bir soru olduğu düşünülmeli. akademik seminerlerde, ve felsefe lisans programlarında vs... oldukça can sıkıcı ve ancak yine de, değindiğim yol gösterici ilkeler ışığında bence basit bir cevabı var. yani, ABD nin resmi terörizm tanımını kabul edebiliriz.
É suposto ser uma pergunta bem difícil. Seminários académicos e programas de graduação em filosofia, etc - uma pergunta tormentosa e complexa. Contudo, de acordo com as linhas orientadoras que mencionei, acredito que há uma resposta simples, nomeadamente recorrendo à definição americana oficial de terrorismo.
- Grant'in mezarında kimin gömülü olduğunu sorsan, daha zor bir soru olurdu.
É mais difícil dizer quem está sepultado no túmulo do Grant. Chega de brincadeiras.
Bakın. Kendime çok zor bir soru sordum.
Eu tive que perguntar a mim própria uma questão muito difícil.
Bu çok güzel bir soru, ama anlatması biraz zor.
É uma boa pergunta, mas mas é muito dificil explicar.
Bu zor bir soru.
O porquê é uma questão assaz difícil...
Yanıtlaması zor bir soru.
É difícil dizer.
Sizin için zor bir an olduğunu biliyorum ama birkaç soru sormak istiyorum.
Sei que é má altura, mas gostaria de lhe fazer umas perguntas.
Bunun sizin için zor bir zaman olduğunu biliyorum ama işleme başlamadan birkaç soru sormalıyım.
Sei que é uma hora difícil, mas devo seguir o protocolo... e fazer algumas perguntas antes de dar entrada na apólice.
Bir sürü zor soru sorup duruyor.
Já vejo muitas perguntas difíceis.
Nasıl hissettiğinizi anlıyorum ve bunun ne kadar zor olduğunu tahmin edebiliyorum ; ama olaylar hafızanızda yeni iken size bu olay hakkında bir kaç soru sormalıyız.
Eu entendo como todos vocês têm que estar sentindo... e eu sei que vai ser difícil... mas nós precisamos fazer perguntas relativo aos eventos de hoje... enquanto eles ainda estão frescos em sua mente.
- Zor bir soru mu bu?
É idiota?
- Zor bir soru soracağım.
- Finjo que morrem.
zor bir durum 34
zor bir gündü 18
zor bir gün geçirdim 20
bir sorun mu var 1028
bir sorum var 102
bir soru sorabilir miyim 94
bir sorun yok 90
bir sorunum var 94
bir sorum daha var 29
bir sorunun mu var 37
zor bir gündü 18
zor bir gün geçirdim 20
bir sorun mu var 1028
bir sorum var 102
bir soru sorabilir miyim 94
bir sorun yok 90
bir sorunum var 94
bir sorum daha var 29
bir sorunun mu var 37
bir sorunumuz var 196
bir soru sordum 17
bir sorun var 192
bir sorun var mı 26
bir soru 42
bir soru daha 41
bir sorun çıktı 25
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
bir soru sordum 17
bir sorun var 192
bir sorun var mı 26
bir soru 42
bir soru daha 41
bir sorun çıktı 25
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
soru 130
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
sorun mu var 211
sorun olur mu 68
sorun değil tatlım 17
soru yok 54
sorun nedir 2736
sorunlar 17
soru 130
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
sorun mu var 211
sorun olur mu 68
sorun değil tatlım 17
soru yok 54