Âna translate Portuguese
67 parallel translation
- Öğrenebilir miyim? - Öğrenince söylerim Richard çünkü şu âna kadar anlayabilmiş değilim.
Sim, Ricardo, quando eu souber, porque juro que ainda ignoro.
Hadi, evlat. Şimdi tarihi bir âna tanıklık edeceksin.
Agora é que é.
Onu bulduğum âna lanet olsun!
Maldição o momento em que a encontrei.
Amerika'yı ve İngiltere'yi alt etmek için son âna dek savaşacağız.
Para derrotar a América e a Inglaterra, lutaremos até ao fim.
Bu, o âna dek kara birliklerinin desteğinde yapılan en ağır ve yoğun hava saldırısıydı.
Foi o ataque aéreo mais intenso e concentrado em apoio de tropas terrestres alguma vez feito.
Dresden. O âna dek savaşın pek de yanına ilişmediği sakinlerinin bir şekilde kutsal olduğuna inandığı o müthiş, güzel ve tarihî şehirde uzmanların deyimiyle taş üstünde taş kalmamıştı.
Dresden, uma bela e imponente cidade-museu, que a guerra pouco afectara e cujos habitantes consideravam inviolável, tornou-se em termos técnicos um caso grave de sobre-bombardeamento.
Hitler, askere alma yaşını on altı buçuğa kadar düşürdü ve o âna dek daha ivedilikli işleri nedeniyle savaştan kaçanlarla yolunu buldu.
Nesse Outono, Hitler reduziu a idade de recrutamento para 16 anos e meio e arrastou quem até então escapara alegando executar trabalho essencial.
Ancak Ruslar neredeyse son âna kadar yargılama olmaması gerektiği konusunda ısrarcı oldular. O adamlar suçluydu ve yakalandıkları anda idam edilmeliydi.
Contudo, os russos insistiram quase até ao fim de que não devia haver julgamentos, eles eram criminosos e deviam ser executados assim que fossem apanhados.
12 görevlinin omuzlarında taşıdığı... Mukaddes Peder'i taşıyan Adjustortoria koltuğu... Papa'nın mukaddesatını tüm dünya... ile paylaşacağı âna balkona götürülür.
12 ajudantes levam... o sólio pontifício, com o Santo Padre, que é trazido à sacada central... onde confere sa ua bênção a Roma e ao mundo.
Şu âna dek. - Ya.
Até agora.
Bu yüzden şu âna kadar sesimi çıkarmadım.
Foi por isso que não disse nada antes.
Uygun âna kadar bekledim.
Esperei até o momento certo.
Şu âna kadar nasılım Nicky?
Como me estou a sair, Nicky?
Son âna kadar beklemeyi tercih ediyorum.
Gostaria de adiar isso o mais possível, devido à decomposição.
O âna kadar yanlış bir şey yapmadın.
E, até então, você não tinha feito nada.
Hadi, adem elmasını fark ettiğin âna gel.
Vai directamente para a parte em que descobres a maçã-de-Adão.
Şu âna kadar bunu hiç düşünmemiştim.
Nunca tinha pensado nisso até agora.
Şu âna kadar geçerli bir sebebim yoktu ama o kimliği belirsiz DNA'yı kendiminkiyle karşılaştırdım.
Acho que eu não tinha motivo até agora, mas... testei meu DNA contra... a amostra desconhecida.
Buraya gelmek gibi delice bir şeye karar vermemden önceki âna geri döneceğim.
Vou voltar para trás, depressa, para reverter o movimento da Terra, voltar atrás no tempo, até antes de ter decidido vir cá.
Benim satıIık bir adam olduğumu düşünüyorsan seni kürsüye çıkaracağım âna kadar bekle.
Se pensa que fui comprado espere até chegar ao tribunal. Não deixe o meu silêncio enganá-lo.
Vaughn'un sana değer verdiğini ilk anladığın âna dön.
Onde estava quando percebeu pela 1ª vez que o Vaughn gostava mesmo de si.
- Şu âna kadar Nick'in geçmiş veya mevcut dosyalarında göze çarpan biri yok.
Até agora, nenhum dos casos activos ou recentes do Nick sobressai.
O âna kadar tüm yüreğinizde ve bedeninizde hissedebileceğinizi bilmezdim.
Até então, eu não tinha percebido que podia sentir com o coração e com raça.
O âna kadar, hayatımın ne kadar sığ geçtiğini fark etmemiştim.
Até então não tinha percebido o quanto a minha vida tinha sido tão fraca.
Ardımızda 200 yıl bıraktık, ama şu âna kadar, elde ettiğimiz hiçbir şey yok.
Deixámos esses 200 anos para trás, e até agora, não ganhámos nada.
Şu âna kadar.
Até agora.
Pekala, tatlım, tarihte o âna gelinceye kadar, takipçilerinin pek çoğu tarafından İsa, büyük bir peygamber olarak görülüyordu büyük ve kudretli bir adam olarak, ama buna rağmen sadece bir insan.
Bem, ma chère, até aquele momento histórico Jesus era visto por muitos dos seus seguidores como um grande profeta... Um mortal.
Ömrünün 40 yılı, kaderdeki bu parıldayan tek âna çıkan dosdoğru bir yol olmuştu. Kalkan ve mızrağın, kılıç ve kemiğin et ve kanın bu ışık saçan çarpışmasına çıkan bir yol.
Os seus 40 anos foram uma estrada em linha recta até este bruxuleante momento no destino, este choque radiante de escudo e lança, de espada e osso, e de carne e sangue.
Şu âna kadarki en yüksek rakam bu.
Esta é a leitura mais alta que recebi até agora.
Şu âna kadar o kamyonu kimin yüklediğini bilmiyorduk.
E nós nunca soubemos quem o carregou, até agora.
Jason'ın arabaya bindiği âna bak.
Repara na parte em que o Jason se senta à frente.
Şu âna kadar hiç kimsenin yapmadığı bir şey yapacağım.
Eu vou fazer algo que homem nenhum nunca viu antes.
Şu âna kadar öyleydi.
Até agora.
Şu âna kadar belli bir düzen olduğunu söylemek imkânsızdı.
Duas mortes, em 12 horas, estou certo?
Şu âna kadar pek kolay olmadı.
Não foi muito fácil.
Bunu uydurdun mu, yoksa şu âna mı saklıyordun?
Acabaste de inventar essa, ou estavas a guardá-la?
- Şu âna kadar.
- Até agora.
Şu âna kadar temiz.
- Até agora, tudo limpo.
Şu âna kadar üç tür çıktı.
Até agora 3 tipos :
Şu âna kadar diğer iki kurbanla arandaki tek ortak nokta, adlarınızın aynı olması.
Até agora, a única coisa que tens em comum com as nossas duas outras vítimas é o teu nome.
Şu âna kadar gördüğümüz en büyük, en parlak yıldız.
A maior e mais brilhante estrela que vimos até agora.
Şu âna kadar gördüğümüz her şey Samanyolu'nun içindeydi.
Tudo o que já vimos pertence à Via Láctea.
Son âna sıkıştı.
Pensava que era tofu.
Ama şu âna kadar onunla Nelson arasında bir bağlantı bulamadım.
- Até agora não encontrei - ligação entre ele e o Nelson. - E duvido que consigas.
Zaten ortadan kaybolduğu âna kadar o adama âşıktım.
De qualquer maneira, amei o homem até ao dia em que desapareceu.
- Bu âna odaklanacağız, tamam mı?
Vamos concentrar-nos no presente.
Bu çocukların kurtulduğu âna bir türlü alışamadım.
Nunca me acostumo bem com estas crianças a sobreviverem.
Ama hangi kadın ilk yaptığı âna geri dönmeyi istemez?
Mas qualquer mulher relembra a sua primeira vez com carinho.
Sözlerin yerini sessizliğe bıraktığı bu âna
Até ao momento onde o discurso Desaparece no silêncio
Bizim kahramanımızın hikâyesinde kendi kendine "bir dakika ya" dediği âna tekâbül eder.
No caso da nossa protagonista, É o momento em que ela pensa. "Espera um minuto."
Şu âna kadar hayır.
Só foi agora.
anais 22
anastasia 21
anatole 22
anaheim 22
anam 27
anahtar 216
anahtar nerede 69
analiz 16
anahtar yok 22
anahtarın var mı 25
anastasia 21
anatole 22
anaheim 22
anam 27
anahtar 216
anahtar nerede 69
analiz 16
anahtar yok 22
anahtarın var mı 25
anahtarım 16
anahtarınız 21
anahtarlar 155
anasını s 16
anahtarlar nerede 34
anahtar mı 23
anahtarı ver 58
anahtarı bana ver 23
anavatan 26
anahtarlarım 16
anahtarınız 21
anahtarlar 155
anasını s 16
anahtarlar nerede 34
anahtar mı 23
anahtarı ver 58
anahtarı bana ver 23
anavatan 26
anahtarlarım 16