English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Ç ] / Çok hızlı değil

Çok hızlı değil translate Portuguese

135 parallel translation
Hey, çok hızlı değil.
Hey, não tão rápido!
Hey, çok hızlı değil.
- Aah! - Aah!
Çok hızlı değil.
Mas devagar.
Çok hızlı değil mi?
É tudo muito rápido, não é?
Çok hızlı değil mi, Hubert?
Vamos muito depressa, Hubert?
Çok hızlı değil.
Não tão rápido
Çok hızlı değil.
Não tão rápido agora.
Çok hızlı değil.
Não tão rápido.
Çok yavaş değil. Çok hızlı değil. Biliyorum
Nem muito rápido, nem muito lento.
- Şimdi çok hızlı değilsin değil mi Quicksilver?
Não é tão rápido agora, não é, Mercúrio? É?
Çok hızlı değil.
- Calma. Mais devagar.
Çok hızlı değil. Birinci için bana cevap ver :
Responda-me primeiro...
Çok hızlı değil.
Não tao rápido
Acele et, ama çok hızlı değil.
Despacha-te, mas não muito depressa.
Yok yok ben hepsini bitirdim, biraz hızlıyımdır da, şey aslında çok hızlı değil.
Não, não, já acabei. Sou muito rápido. Não sou demasiado rápido.
Seni uçurmalıdır, ama çok fazla ve çok hızlı değil.
Tem de levantar a moral, mas não muito nem muito depressa.
- Çok hızlı değil.
- Mais devagar.
Çok hızlı hareket etmiyor, değil mi?
Também não andam muito depressa.
Ondan çok daha hızlı düşerim, değil mi?
Eu vou cair muito mais rápido do que aquilo, não vou?
Yosunlar tuhaf bir şekilde çok hızlı büyüyor, değil mi kardeşim?
O musgo cresce muito depressa, não achas?
Çok da hızlı değil.
Não muito mais rápidos.
Jed, sen çok hızlı koşarsın, değil mi evlat?
Jed, corre rápido, não é, rapaz?
Bu tamamen doğru değil. Sadece tarama için çok hızlılar.
Não é exatamente correcto, estão aqui, apenas não o tempo suficiente para registar.
Bu çok hızlı bir seyahat, Muriel, eğlenceli değil.
Isto é uma viagem de trabalho, Muriel. Não de prazer.
Tamam, Spike, çok hızlı değil.
Ok, Spike, não tão rápido. Whoa! Ok.
- Çok hızlısın, değil mi?
- Não perde tempo, pois não?
Uzman görüşüne göre bu defterler çok hızlı kaleme alınmış ya da çok yavaş, ya kadın ya erkek, ya öfkeli ya dingin. Yazan solak ya da sağlak, o bir bilim adamı ya da değil.
A opinião dos peritos diz, que este caderno foi escrito muito depressa ou muito devagar, por um homem ou uma mulher, com raiva ou por brincadeira, o autor era destro ou canhoto, cientista ou não...
Çok hızlı da değil.
Não rápido demais.
Gemisini hızlıca bir kontrol etmek çok fazla bir istek değil.
Uma verificação rápida à nave dela não é pedir muito.
Fred çok şey yapmış olabilir fakat hırsızlık buna dahil değil.
O Fred pode ter muitos defeitos mas não é ladrão.
Çok hızlı konuşuyorsunuz. İngilizcem pek iyi değil.
Por favor, fala muito depressa, o meu inglês é pouco bom.
Dönüşler diğeri kadar hızlı değil ama, düşünce... Çok eğlenceli.
As voltas não são tão rápidas, mas, quando o Snoopy cai... tem piada!
- Çok hızlılar, değil mi?
- São velozes, não são?
Sen çok doğal birisin. Simetrik birisin. Sen çok hızlısın, değil mi?
É espontâneo, é simétrico, é é rápido, não é?
Çok hızlı geçti, değil mi?
Aconteceu tão rapidamente, hã?
Çok hızlı geldik, değil mi?
Chegámos cá depressa.
Çok hızlı olduğu için. Ezik olduğun için değil.
Mas só pela rapidez da coisa, não por seres um falhado.
Çok iyi. Sanırım çok hızlı hareket ediyoruz değil mi?
Talvez nós estejamos a ir depressa de mais.
Çok hızlı gittiniz, değil mi?
Você foi muito rápida, não foi?
Sözler bu gemide çok hızlı dolaşıyor, değil mi?
As estórias andam rápido nessa nave, não é?
Hayır, biraz daha hızlı, ama çok değil.
Não, um pouco mais rápido, mas não muito.
Ama çok uzağa değil, çok hızlı da değil.
Vou deixá-lo ir... mas não muito longe, nem muito depressa.
Ama bu sözümü tutmaya başlamadan önce... şunu da belirtmek istiyorum ki Casey sana uygun biri değil... bence siz çok hızlı gidiyorsunuz.
Mas antes da promessa ficar em vigor... Quero que fique registado que na minha opinião o Casey não é bom para ti... e que acho que vocês estão a ir depressa demais.
Çok hızlı ve sade bir seçim yaptılar. Ve uyduğunu düşündüm. Onsuz hayal etmesi zor geliyor değil mi?
Como eles escolheram a imagem tão rapidamente, tomei isso como algo que se ajustava.
Çok hızlı çalışıyorsunuz, değil mi?
Vocês trabalham rápido não é mesmo?
- Çok hızlı büyüyorlar değil mi?
Eles crescem tão rápido, não é?
Ama çok hızlı değil.
- POUSADA FALÉSIA DEXTER
Çok hızlı büyüdü, değil mi?
Ela era... bem, cresceu rápido demais, não foi?
- Çok hızlı konuşmuyorum değil mi?
- Não estou a falar depressa demais?
- Traş olmayı unuttum, çok hızlı büyüyorlar değil mi?
- Esqueci de me barbear. Cresce tão rápido, não é?
Çok şey istediğimin farkındayım, fakat, demek istediğim bir kurşundan daha hızlı koşabilirsin, ve biliyorum ki hediye alamayan çocukların hayal kırıklığına uğramasını istemezsin, değil mi?
Eu sei que é pedir muito. Mas, tu corres mais rápido do que uma bala. E eu sei que não queres deixar desapontadas todas estas crianças desprivilegiadas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]