English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Ü ] / Üzgünsün

Üzgünsün translate Portuguese

829 parallel translation
- Neden üzgünsün?
- Lamentas o quê?
üzgünsün fakat senin okula gitmen gerekiyor.
lamentasmas tens de ir para a escola.
- Niye üzgünsün?
- Lamenta o quê?
Ama sen üzgünsün.
Pareces aborrecida.
Her şeyi darmadağın ettin ve şimdi üzgünsün öyle mi?
Acabou com tudo, foi o que fez. E pede desculpa.
Davet edilmediğin için mi üzgünsün?
Nada. Mas não estás zangada porque não te convidámos para a festa.
Bu öğleden sonradan bu yana üzgünsün.
Não gosto de ver sempre tão triste.
Bunu yaparken çok üzgünsün.
Tinha muita pena de si quando pintou este aqui.
Çok üzgünsün ama bu akşamki randevumuza gelemeyeceksin.
Já sei. Lamentas muito, mas vais deixar-me plantada esta noite.
Niye üzgünsün?
Porque estás tão triste?
Neden üzgünsün?
Porque estás triste?
Evet, Pekala, şimdi sen yorgun ve üzgünsün.
Sim. Bom, está cansada e zangada.
Seni ihmal ettiğim için üzgünsün.
Você está zangada porque não tenho lhe dado atenção.
Tamam, sen benden daha çok üzgünsün, ama ben de üzgünüm.
Está bem, lamenta mais do que eu, mas eu também lamento.
- Neden üzgünsün?
- Oh, sinto muito.
Sen mi üzgünsün?
Lamenta muito?
Binbaşı, neden bu kadar üzgünsün?
Porque parece tão infeliz, major?
- Yorgun ve üzgünsün.
- Estás cansada e aborrecida.
- Neden üzgünsün peki?
- Então, por que é?
Çok mu üzgünsün, yoksa sadece üzgün müsün?
A sério ou é só desculpa?
Steve, niye bu kadar üzgünsün?
Steve, por que você está tão chateado?
Ne için üzgünsün?
Sobre o que é que se lamenta?
Sen de üzgünsün biliyorum.
Sei que também estás aborrecido.
Gidiyorsun diye üzgünsün, biliyorum.
Sei que tens pena de partir.
Ne oldu? Neden üzgünsün?
Porque é que estás triste?
Pekala, üzgünsün çünkü bizzat yanına gelip seninle vedalaşmadım, değil mi?
Está aborrecido porque não me despedi. Certo?
Ama düşünüyorum da, derinlerde bir yerde çok üzgünsün ve mutlu olamıyorsun.
Mas no fundo acredito que está preocupado e não é feliz.
- Biliyorum çok üzgünsün.
- Eu sei que estás aborrecida.
Biraz üzgünsün.
Estás transtornado.
- Ya, üzgünsün.
- Sim, você sente.
Sen her aman üzgünsün.
É sempre o mesmo.
Niçin bu kadar üzgünsün?
Porque estás tão triste?
Evet, üzgünsün.
Claro que lamenta.
Evet üzgünsün.
Eu sei que lamentas.
Gerçekten çok üzgünsün, değil mi?
Não tens pena, pois não?
Neden üzgünsün?
Porque é que estás tão triste?
- Anne şu an üzgünsün.
- Mãe, está transtornada...
- Brantley, niye öyle üzgünsün?
- Brantley, por que estás tão triste?
Beni götüremeyeceğin için üzgünsün
Tens pena de não me poder levar
Tenis arkadaşlarınla birlikte o herifi yaktığınıza... ve onun şimdi de benim peşime düştüğüne mi üzgünsün?
Lamentas que tu e tuas amigas do ténis... tenham queimado o tipo e agora ele anda atrás de mim?
Neden bu kadar üzgünsün?
Porque estás tão triste?
Herkesin fark edebileceği gibi bu konuda çok üzgünsün.
Como podemos ver, está bem por dentro do assunto.
Valizi geri verdik diye mi bu kadar üzgünsün
Tu estás é chateado porque eu te obriguei a devolver a pasta.
Sen hep üzgünsün.
Sempre o lamentas.
Niçin bu kadar üzgünsün Pip?
E porque estás de tão mau humor, Pip?
Tatlım, sen üzgünsün.
.
Neden üzgünsün?
Lamenta por quê?
Sen mi üzgünsün?
Está?
Neden bu kadar üzgünsün?
Por que está tão irritado?
Neden böyle üzgünsün?
Porque essa cara?
Al, biliyorum, Kelly'nin bir günde kazandığı para senin 1980lerde kazandığından daha fazla diye üzgünsün.
Crianças, não tentem isto em casa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]