Canımı sıkıyor translate Russian
400 parallel translation
WOC... Kuzey-Güney evliliği... Canımı sıkıyor tabii.
мне не нравится МВЧ и объединение Севера и Юга.
Fakat tamamen iyileşmemiş olmam biraz canımı sıkıyor.
я всё еще очень быстро устаю. поскольку болезнь ещё не отступила.
Buraya kadar iyi. Ama kalan kısmı canımı sıkıyor.
Но все остальное - ложь.
Çok canımı sıkıyor.
Как же она раздражает!
Yol boyunca bir yığın serseriden... seni bırakmalarını istediğini düşünmek canımı sıkıyor.
Мне не нравится мысль, что ты будешь в одиночку упрашивать кучку отморозков подбросить тебя. - Тогда не думай об этом.
- Canımı sıkıyor...
— Он меня достал...
Bu iş canımı sıkıyor George.
Не нравится он мне, Джордж.
Tüm bu olanlar canımı sıkıyor.
Он мне вообще не нравится.
Evin etrafında gizemli şeyler uçuşup mezarlıkta tuhaf şeyler olurken onun evde tek başına olduğunu düşünmek canımı sıkıyor.
Я волнуюсь. Она там одна, а над домом летают эти странные штуковины. К тому же, все эти 2 дня на кладбище происходят какие-нибудь несчастные случаи.
Bütün bunlar canımı sıkıyor.
Какая скука!
Bu evler canımı sıkıyor.
Такие дома меня угнетают.
Tüm bu "Barones Bilmem Ne" ve "Düşes Bilmem Ne" şeysi canımı sıkıyor.
Да, а то по мне, все эти "вы"... Все эти госпожа баронесса, госпожа графиня... Меня это расхолаживает!
Gitmen çok canımı sıkıyor.
Мне очень жаль расставаться с тобой.
Bu işler canımı sıkıyor!
А как я буду выглядеть?
Biliyorum ama dersler canımı sıkıyor.
Я знаю, я знаю, но необходимость заниматься сделала меня очень нервным.
- Saçmalıkla canımı sıkıyor, dert değil.
Пристаёт со всякими глупостями.
Tamam da birbirinize soğuk davranmanız canımı sıkıyor.
Но у вас напряженные отношения, меня это беспокоит.
Bu yüzden canımı sıkıyor.
Вот это и удручает.
Bu da canımı sıkıyor, ona bunları hissettirecek hiçbir şey yapmadım.
Мне это не нравится, тем более, что повода для этого нет.
Canımı sıkıyor.
Он меня раздражает.
Sizlerle iş yaparım fakat sahte tavırlarınız ve kendinizi ve, kahrolası ailenizi şerefliymiş gibi tanıtmanız canımı sıkıyor.
Я буду работать с Вами, но факт в том что... я презираю Ваше притворство... Ваш мошеннический путь продвижения себя... себя и вашей сраной семьи.
Adamın ölüsü bile canımı sıkıyor!
Он и мертвый нас достает!
Canımı sıkıyor.
Мне скучно.
Canımı sıkıyor siz, acayip Herr Komiser.
Надоели вы мне, герр комиссар.
Onlar oraya gittiler, ve şimdi hissediyorum... bu canımı sıkıyor, biliyor musun?
Просто покроссил, а у меня такое чувство... это меня сильно задело, короче.
Eva, bu canımı sıkıyor, anladın mı?
Эва, ну что ты привязалась!
- Bu çok canımı sıkıyor.
Нет, это правда поднимает настроение, вы понимаете?
Bu durum canımı sıkıyor.
Это беспокоит меня.
Şu 20 yıl olayı canımı sıkıyor.
вдарило по заднице.
- Canımı sıkıyor.
– Он меня достает.
Şimdi bu, beni ölmenin canımı sıkmasından daha çok canımı sıkıyor.
Теперь это беспокоит меня еще больше чем смерть.
Bugün yaptığın tartışma hala canını mı sıkıyor senin?
Ты до сих пор беспокоишься из-за этих пустяков? Это не похоже на тебя.
Bir şey canını mı sıkıyor, Maxim?
Что-то беспокоит тебя, Максим?
Burada canımı ne sıkıyor biliyor musun?
Знаешь, что больше всего наводит на меня тоску?
Tatmin edici değil. Çok haklısın.Yerinde olsam ben de böyle düşünürdüm. Bu benim de canımı çok sıkıyor.
Да, вы правы, так бы любой на вашем месте, но я действительно теряю голову, правда, это не значит, что вы...
Canım sıkılıyor. Bu hiç adil değil.
Неприятно, это несправедливо.
Canım sıkılıyor.
О чем именно обо мне?
Yanımda olmadığın zaman canım çok sıkılıyor.
Мне будет без тебя очень скучно.
- Hayır, canım sıkılıyor!
- Дайте, я поведу.
- Bir şey canını mı sıkıyor, Beef?
Что-то не так, Биф?
Sanırım genç arkadaşımız şunu söylemek istiyor : Doğanın mevsimlerini... ister istemez kabulleniyoruz... ama ekonomimizin mevsimleri canımızı sıkıyor.
Я думаю, наш юный прозорливый друг пытается сказать что мы миримся с неизбежной сменой времен года,
Bu senin canını mı sıkıyor?
Тебя это так тревожит?
Gustav Adolf canını mı sıkıyor?
Густаф-Адольф тебя донимает?
Canını mı sıkıyor?
Это тебя нервирует?
- Bu adam canımızı sıkıyor.
- Этот человек раздражает нас.
- Bir şey canını mı sıkıyor, oğlum?
- Тебя что-то беспокоит?
Bu kablo canımı sıkıyor!
Этот кабель меня бесит!
Gittiği her iş görüşmesinde kızması canımı sıkmıyor.
Знаешь, пусть он проваливает каждое интервью,..
Bu canını mı sıkıyor?
Тебе это не нравится?
Bu palyaço, canını mı sıkıyor, Mel?
Это клоун к тебе пристает?
Size istasyon planlarını vermiş olmalılar, sadece Bajorya güvenliğini tehlikeye atmıyorsunuz, aynı zamanda da... bizim canımızı sıkıyor.
Они, должно быть, дали вам план станции, и это не только подвергает баджорцев опасности, но так же и... раздражает нас.
canımı sıkıyorsun 28
canım 2922
canim 19
canım benim 155
canımın içi 23
canım kızım 16
canım arkadaşım 16
canım istemiyor 59
canım acıyor 40
canım yanıyor 88
canım 2922
canim 19
canım benim 155
canımın içi 23
canım kızım 16
canım arkadaşım 16
canım istemiyor 59
canım acıyor 40
canım yanıyor 88