English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ A ] / As a parent

As a parent traducir turco

330 traducción paralela
If I seem a bit sinister as a parent, Mr. Marlowe it's because my hold on life is too slight to include any Victorian hypocrisy.
Kötü bir baba olarak görünüyorsam, Bay Marlowe bunun sebebi, hayata ikiyüzlülük katamayacak kadar az bağlı olmamdandır.
Well, the court received a complaint that your child is being neglected and wants a full report on your fitness as a parent.
Mahkeme çocuğun ihmal edildiğine ilişkin bir şikayet aldı ve sizin ebevenyliğinize ilişkin tam bir rapor istiyor.
It was my duty as a parent.
Bir büyüğün olarak bu görevimdi.
But as a parent, you must consider your daughter's feelings too.
Ama ebeveyni olarak kızının hislerini de düşünmek durumundasın.
I ask you, as a parent, what was I to think?
Sorarım, bi baba olarak aklıma ne gelir?
Rephrase. As a parent, solely as a parent, would you like to see your daughter receive psychiatric treatment?
Soruyu değiştiriyorum, bir ebeveyn olarak, sadece bir ebeveyn olarak kızınız Claudia Draper'ın psikiyatrik tedavi görmesini ister miydiniz?
He is questioning my ability as a parent.
Yani bir ebeveyn olarak benim yeterliğimi sorguluyor.
I am forced to wonder how much experience he had as a parent when his first child was born.
İlk çocuğu doğduğunda ne kadar deneyime sahip olduğunu... çok merak ediyorum.
Well, that's my right as a parent.
Burda olmak babası olarak hakkım.
Dr Marsden, can you be certain that Maggie Conlan's deficiencies as a parent aren't due to circumstances entirely outside her control?
Dr Marsden, bir ebeveyn olarak Maggie Conlan'ın eksikliklerinin onun kontrolü dışında olan durumlardan kaynaklandığını söyleyebilir misiniz?
But, pumpkin, my job as a parent is not to be famous but to do the best that I can so that my children can have the things I never did.
Ama balkabağım, bir ebeveyn olarak işim ünlü olmak değil. Çocuklarımın benim asla sahip olamadıklarıma sahip olabilmeleri için elimden gelenin en iyisini yapmak görevim.
As a parent, you should set a good example, you hear?
Ama gemilerle Çin'e getiriyorlar. Sence amaçları ne, hiç düşünmüyor musun?
I always feel like a failure as a parent.
Her zaman kendimi ebeveyn olarak başarısız hissediyorum.
"... almost as a parent would a young child.
"... eğittiği gibi eğitiyor.
If you were doing your job as a parent, Mr. Caufield maybe your son would still be in school.
Siz de bir veli olarak üstünüze düşeni yapsaydınız belki de oğlunuz şimdi hâlâ okulda olacaktı.
I poured my heart into this boy. This is my one regret as a parent.
Bir anne olarak tek pişmanlığım budur.
As a parent today, you are over a barrel no matter what you do.
Günümüzde ebeveynler ne yaparlarsa yapsınlar, aslında çaresizler.
Yes, of course. It's just that... as a parent, it's so painful to watch your child suffer needlessly.
Evet, elbette ama çocuğunun yok yere acı çektiğini görmek bir anneye çok ağır geliyor.
Would it be fair to say that... as a parent, you've been confused from time to time... possibly overwhelmed on occasion... even though you're a wonderful mother?
Çok iyi bir ebeveyn olmanıza rağmen sizin de zaman zaman kafanızın karıştığı ve olayların sizi aştığını düşündüğünüz olmadı mı?
I know that I have many moments as a parent... where I felt I've made huge mistakes.
Kendi aile hayatımda birçok kez büyük hatalar yaptığım anları biliyorum.
But based on the evidence provided by Dr. Benton that he will be more available as a parent in the future and the fact that Reece has always believed him to be his father the court grants custody to Peter Benton.
Dr. Benton'ın bundan sonra Reese'le daha çok vakit geçireceğini belgeyle kanıtlaması ve Reese'in her zaman babasının o olduğuna inanması yüzünden mahkeme velayeti Peter Benton'a veriyor.
As a parent, I understand your concern for your child.
Bir anne olarak, çocuğunuz için olan endişenizi anlıyorum.
You have a lot on your plate as the only parent.
Tek ebeveyn olarak çok işiniz var.
That a pure culture of a parasite, introduced into the parent bloodstream, will destroy not only its own kind, but themselves as well.
Saf bir parazit türünü daha temel kan akışına yerleştirirsek sadece kendi cinsini değil, kendi kendisini de yok edecek.
To lose one parent, Mr. Worthing... may be regarded as a misfortune.
Ebeveynlerinizden birini kaybetmek Bay Worthing, talihsizlik olarak algılanabilir.
I would strongly advise you, Mr. Worthing... to try and acquire some relations as soon as possible... and to make a definite effort to produce at any rate... one parent of either sex before the season is quite over.
Size tavsiyem mevsim sona ermeden önce sonuç getirecek bir takım ilişkiler kurmak suretiyle mümkün olduğunca çabuk, bir tane de olsa bir ebeveyn edinmenizdir.
"Your death will stand as a landmark in the continuing struggle to liberate the parent land from the hands of the Roman imperialist aggressors excluding those concerned with drainage, medicine, roads, housing education. And any other Romans contributing to the welfare of Jews of both sexes and hermaphrodites."
"Ölümün, anavatanı Romalı emperyalist saldırganlardan kurtarma savaşımızda bir dönüm noktası olacak ama kanalizasyon, tıp, yol, konut ve eğitim ile ilgililerden değil ve ayrıca her cinsiyetten ve hermafroditten olan Yahudilere yardım eden Romalılardan da değil."
You lose a parent, you might as well be six.
Aileni kaybence sanki 6 yaşındaymış gibi oluyorsun.
Speaking as a loving and devoted parent, do you believe your stepdaughter needs hospitalization?
Onu seven ve ona düşkün bir ebeveyn olarak üvey kızınızın hastaneye yatması gerektiğine inanıyor musunuz?
I require your advice, as a successful parent.
Başarılı bir ebeveyn olarak, tavsiyenize ihtiyacım var.
Unfortunately Dorothy Nolan was a known drunk, an unfit parent and had been named as a Communist.
Maalesef Dorothy Nolan ayyaş olarak bilinen, anneliğe uygun olmayan ve komünist olarak ismi tespit edilen biriydi.
As a new parent, may I have this dance?
Yeni baba olarak bu dansı bana lütfeder misin?
It appears you are in some doubt as to the wisdom of becoming a parent.
Aile olma hakkında bazı şüpheleriniz varmış gibi görünüyor.
When a parent or caretaker brings harm to a child..... by inducing symptoms, usually as a way of getting attention or status.
Aile veya koruyucu, çocukta bir hastalık varmış gibi yapar ve "hasta" çocuğu doktora götürür.
Our countries may have their differences but as human beings, I think we can all agree there's no substitute for the discipline of a loving parent.
Ülkelerimiz arasında farklılıklar olabilir ama insan olarak, hepimiz aynı fikirdeyiz şefkatli ebeveynlerin disiplinini yerini hiç bir şey tutmaz.
What would my chances be as a single parent?
Bekar bir ebeveyn olursam şansım ne olur?
Now, I gotta tell you, Kate. I have never been confronted with such an unbelievable act of sabotage by a parent toward the recovery of their child, as what your husband pulled off here today.
İnan bana, bugün kocanın yaptığı kadar inanılmaz bir olay yaşamadım.
I'm asking you, Dad, as a proud parent. Run.
Gurur duyan oğlun olarak söylüyorum, bitir.
Helen, as a responsible parent, I was already well aware of that.
Helen, sorumlu bir baba olarak, bundan çoktan haberdardım.
Well, as of today, I am a proud parent of a one-mile stretch of the Arthur Berkhardt Expressway.
Bugün itibarıyla, Arthur Berkhardt Karayolunun bir millik kısmının gururlu ebeveyniyim.
And when vibrations made by a parent as it enters tell these still-blind chicks that food is on the way, they quickly provide extra guidance.
Ve girdiklerinde ebeveyinlerin yaydığı titreşimler hala kör olan yavrulara yemeğin yolda olduğu müjdesini verir, derhal ekstra bir yardım sağlarlar.
First you're judged as a person, and then you become a parent... and not only are you judged as a person, but you're also judged by how well your children are doing.
İlk önce bir kişi olarak yargılanıyorsun, ve sonra bir aile oluyorsun o zaman da bir kişi olarak yargılanman yetmezmiş gibi bir de çocuklarının yaptığı işlerden yargılanıyorsun.
Insofar as the new law is concerned, a person is deemed Jewish if he is or has at least one parent... or has at least two grandparents... who are, at the effective date of the legislation, members of a Jewish congregation.
Yeni çıkan yasa... kendisini yahudi olarak kabul eden, ebeveynlerinden biri yahudi olan... ya da büyükbabası ya da büyükannesi yahudi olan herkesi kapsayacak.
Anybody can be a parent as long as you can procreate.
Yapmayın, bu çocuk yetiştirmek için ruhsat almak gibi bir şey değil.
And once you get yourself approved as a foster parent... then we can consider something more official and permanent.
Bakıcı anne belgesi aldığın zaman... ... daha resmi ve kalıcı bir çözüm ayarlarız.
It must be hard, having a social life as a single parent.
Yalnız bir baba olarak fazla sosyal hayatın yoktur herhalde.
Anything as significant as the loss of a parent could easily trigger what you're experiencing.
Babanın ölümü, şu anda olanları tetikleyecek kadar güçlü bir olay.
[IN AUSTRIAN ACCENT] Though it is common for a parent to deeply impact the life of her child, consider the exponential power that parent wields when she loves one of the children above the rest, singling him out as "my golden Sigi," and referring to...
Bir ebeveynin, çocuğunun yaşamını derinden etkilemesi yaygın olsa da, üstlerindeki gücü de hesaba katarak, o ebeveyn çocuklarından birini diğerlerinden... daha fazla sevdiğinde, onu diğerlerinden ayırarak "Benim Altın Sigi'm," diyip ve buna istinaden...
As we know, ahem, the internalisation of a parent's moral code is crucial to the development of the superego.
Ebeveynin ahlâki değerlerini içselleştirmek, bildiğin gibi süperegonun gelişmesinde merkezi rol oynar.
Seems Jane "experienced difficulty understanding her role as a foster parent."
Jane, manevi anne rolünü anlamakta zorluk çekiyormuş galiba.
When you lose a parent as an adult, it's hard enough.
Yetişkinken bile, anneyi kaybetmek zordur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]