English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ A ] / As a team

As a team traducir turco

1,279 traducción paralela
I think we both work better as a team.
Bence ikimiz bir takım olarak daha iyiyiz.
You see, as a team, and you very well know, me and Amy beat you and Debra hands down.
Çok iyi biliyorsun ki, bir takım olarak Amy ve ben, Debra ve seni yeneriz.
And more importantly, they had each other working as brothers, as a team.
Ve daha da önemlisi, iki kardeş bir arada takım olarak çalışıyorlardı.
For Shenaniganz to run like an efficient, well-oiled machine, it's a must that everyone act as a team.
Shenaniganz'ın etkili ve iyi yağlanmış bir makine gibi çalışması için herkesin takım olarak hareket etmesi çok önemli.
We need to stick together as a team.
Birbirimize destek olmalıyız.
But all five of y'all together... if y'all play as a team, you might could do something with me.
Fakat beşiniz hep birlikte... bir takım olarak oynarsanız, bana bireyler yapabilirsiniz.
Work together as a team.
Bir takım olarak birlikte çalışın.
Talon 1, we must fight as a team.
Pençe 1, takım olarak savaşmalıyız.
Yo, look, we gotta work as a team.
- Bakın, bir takım gibi çalışmalıyız.
In order to work as a team, we have to look like a team.
Bir takım gibi çalışmamız için, bir takım gibi görünmeliyiz.
Now, as I was saying, as a team, we shot 56 percent from the line.
Şimdi, az önce de söylediğim gibi, takım olarak, çizgiden yüzde 56 isabet kaydettik.
That includes practices and games, until we as a team reach the agreed-upon GPA.
Takım olarak önceden anlaştığımız GPA puanına ulaşana kadar... basketbol oynanmayacak.
Pull it together. As a team.
Bir takım gibi hareket etmeliyiz.
You work as a team.
Bir takımsınız.
Our capacity to work as a team, for example.
Bir takım olarak çalışmamızı, örneğin.
It is our first time to work together as a team.
Bu bizim takım halindeki ilk çalışmamız.
How can you do this as a team?
Takım olarak bunu nasıl yapabilirsiniz?
She flunked as a team player. She doesn't even know what it means.
Bu takım oyunculuğu konusunda tam olarak çuvalladı üstelik bunun ne demek olduğunu da bilmiyor.
We won as a team and lost as a team.
Biz bir ekip olarak kazanırız veya kaybederiz.
We'll work together as a team and do what we need to do.
Bir takım olarak çalışıp yapılması gerekeni yapacağız.
You haven't been pulling your weight as a team leader.
Takım lideri olabilecek sorumluluğu üstlenemezsin.
We were working as a team.
Takım gibi çalışıyorduk.
If we work together as a team, keep an eye on each other... make sure we stay alert, I think we can win this.
Bir takım olarak çalışırsak, birbirimize göz kulak olursak, uyanık olursak, Bence, bu arabayı kazanabiliriz.
To make the situation right, you and I have to work as a team.
Durumu düzeltmek için bir takım gibi çalışacağız.
So, what, are you and my mom working as a team now?
Artık annemle ekip halinde mi çalışıyorsunuz?
This is a decision we both need to make, together, as a team, as a unit.
Bu ikimizin de vermesi gereken bir karar, beraberce, bir takım olarak.
We're stronger as a team.
Biz ekip olarak daha güçlüyüz.
I'm just saying, as a team veteran, to the new guy, heavy lunch before mission departure, bad idea.
Tek söylediğim, tecrübeli ekip üyesinden yeni askere, göreve çıkmadan önce çok yemek, kötü bir fikir.
- Logan, we work as a team.
- Logan, biz takım olarak çalışırız.
We work as a team.
Biz, takım olarak çalışırız.
- We were a team, same as now.
Şu an olduğu gibi o zaman da bir takımdık.
I thought you'd like to know I had the manuscript page examined by a team of experts as soon as it turned up.
Bilmek istersin dedim. Gelir gelmez el yazmasını bir uzmanlar ekibine incelettim.
If I may be so bold, sir, I understand that with your appointment as base commander, a position has become available on SG-1. I would relish the opportunity to serve on the SGC's elite team.
Efendim, küstah birisi gibi görünebilirim, bu merkezin kumandanı olmanızla beraber SG-1'de bir pozisyon açıldı, SGC'nin en seçkin takımında hizmet etmek benim için büyük bir zevk olacaktır.
Yes I've been acting as a guide on behalf of Sgt Stackhouse's reconnaissance team... helping to establish relations between your people and some of our former trading partners.
Evet, Çavuş Stackhouse'un keşif ekibine rehberlik ediyorum sizin insanlarınızla bizim ticaret ortaklarımızla ilişkiler kurmanıza yardım ediyorum.
We get a job as a local weather team, then go national as morning talk show hosts, and then... star in our own ice capades.
Önce yerel hava durumu programında iş bulcaz, sonra ulusal kanalda sabah programı sunucaz, en sonunda ice capades * in yıldızları olucaz.
but it was all thanks to you performing a perfect operation as part of my father's team last night.
Birini mi gösterdi? Genç bir adam. Genç biri mi?
The English, as a whole, with exception of Stanley Mortenson failed to make your team, I was going to the World Cup, gain control of the game.
İngilizlerin tüm umudu, takımı yenmekten yanaydı başarısızlık onlar için büyük bir hayalkırıklığı olabilirdi
On the other side of the court is Richmond, a team that's had a media-worthy season as well.
Sahanın diğer tarafında ise Richmond var. Bu takım sezonun çoğunu medya kanallarında geçirdi.
Timothy grew up with four siblings in Long Island in a solid middle-class family where the father worked as the foreman of a construction team for a telephone company.
Timothy 4 kardeşiyle beraber, Long Islanda, sıradan orta sınıf bir ailede büyüdü. Babası, bir telefon şirketinde, inşaat takımının ustabaşısıydı.
Exciting challenges as part of a team...
Bir ekibin parçası olarak, mücadeleye hazır olmak...
As the Olympic team going into Nagano, we had a lot of faith in people that weren't up to the task... of making snowboarding look really cool to the world.
Nagano'ya giden olimpiyat ekibi olarak insanların, snowboard sporunu... TODD RICHARDS'98 ABD SNOWBOARD OLİMPİYAT TAKIMI... dünyaya güzel gösterebileceklerine olan inancımız çok güçlüydü.
We're gonna need to send a team over there as soon as possible. - All right.
En kısa sürede, Sabir ile ilgili daha fazla ne öğrenebileceğimizi görmemiz için oraya bir ekip göndermemiz gerekiyor.
The follow team will stay as close as they can, but you're flying without a net here.
Takipteki tim yakın olmaya çalışacak, fakat hiç bir desteğin yok.
Hmm hmm, the Drill Team was his first film as a producer, and it never would've gotten made without me.
Tatbikat Timi onun yapımcı olarak ilk filmiydi. Ben olmasam asla başaramazdı. İşi ben ayarladım ve Dick'i de dahil ettim.
I thought I could help people with this A-Team thing, but it turns out I'm as useless as that nude Playboy spread of Debbie Gibson.
- Ne önemi var ki? Biliyorsun, şu A-Takımı olayı ile herkese yardım edebileceğimizi düşünmüştüm... ama bu da Debbie Gibson'ın çıplak Playboy'u olayına döndü.
It doesn't hurt to have a one-man construction team as a son.
Tek kişilik inşa ekibi olan bir oğlun olmasının da zararı olmaz.
It's about a team of adventurers known as SG-1.
SG-1 olarak bilinen bir maceraperestler ekibi hakkında.
Yes, we have a team of scientists studying it as we speak.
Şu anda bilimadamlarından oluşan bir ekip üzerinde çalışıyor.
I and the other members of my team face the most horrific deaths imaginable as our very lives are... are sucked from our chests in a... in a... horrific...
Ben ve ekibimin diğer üyeleri, hayal edilebilecek en kötü ölümle karşı karşıyayız. Yaşamlarımız korkunç biçimde göğsümüzden emilecek...
He died in the defence of others, and his sacrifice may have saved many lives and her keen curiosity are some of the qualities that your daughter displayed during her duties as a scientist on my team.
Başkalarını korurken öldü ve fedakârlığı birçoğunun yaşamını kurtardı. Ekibimdeki bir bilim insanı olarak keskin merakı görevleri sırasında gösterdiği özelliklerinden birisiydi.
"As if a demolition team set off, when you see the whole demolitions of whole buildings."
Bütün binaların tamamen yıkıldıklarını gördüğünüz zaman, sanki yıkım ekibi işbaşı yapmış gibi geliyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]