English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ A ] / As a person

As a person traducir turco

1,868 traducción paralela
But even if I didn't, I would still like you as a person.
Olmasaydı bile, seni yine de severdim.
You didn't express your righteous anger, and it worries me that you missed a chance to grow as a person.
Ya merdivenlerde bayılsaydı ne olurdu? Hapishanedeki hücresinde merdiven olmadığına sizi temin ederim. Eşiniz ev hapsini yeterince hor gördü.
A warm apple fritter makes me happy, it doesn't fulfill me as a person.
Beni, sıcak elmalı bir börek de mutlu ediyor. Ancak beni insan olarak tamamlamıyor.
But If I can take the energy of who I am as a person... and point that energy in a direction that - I say this most humbly - and point that energy in a direction that can help the world... then it's better than pointing it in another direction.
Ama bir birey olarak, enerjimi toplayıp bu enerjiyi belli bir noktaya toplayarak - ki bunu gerçekten alçakgönüllülükle söylüyorum - bu enerjiyi belli bir noktada odaklayarak Dünya'ya yardımcı olabilirim... ve bu, bu enerjiyi başka yöne doğrultmaktan daha iyidir.
Do you see yourself as a person who is a reliable worker?
Kendini güvenilir bir çalışan olarak görüyor musun?
Do you see yourself as a person who is original, comes up with new ideas?
Kendini, yeni fikirler üreten özgün bir kişi olarak görüyor musun?
Bring him in as a person of interest. Question him up to 24 hours.
Şüpheli olarak içeri alırım, 24 saat kadar sorgularım.
Always differentiate between the things you experience as a person or individual and you go and say,'Wow, how cool'and you tell your friends ; and live as individual things, but you know that millions are living the while...
Tek bir insan olarak deneyimlenen ve'vay canına bunu arkadaşlarıma anlatmak istiyorum'dediğiniz şeylerle tekil olarak deneyimlediğiniz fakat bunu aynı zamanda milyonlarca insanın deneyimlediğini bildiğiniz şeyler arasında büyük bir fark olduğunu düşünüyorum.
But people do not understand, and I think that's how you live as a person
Ama insanların anlamadığı şey, aslında bu tamamen kişisel özel bir deneyim olacaktır.
Bret, if you really love someone, you have to get to know them as a person.
Bret, eğer birine gerçekten âşık olduysan, onu önce bir insan olarak tanıman gerekir.
There you go, Dorian, that's what I think of you as a person.
İşte, Dorian. İnsan olarak hakkında bunları düşünüyorum.
They stop seeing you as a person and begin to see you as something - bigger than you are.
Sizi bir insan olarak görmeyi bırakıp olduğunuzdan daha büyük bir şey gibi görmeye başlarlar.
I just got a call from my supervisor telling me that you put in an official request to question marshal Knox as a person of interest in the Russo case.
Az önce amirimden, Memur Knox'un, Russo davasının baş şüphelisi olarak sorgulanacağı emri çıkardığınıza dair telefon aldım.
It doesn't fulfill me as a person.
Ancak beni insan olarak tamamlamıyor.
I don't know if this is an attack on me as a cop or as a person of size.
Bana polis olduğum için mi, yoksa şişman olduğum için mi kinleri var bilmiyorum.
{ \ I think } You're finally growing as a person.
Sanırım kişiliğin nihayet büyüyor.
Welli like to think of myself as a good person.
İyi bir insan olmak istiyorum.
Mrs. Hodge, didn't you say You like to think of yourself as a good person?
Bayan Hodge, iyi bir insan olmak istediğinizi söylememiş miydiniz?
Well, clearly, i like to think of myself As a rich person even more.
Açıkçası daha çok, zengin bir insan olmak istiyorum.
I used to think of myself as a good person.
Her zaman, iyi biri olduğumu düşündüm.
Oh, sweetheart, i could never think of you as a bad person.
- Seni asla kötü biri olarak düşünmedim tatlım.
She was the only person I've loved for a long time and...
Uzun zamandır aşık olduğum tek kişiydi ve- -
You don't strike me as a type of person that stays in one place too long.
Bana pek de tek bir yerde sürekli çakılı kalan biri gibi gelmedin.
We're renovating a house, changing all the inside because the person who asked us doesn't want the same house as the last owner.
Bir evi yeniliyoruz. İçini tamamen değiştiriyoruz. Çünkü ev sahibi, evin eski sahibiyle aynı evi istemiyor.
And I've always been more of a gun person. You're sure as hell not a people person.
Ve ben hep bir silah insanı olmuşumdur.
Americans have been advertised that longest, and they now each consumed twice as much energy as an European, 9 times more than a Chinese person, 15 times more than an Indian, and 50 times more than someone from Kenya.
Amerikalılar en fazla reklama maruz kalıyorlar ve bu sayede... bir Avrupa'lının harcadığının iki katı enerji harcıyor, bir Çinli'den 9 kat, bir Hintli'den 15 kat, ve her hangi bir Kenyalı'dan 50 kat daha fazla.
I've done this job long enough to know when a couple is getting married for the wrong reasons.Some they're in love with an idealised version, of the person they are marrying.
Bu işi bilecek kadar uzun yaptım. Bir çift yanlış nedenlerle evlendiği zaman, Bazıları evleneceği kişiyi idealleştirdiği için aşık olur.
I think any competitive person motivation to have something to prove does not matter whether your father, or a Jay Chiat but if you want to convey passion for the job I think you almost have, to attack a rebel as well as rather than, more organized
Bence her rekabetçi insan bir şeyleri kanıtlamak ister babana bir şeyleri kanıtlamak istersin ya da J.Chiat'a, ama gerçekten iş ile ilgili yoğun bir tuku sahibiysen bence mutlaka sıradan bir şekilde değil asice saldırıya geçeceğini bildirmen gerekir.
I can't believe you guys have a whole night planned and I, the only actual fun person, has nothing to do.
Siz akşam yapacak bir şeyler planlamışken benim, yani asıl eğlenceli olan kişinin yapacak bir şeyi yok.
It's about a vulnerable person, her psychological health and wellbeing - - As well as about material which is marked confidential - - And in some parts may pertain to national security.
Bu hem duygusal açıdan savunmasız bir kişinin daha fazla zarar görmesini, hem de duruşma sırasında ortaya çıkabilecek bazı belgelerin gizlilik ve ülke güvenliği ile ilgili konularda dışarı bilgi sızmasını engeller..
I'm sorry. I just don't see myself as a cat person.
Yalnızca kendimde kedi kişiliği göremiyorum o kadar.
Ji Hoo is a really precious person to me as well.
Ji Hoo da benim için çok değerli biri.
Because as a result, you are now the only person that can be connected to Professor Bennett's murder.
Çünkü sonuçta Profesör Bennett cinayeti ile bağlantısını kurabildiğimiz tek kişi sizsiniz.
The point is that as a chosen person, I must obey that command.
Seçilmiş bir olarak emirlere itaat etmek zorundayım.
But if you're as young as you feel and so is he, and you guys both feel the way you did 30 years ago when you had a great time together, then aren't you both still like... the same person?
Ama nasıl hissediyorsan o kadar gençtin ya, ve siz ikiniz de 30 yıl önce yapmış gibi hissettiniz beraber güzel zamanlar geçirirken, yani siz beraber hala şey gibi... aynı insan gibi?
It's possible that memories regarding this person are too painful or just too important. So as a form of self-protection, such memories been subconsciously erased.
Ona dair anıların acı verici yada çok mühim olması muhtemel bu yüzden yaşadıklarını..... bilinçaltından silmiş olabilir.
It's like you came back a completely different person than the one I fell in love with.
Aşık olduğumdan farklı biri gibisin
whether the victim is right in front of you or two blocks away, if that person dies as a result of your actions, it's murder.
eğer ölürse ve bu sizin hareketleriniz yüzünden olmuşsa, bu bir cinayettir.
It became imbued with her dream of a better life, and it developed properties of light refraction so that people saw an image different from the image of the person wearing the thimble.
Onun, daha iyi bir hayat hayaliyle aşılandı. Ve ışığı kırma özelliği kazandı, böylelikle insanlar yüksüğü takan kişinin görüntüsünden farklı bir görüntü görüyorlardı.
I know a lot of radical vegans She must be an unhappy person
Bir sürü aşırı vejeteryan insan tanıyorum. Çok mutsuz olmalı.
Plus, as a retired person, it won't cost as much to take her to the movies.
Ayrıca, emekli olduğu için,... sinemaya götürmek o kadar fazla tutmayacak.
Do I strike you as the kind of person who'd be the man in a relationship?
Adam olarak sana saldırabilir miyim?
ROBERTS : How does that make you feel, as a Chinese person?
Çinli bir kişi olarak bu, kendinizi nasıl hissettiriyor?
Tom would sometimes have a little angel on one shoulder and then a tiny little devil on the other, and they'd whisper in his ear as if they were two halves of the same person, or cat in Tom's case.
Bazen Tom'un bir omzunda küçük bir melek diğer omzunda da zayıf küçük bir şeytan olurdu ve kulağına aynı kişinin diğer yarısı olduklarını fısıldarlardı. Ya da kedi Tom olduklarını.
You don't strike me as a type of person who likes to serve anybody.
Hiç birilerine hizmet etmekten hoşlanan biriymişsin gibi bir izlenim edinmemiştim.
Well, that is a 6-foot wall, and using that as a reference point and accounting for camera angle and distance, we can estimate that this person is 5'8 " and 150 pounds, which makes the odds of this being a female
Bu 1.82'lik bir duvar. Bunu bir çıkış noktası olarak alarak ve kamera açısını ve uzaklığı da hesaba katarak bu kişinin yaklaşık 1.77 boyunda ve 68 kilo olduğunu tahmin ediyoruz ki bu da onun kadın olma olasılığını 40'ta 1'e indiriyor.
I'm getting married in a month, I would love to have a reasonable person as my best man.
Bir aya kalmaz evleniyorum, sağdıcım olacak kişinin aklı başında biri olsun istiyorum.
So if I don't hear from you by tonight, I am calling the police and I'm reporting you as a missing person.
Eğer bu akşam da cevap alamazsam polisi arayıp kaybolduğunu söyleyeceğim.
There would have been great fascination for Medusa among ancient audiences and whether they were rooting for her or against her, there would have been a great sympathy for this poor person.
Eski çağlarda yaşayanlar için Medusa'nın aşırı bir cazibesi vardı ve onu destekleseler de, ona karşı çıksalar da bu zavallı insana karşı her zaman bir sempati duymuşlardır.
I was thrilled to get the family back together, and Melissa's great in a crisis, but the person you want when you're dying isn't the same as the person you want when you're living.
Aileyi tekrar toplamak beni çok mutlu etti ve Melisa zor zamanlarda harika bir insandır ama ölürken yanında olmasını istediğin insan yaşarken yanında olmasını istediğinle aynı kişi olmayabilir.
I believe a person should be treated as a human being, not a mere set of steel pipes.
Bir kişinin insanca muamele görmesi gerekir çelik borular toplamı gibi değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]