English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ B ] / Because of this

Because of this traducir turco

9,396 traducción paralela
This is regrettable but you are worthy of trust because of this.
Bu üzücü ama güvendiğiniz insanlardan biri bilgi sızdırdı.
Have you already forgotten how many people have fucking died because of this?
Bunun yüzünden kaç insanın öldüğünü unuttunuz mu?
Your judgment is off, my friend, and all because of this mortal girl.
Muhakeme yetini kaybetmişsin arkadaşım ve nedeni de ölümlü bir kız.
I almost considered leaving my lady because of this crap.
Bu saçmalığın yüzünden, sevgilimden ayrılacaktım az daha.
I can't believe that you are this upset just because I take a couple of selfies with fans.
Hayranlarımızla bir kaç selfie çektim diye bu kadar üzgün olmana anlam veremiyorum.
This is because of video conferencing?
- Televizyondaki yayınla mı ilgili?
But this girl is one of your poor people, and I guess you guys felt like it was okay to subject her to inhuman conditions because there was no chance of it ever hurting you.
Ama bu kız yoksul insanlarınızdan biri ve galiba onu insanlık dışı koşullara maruz bırakmak sizin için sorun olmadı çünkü size zarar verme şansı hiç yoktu.
You're lucky you have a piece of Horsin'Around, because this is where money starts rolling in.
Şansına Horsin'Around'dansın, çünkü para oradan baş göstermeye başlar.
My heel broke while I was at this new food truck, and I spilled a handful of gravy all over myself because they don't sell bowls, just gravy.
Yeni açılan yemek kamyonunda topuğum kırıldı ve her yerime gravy sosu döktüm. Çünkü kapta satmıyorlar, sadece gravy veriyorlar.
and then he explained that the cake was a gift from a group of nuns from New Mexico that are allowed out once a year, and they came to my show, and they made this cake because they said I was very Christ-like.
Sonra o da dedi ki pasta New Mexico'dan gelen yılda bir izinli olan rahibelerden hediyeymiş. Onlar da benim gösterime gelmiş ve bu pastayı yapmışlar çünkü hristiyan birine benziyormuşum.
He's only making an issue of this because you won't tell him what's really going on.
Bunu sorun etmesinin sebebi ona gerçekte neler olduğunu anlatmaman.
Because you're at the center of all this, which makes you the only person I can trust.
Çünkü bütün olayların ortasındasın, bu da seni güvenebileceğim tek kişi yapıyor.
Because this is where we get to make a difference, and I am so privileged to be able to do just that with each and every one of you.
Çünkü, biz burada fark yaratıyoruz, ve bunu sizinle yapabildiğim için çok mutluyum.
Is this because of your A.G. Team?
Başsavcılık takımın yüzünde mi?
You have this inexplicable way of excusing everything just because it's family.
Sırf aile diye her şeyi anlaşılmaz bir şekilde hoş görebiliyorsun.
Wait, why... because negotiation is the only way out of this situation, Oliver.
Bekle biraz, neden... Çünkü bu durumdan kurtulmanın tek yolu müzakeredir Oliver.
'Cause you think that we're in this situation because of your decisions? Why?
Neden?
But at the Christmas party from hell, you said you were gonna propose and you didn't because you weren't sure our relationship could survive this kind of life.
Cehennem olan Noel partisinde evlenme teklif edeceğini ama etmediğini çünkü ilişkimizin böyle hayata karşı durabileceğinden emin olmadığını söylemiştin.
This right there's possible because of all of you, and I am grateful for each one of you.
Bu, sizin sayenizde mümkün oldu. Ve hepinize minnettarım.
This is all happening because of Damon.
Hepsi Damon yüzünden.
The heretics are here because of me, and when I saw our town, our home, like this,
Asiler benim yüzümden burada ve kasabamızı böyle görünce...
Now, they don't break a lot of national news in Trenton, but this was the paper you trusted your scoop with because you went to college with their managing editor.
Şimdilerde pek fazla manşet yaratamıyorlar Trenton da, ama, bu gazete sizin güvendiğiniz bir gazeteydi, çünkü, editörü ile birlikte aynı üniversiteye gitmiştiniz.
My client admits to nothing. However, if he were to confess to the killing of Criolla, it would be with the understanding that he did so because he felt he had no other choice, that he feared his own life was in danger from this man.
Müvekkilim suçlamaları kabul etmiyor ama Criolla'nın öldürülmesini itiraf edecek olsaydı bu adamdan dolayı hayatını tehlikede hissettiğini ve başka şansı olmadığı için yaptığını söylerdi.
Um, you know, because look, hey, this thing is not worthy of you, but it is, uh, a family heirloom, so I'm ye old Jew on my Dad's side...
Anlarsın işte, çünkü bak bu şey sana layık değil fakat, bu şey baba tarafımdan kalma eski Yahudi yadigarı.
Is this because of duty to your country or because I said I wouldn't get married?
Sorumluluğun yüzünden mi gidiyorsun yoksa seninle evlenmeyeceğimi söylediğim için mi?
One of the reasons that German workers have all this free time and other benefits is because they have power.
Alman işçilerin bu kadar boş zamanının ve geniş haklarının olmasının bir sebebi güçlü olmaları.
And they can't forget, because outside of their homes on the sidewalk are little engravings that remind them of the name of the Jewish family that used to live in this house, but was taken away and killed.
Unutamıyorlar da. Çünkü evlerinin önündeki kaldırımda bir zamanlar bu evde yaşayan ama oradan koparılıp ölüme gönderilen Yahudi ailenin ismi yazılı küçük kabartmalar bulunuyor.
And I really think we deserve, as the other countries, your attention, because if you keep this way of thinking, that you are the best and you know everything, it won't work.
Ve gerçekten inanıyorum ki, diğer ülkeler gibi ilginizi hak ediyoruz çünkü böyle düşünmeye devam ederseniz en iyi olduğunuzu, her şeyi bildiğinizi düşünmeye devam ederseniz size bir yararı olmaz.
Well, because there's this idea of "best."
İçinde geçen "en iyi" kelimesi yüzünden.
We're all going to prison because of the people in this goddamn house!
Bu lanet olası evdeki insanlar yüzünden hepimiz hapise gireceğiz. 620 - Hayır, girmeyeceğiz.
Because instead of talking to me about this, you should be talking to me about what happened last night between Louis and Harvey.
Çünkü benimle bu konuyu konuşmak yerine geçen gece Louis ile Harvey arasında ne yaşandığını anlatabilirsin.
They did everything to burn this building down, because it was the headquarters of the revolution.
Bu binayı yakmak için her şeyi yaptılar çünkü burası devrimin ana merkeziydi.
I'm this close to getting corporate off her back because of your dad.
I'm this close to getting corporate off her back because of your dad.
This is disconcerting, because it can dramatically alter behavior And give rise to a series of psychopathic tendencies And eventually turn into full-blown psychosis.
Bu da can sıkıcı çünkü davranışları değiştirip psikopat eğilimlere yol açar ve sonuçta tamamen psikoza dönüşür.
I knew of this letter because it was written by an officer in the Patriot Army named Ichabod Crane.
Bu mektubu biliyorum çünkü bu Vatansever Ordusundaki Ichabod Crane adlı subay tarafından yazıldı.
It's about to feel like the rest of your life, because this is where you're gonna spend it.
Hayatının geri kalanında nasıl hissedeceğini düşünüyorum. çünkü hapiste kalacağın yer çok önemli.
See, this is where it gets really weird, because, you know, suddenly the conversation is all around you, and all of us are trying to make you comfortable.
Bakın, bu tuhaf bir yere geldi çünkü, aniden bütün konuşma senin etrafında döndü ve hepimiz seni rahat ettirmeye çalışıyoruz.
Not after Palmetto Street. I asked for this case because of Palmetto Street, Dan.
Bu vakayı zaten Palmetto Sokağı olayı yüzünden istedim, Dan.
You see, all these things are because of the internet it's a wretched place, this internet.
Iste, boyle seyler hep internet yuzunden oluyor berbat bir yer, su internet.
The only reason why I have let you within 100 feet of me is because the hospital needs this money, and I am not gonna jeopardize that.
30 metre yakınıma yaklaşmana izin vermemin tek sebebi hastanenin bu paraya ihtiyacı olması. Parayı tehlikeye sokamam.
Get the hell out of there, because- - and I cannot stress this enough- - if you are caught on Cuban soil operating a quasi - governmental extraction without permission, the U.S. government will deny any knowledge of this operation.
Zoric'in defteri ve mabadınızı oradan hemen ayırmaya bakın çünkü o kadar baskıyı kaldıramam devlet adınaymış gibi gözüken izinsiz bir tahliye operasyonu yaparken yakalanırsanız, Amerikan Devleti bu operasyondan haberi olmadığını iddia eder.
It was like this not because of the risk we're taking.
Böyleydi ama risk aldığımız için böyle değil.
Have a mai tai, soak up some sun because I'll be contacting you soon, and when I do, I want this plan of yours to be thoroughly mapped out.
Mai tai iç, günes isigi al biraz çünkü yakinda senle iletisime geçecegim ve geçtigimde bu planinin tamamen haritalanmis olmasini istiyorum.
I wanted to spread this thing everywhere because I knew that we could just make a lot of people so happy.
Bunu her yere yaymak istedim çünkü çok fazla kişiyi mutlu edebileceğimizi düşündüm.
There's this battery recycling facility that was closed down recently because of all the arsenic, lead and sulfur that it was emitting.
Yaydığı onca arsenik, kurşun ve sülfürden dolayı yakın zamandan kapatılmış bir pil geri dönüşüm fabrikası var.
You launched this investigation of Dirk because?
Yönetim kurulu tolantısında sonra söylediklerinizi duydum aslında sizin söylediğiniz şeylerdi onun hakkında tıpkı kan kokusu almak gibi. Dirk'e karşı bu soruşturmayı başlattın.
Uh, okay, again, this is not because of Josh.
Uh, tamam, tekrar, bunun sebebi Josh değil.
Uh, it's just, you wouldn't get this about me because of my wide student fan base, but I actually don't have a lot of girlfriends.
Uh, it's just, you wouldn't get this about me Uh, sadece, geniş bir öğrenci fan kitlem oluşu konusunda beni anlayamazsın, ama aslında çok fazla kız arkadaşım yok.
I was just shopping for a map because I'm completely lost in this part of the galaxy- - - Okay.
Pekala.
Because if he had not died during the apocalypse, all of this would not be mine.
Çünkü kıyamet geldiğinde ölmüş olmasaydı tüm bunlar benim olamazdı.
I was crying inside my helmet, because of the pain I felt during this 36 hours.
Kaskımın içinde ağlıyordum. 36 saattir acı çekiyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]